Turuncu Eleni – Mustafa Balel

Mustafa Balel öyküde lirizm öğesini yakalayan bir yazar. Sekiz öyküsünün yer aldığı “Turuncu Eleni” bu duyarlıklarla yüklü. Öykülerinin tümünü ben- anlatıcı üzerine kurmuş. Balel, tek tek yaşamları / yaşanılanları ele alıyor.
Öykülerin ortak figürü olan bu kişilerin yaşadıkları “an”lar ve “durum? ve “olay”lar öne çıkarılırken arka planda insanı insana bağlayan, yaşadıklarıyla ilişkileri var kılan değerleri (Gülname, Turuncu Eleni); gelinen büyükkentte sığıntıvari yaşamın açmazları (Bir Avuç İstanbul, Anacık), savruklukları, debdebeleri (Köşküm Var Deryaya Karşı); bir başına kalınan yaşlılık ?an?larının süregiden tekdüzeliğinin o yaşamları var ediş gerçeklikleri (Matruşka Bebekler) yansıtılır.

Son iki öykü (Şu Gönül Şarkıları, Camgüzeli ya da Sürmeli?nin İki Dünyası) yine bu bağlamda anılabilecek gerçekleri dile getiriyor.
Feridun Andaç / Gösteri Dergisi
www.mustafabalel.com ‘dan alıntıdır.

Tanıtım Yazısı
“Anlatım ve diyalog ustalığının hemen göze çarptığı bu öykülerin, her sözcüğü titizlikle seçilip yerli yerine oturtulmuş ve adeta damıtılmış…” Tarık Dursun K. Edebiyatın en zor türlerinden biri olan kısa öykünün en iyi örneklerinden oluşuyor, Turuncu Eleni. Değişik çevrelerden getirdiği son derece değişik kadın ve erkek tiplerini çoğu kez bir çocuğun, iki yüzlülükten uzak, sıcak içten ve doğrucu tanıklığında işlerken mekan olarak İstanbul’u seçmiş Mustafa Balel. Duyarlık ve gerçeklik dozunun çok iyi ayarlandığı öykülerin arasına, Paris’te Fransızca olarak yayımlanan Le Transanatolien adlı yapıttaki Anacı’ı da katmış yazar. İlginç biçim denemeleri ve teknik yeniliklerin yanısıra, bireyin iç dünyasının derinliklerine inen, insancıl gözlemlerle yüklü öyküler…

Kitabın Künyesi
Turuncu Eleni
Mustafa Balel
E Yayınları
Baskı Tarihi: 1992
101 sayfa

Balel?in Öykücülüğü / Feriun Andaç

Balel, 1960 kuşağı öykücülerimizden. İlk yapıtı ?Kurtboğan? 1974?te yayımlandı. Sonra diğer öykü kitapları geldi: ?Kiraz Küpeler? (1977), ?Gurbet Kaçtı Gözüme? (1983) ve ?Turuncu Eleni? (1992).

İlk kitabında ağırlıklı olarak Doğu Anadolu yöresi yaşamından kesitlere yer verdi, o yöre insanının sorunlarını, açmazlarını dile getirdi. ?Kiraz Küpeler?, bu insanların kente sürüklenen serüvenini; ?Gurbet Kaçtı Gözüme? değişimle yaşanan iç / dış göç olgusunun onun öykü coğrafyasındaki insanların yaşantılarındaki boyutlanan durumlarını yansıtır.

Bu öyküler toplamına baktığımızda Balel; öyküde değişimin, farklılaşmanın, toplumsal yaşamda oluşanların bireyin dünyasına yansımalarını dile getirmenin öykücüsüdür diyebiliriz.

Yeni kitabı ?Turuncu Eleni?de yer alan 8 öyküsünde (?Gülname?, ?Turuncu Eleni?, ?Anacık?, ?Köşküm Var Deryaya Karşı?, ?Matruşka Bebekler?, ?Şu Gönül Şarkıları?, ?Cam Güzeli ya da Sürmelini İki Dünyası?) bu dünyalara, bu kez daha ayrımlı yöneliyor. Daha bireysel durumları, an?ları, an?ların uzanımlarını, yaşanılan durumları dile getiriyor.

?Gülname?de evlenip Mardin?e giden Gülname?nin ardında bıraktığı boşluk, duyulan özlem küçük kardeşince dile getirilir. ?Turuncu Eleni?de trajik yaşamın gizi anlatılır.

?Bir Avuç İstanbul?da, günübirlik gezi için gelinen İstanbul?da, evde kapalı kalan bir çocuğun İstanbul?u görme, tanıma düşünün yıkılışı, büyüklerin aymazlığı yüzünden, onun beklentisinin yaşattığı durum yansıtılır.

?Anacık?ta, fabrikada çalışan anne ve evde yalnız kalan çocukların yaşadığı / yaşattığı trajedi; ?Köşküm Var Deryaya Karşı?da güne dönük özlemlerin dile gelişi; ?Matruşka Bebekler?de Salih Efendi ile Saliha Hanım?ın benzeşen / sıradanlaşan dünyası; ?Şu Gönül Şarkıları?nda kaçışı alkolde bulma kolaylığını seçen bir aydının hüzünlü yaşantısını; ?Cam Güzeli ya da Sürmeli?nin İki Dünyası?nda bireyselleşen kurumların yaşanan an?la içerlenen gerçekliklerini yansıtır Balel.

Anlatımındaki lirizm, sözün özlüce söylemi öyküsünü öne çıkarıyor ilkten. Bir oya gibi işliyor ele aldığı temayı. Balel; son öyküler demeti ile sunduklarında, öykücülüğünü özgün bir yere getiriyor.

Feridun Andaç, Banksis, Eylül 1993

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir