İyi ki Adam Olamamışım! – N. Deniz Yılmaz

(?) Kapıdan çıkarken fazla mesaileri yatmış olsa bu duruma düşmeyeceklerini söyleyerek kendilerini bu duruma düşüren patronundan dolayı ?Müdürüm, sizi tenzih ederim. Ben bunları iyi tanırım, alayı şerefsiz bunların!? dedi.
Müdür, gülümsemekle yetindi.

***

Ümraniye?de dolmuştan indiğinde cebinde üç lira kalmıştı. İki lirasını ertesi günün dolmuş parası olarak ayırdı. Kalan bir lira ile çikolata da alamazdı. Loto oynamaya karar verdi. Loto bayiine girdi, utancını yenmek için cebindeki bozuk paradan kurtulmak istermişçesine ?Üstat, şundan makineye bir kolon oynatır mısın?? dedi. Lotocunun sert bir hareketle makineden çıkardığı kuponu ikiye katlayıp itina ile cebine koydu.
Sabah işe geldiğinde hâlâ aynı kızgınlık içindeydi. Murat Bey, mesaiye geldiğinde aynı kızgınlık ve kırgınlıkla maaşların yatırılıp yatırılmadığını sordu. Murat Bey, internetten kendi banka hesaplarına girdi, maaşı yatırılmıştı. Bağlı oldukları şirket tüm
(?)
Odada yalnız kalan Selim, sol dirseğini masaya koydu, sol elinin iç tarafına yüzünü yasladı. Gözleri donuk bir ifadeyle karşı duvardaki resme odaklandı; ?Ben niye bu Murat?a bu kadar para veriyorum ki? Bugüne kadar çalıştıysa parasız mı çalıştı? Ona verdiğim parayı kimseye vermiyorum. Ben onun yerine aynı işi üçte biri fiyatına yapacak bir sürü adam bulurum? diye düşündü.
Az önceki sevecen, müşfik tavrından eser kalmamıştı. Kendisini korku ile karışık öfke içinde, köşeye sıkıştırılmış bir kedi gibi hissediyordu.
Telefona uzandı, insan kaynakları müdürü ile muhasebe müdürünü çağırdı.
Az sonra müdürlerin ikisi de odasındaydı. Muhasebe müdürü patronun bu yüz halini iyi bilirdi. ?Allah vere de şimdi bana patlamasa!? diye düşündü.
Selim, sağ elinin işaret parmağı ile havaya yatay bir çizgi çekerek; ?Başta Murat olmak üzere dördünün de hesabını derhal kesin. Ben bu tipleri iyi tanırım. Alayı şerefsizdir bunların!? dedi.
(Kitaptan)

?ÇÜRÜYEN VE YÜRÜYEN?E AYNA TUTAN ÖYKÜLER – Müslüm Kabadayı
Doğa-insan arasındaki nesnel çatışmanın, birey-toplum yanında kahramanlar arasında ve kahramanın kendi iç dünyasındaki çatışmayla öznel boyut kazandığı andan itibaren öykü vardır. Bu, insanın ve toplumun gelişimiyle doğanın değişiminin öyküsüdür aynı zamanda.
Yaşamın tüm alanlarında eylemsel bilinçle kendini geliştirmesi gereken bireyin dünyasını çelişki ve çatışmalarla kuşatan sınıflı toplumlarda, öykülerin tema-konu ve içeriğini belirleyen temel unsurun, sınıf çatışmasının bin bir yansıması olduğunu biliyoruz. Bu ?yansımaların yansılayıcısı? olan yazarların dünya görüşlerine, algı-imgelem gücüne göre de edebi yapıtların biçimlendiğini söyleyebiliriz. Burada önemli olan; gerçekçi, özellikle toplumcu gerçekçi edebiyatın yaratıcısı olanların, olay-kahramanlar-dönem-toplum biçimi bakımından çelişki ve çatışmaları tanıklık etmenin ötesine geçip gelmekte olanın ipuçlarını, görüngülerini, sezgilerini nasıl verdiğidir. Bu açıdan bakıldığında edebiyatımızda Sabahattin Ali ve Orhan Kemal, öykü ve romanımızın güçlü kalemleridir. Onların çizgisinden günümüze gelen ve geleceğe yol alacak olan ?yeni kalemler? söz konusudur. ?İyi Ki Adam Olamamışım!? adlı ilk öykü kitabıyla N. Deniz Yılmaz, ?yeni kalemler?den biri olmaya aday olduğunu göstermektedir.
Onun öykülerinde Türkiye toplumunun son 40 yıldaki yaşadığı önemli çelişki ve çatışmaların izlerine rastlamak mümkündür. Köyden kente, başka ülkelere göç olgusunun yeni durumunu yansıtan Selim Kara ve Ramo karakterleri önemlidir. Asker kökenli bir yazarın, son yıllarda bir sektör haline gelen ?güvenlik hizmetleri?nde çalışanların gerçekliğini ustaca kaleme aldığı öykülerdeki sınıf atlama çelişkisinin, kahramanların vicdanında yarattığı yarılmayı betimlemesi, takdire değerdir ve bunun edebiyatımızda yeni bir konu olduğu da söylenebilir. Yine ?Bayrak? adlı öyküde, kökeni ve inancı ne olursa olsun bir insanın yurt sevgisi ve bağımsızlık bilincinin, hamasetin aşılarak halklar arasındaki kucaklaşmanın çimentosu olduğu sezdirilirken, estetik düzeyin yakalanması da önemlidir. ?Yeni Gitarcı/ Eski Gitarcı?da, ordudaki çelişkiler ve oradaki insani durumların ?içerden biri?nin diliyle öykülenmesi, edebiyatımızın kazanımlarından olacaktır.
N. Deniz Yılmaz?ın, insani durum ve duyarlıkları, böylesine yalın ve aynı zamanda mizahi bir dille öyküleştirdiği ?İyi Ki Adam Olamamışım!? kitabının, okur tarafından özenle okunacağını ve eleştirmenlerce titizlikle değerlendirileceğini düşünüyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir