Abdülcanbaz / Turhan Selçuk’tan İnsan Manzaraları – Nazife Güngör

Çizgiroman, çizgi ve yazının bir arada olduğu, kolay okunur ve anlaşılır evrensel bir tür. Türkiye?deki en uzun soluklu ve geniş okur kitlesine ulaşan tek çizgiroman ise hiç kuşkusuz Abdülcanbaz? Abdülcanbaz, bir bakıma Türkiye?nin siyasal, ekonomik, toplumsal ve kültürel tarihinin aynası gibidir? Toplumsal gerçeklikle bire bir bağlantılı olarak kurgulanan bir çizgiromandır? Yaklaşık 50 yıl önce, 1957?de Demokrat Parti?nin karabasan gibi toplumun üzerine çöktüğü bir ortamda Milliyet sayfalarında boy göstermeye başladı Abdülcanbaz; kısa sürede halkın sevgisini kazanarak, mertliği ve cesur yürekliliğiyle okurun hayranlığını üzerinde toplayan, tapılası bir halk kahramanı oldu; o günlerden bugünlere Türkiye gündeminin en esaslı gözlemcisi ve sözcüsü olarak yaşamını sürdürüyor; şimdilerde ise, zaman zaman anılara dalarak da olsa, memleketin hallerini, Cumhuriyet?te izlemeye devam ediyor. Prof. Dr. Nazife Güngör bu kitapta, Abdülcanbaz?ın öyküsünü ve derinlemesine bir çözümlemesini okurla buluşturuyor.

SUNUŞ
Çoğu zaman içinde bulunduğumuz gerçekliği öylesine hızlı ve seri biçimde yaşarız ki, onu farklı yönleriyle algılamaktan, anlamaktan ya da değerlendirmekten uzak kalabiliriz. Bazen de kendi gündelik yaşamımızın sorunlarıyla kuşatılmış olmaktan dolayı dışımızdaki yaşamlarla ve insanlarla bağımızı koparabilir, yaşamı, içerisine sıkışıp kaldığımız o küçücük dünyadan ibaret sanabiliriz. Bu da içerisinde yer aldığımız, parçası olduğumuz dünyayı bütünsel biçimde algılamaktan ve anlamlandırmaktan alıkoyar bizi.
Sanat ve yazın ise yaşamın çok daha bütünsel, derli toplu ve net algılanışına aracılık eder. Çünkü sanatsal ve yazınsal ürünler bir bakıma bizim de içinde yer aldığımız yaşamın kurgulanıp, paketlenip bize sunulması anlamına gelir. Bu kurmaca paketler yaşamın hemen hemen tüm boyutlarını, çoğu zaman da içinde yaşarken farkına varamadığımız ayrıntılarını tüm çıplaklığıyla önümüze sererler. Böylece gerek kendi yaşamımızın, gerekse de başka insanların ve toplumların yaşamlarının farklı yönlerine ve çeşitli ayrıntılarına ilişkin düşünce ve bilgi sahibi olmamız kolaylaşır. Sanat ve yazın ürünleri aracılığıyla edindiğimiz düşünsel ve bilgisel birikim ise bize, içinde yer aldığımız gerçekliği farkında olmaksızın yaşamak yerine farkındalık içerisinde, sorgulayarak, eleştirerek, geleceğe ilişkin idealler oluşturarak yaşamamızı olanaklı kılmaktadır. Bu arada kendi gerçekliğimizle başkalarının gerçeklikleri arasında ilişki kurmak, mensubu olduğumuz toplumla, dış çevreyle ilişkilerimizi daha anlamlı bir kulvarda sürdürmek için de sanatsal ve yazınsal ürünlerin sunduğu kurmaca dünyadan yararlanmak önem taşımaktadır.
Diğer yandan sanatsal ve yazınsal ürünlerin bu anlamdaki işlevlerini gereği gibi yerine getirebilmeleri için sanatçının ve yazarın kendi hedef kitlesini çok iyi tanıması ve tanımlaması gerekmektedir. Sanat ve yazın ürününün sunulacağı kitlenin toplumsal, kültürel, psikolojik vb. özelliklerinin bilinmesi onlara sunulacak ürünün özelliklerinin belirlenmesi açısından önem taşır. Böylece sunulacak sanatsal ve yazınsal ürünün hedef kitle tarafından gereği gibi anlaşılıp algılanabilmesi sağlanmış olur. Bu bir açıdan da kitlenin, kendisine sunulan ürünü sahiplenmesine ve benimsemesine olanak verir.
Turhan Selçuk’un Abdülcanbaz adlı çalışması da yaşamın, içinde yer aldığımız, parçası olduğumuz gerçekliğin çeşitli yönleriyle ve çoğu zaman farkında olmaksızın deneyimlediğimiz ayrıntıların karikatürize ve dramatize edilerek tüm açıklığıyla ve netliğiyle önümüze konulmasıdır. Toplumun hemen her kesimini hedef alan Abdülcanbaz ‘in, biçimsel ve içeriksel anlatı örgüsüyle bu hedefini en üst düzeyde gerçekleştirdiği gözlenmektedir. Toplum genelinde geçerli olan kültürel kodların, imgelerin, simgelerin ve anlatı öğelerinin Abdülcanbaz’da etkin biçimde kullanılması, söz konusu çizgiromanın okur tarafından algılanmasını, anlaşılmasını, en önemlisi de sevilip benimsenmesini olanaklı kılmıştır. Aslında şunu da vurgulamak gerekir ki Abdülcanbaz bir bakıma Türkiye Cumhuriyeti’nin siyasal, ekonomik, toplumsal ve kültürel tarihinin aynası gibidir. Türkiye’de yaşamın her düzeyinde olup biten şeyleri Abdülcanbaz’dan öğrenmek olanaklıdır. Bizimle, bizim toplumumuzla, kültürümüzle böylesine bütünleşmiş, böylesine iç içe geçmiş bir yapıtın benimsenmemesi zaten mümkün değildi. Diğer yandan Abdülcanbaz, yaşamımızın çoğu zaman kendimize bile itiraf etmekten çekindiğimiz, görmezden geldiğimiz, belki de gizlemeye çalıştığımız kaba saba, ama bir o kadar da yaşamın olmazsa olmaz yanları olarak nitelediğimiz boyutlarını gözler önüne sermesi açısından önemlidir.
Bütün bunlardan hareketle Turhan Selçuk’un yazarlığında ve çizerliğinde ortaya konulan Abdülcanbaz adlı çizgiroman biçimsel ve içeriksel yanlarıyla ele alınarak irdelenmektedir. Böylece Abdülcanbaz’ın karelerinden, dolayısıyla da Turhan Selçuk’un penceresinden bakılarak Türkiye’nin siyasal, ekonomik, toplumsal ve kültürel yaşamı çeşitli yönleriyle incelenmektedir. Toplumun aksayan yanlarının, olumsuzluklarının ve olumluluklarının Abdülcanbaz’daki tematik kurguyla bağlantılı olarak değerlendirmesi yapılmaktadır. Aslında itiraf etmeliyim ki ben de bu çalışmayla Türkiye’nin gidişine ilişkin iyimserliklerimi ve karamsarlıklarımı, ümitlerimi ve ümitsizliklerimi Abdülcanbaz’dan ve de Turhan Selçuk’tan destek alarak burada dile getirme fırsatı bulmuş olmaktan dolayı mutluyum. Bu mutlu sonun başlangıcında ise beni bu yolculuğa çıkmaya özendirenler vardı ve onlar bu yolda beni hiç yalnız bırakmadılar. Bu çalışmanın temelini oluşturan doktora tezime danışmanlık yapan, zamanını ve ilgisini hiçbir zaman esirgemeyen çok değerli hocam Prof. Dr. Oya Tokgöz’e burada en içten teşekkürlerimi sunmak isterim. Ve yine öğrencilik yıllarımdan başlayarak bugüne kadar özverili desteğini ve dostluğunu bir an bile esirgemeyen, insancıl özellikleriyle ve akademik kalitesiyle benim için her zaman bir model oluşturan, varlığından dolayı kendimi şanslı bulduğum sevgili hocam Prof. Dr. Korkmaz Alemdar’a da burada teşekkür etme olanağı bulduğum için mutluyum. iyi ve nitelikli insanlarla karşılaşmak konusunda çok şanslı olduğumu düşünmüşümdür her zaman. Sevgi Özel de bunlardan biri. İlk kitabımı çıkarmanın sevincini onunla yaşamıştım ve şimdi içerisinde bulunduğum yoğun iş akışından dolayı yazamamanın, üretememenin üzüncünü yine onunla yaşıyorum. Her karşılaşmamızda, her telefon konuşmamızda acımasızca yüzüme vurulan akademik kulvardan uzaklaşmışlığım üzerken, kışkırtıyor bir yandan da düşünüş ve yazışta yoğunlaşmak için yeniden. Üniversitenin yoğun bürokratik iş akışı içerisinde bir şeyleri düşünebilmenin ve yazabilmenin zorluğuna karşın bu çalışma ortaya çıktıysa, hiç kuşkusuz bunda, Gazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kadri Yamaç’ın sağladığı huzurlu çalışma ortamının çok büyük etkisi var. Onunla karşılaşmış ve birlikte çalışma fırsatı yakalamış olmak benim için büyük bir şans. Dostluğu ve desteği için buradan ona kocaman bir teşekkür gönderiyorum. Ayrıca her aradığımda söyleşi isteğimi geri çevirmeyerek bana zaman ayıran Turhan ve Ruhan Selçuk’a da teşekkür ediyorum. Biz A.Ş’den Osman Uslu’ya da, Abdülcanbaz’a ilişkin görsel malzeme desteği sağladığı için teşekkür borçluyum. Gazi Üniversitesi Basın ve Halkla İlişkiler Birimi’nden sevgili Mehmet, Onur, Alper ve Erhan ise bu çalışmada da yine en yakınımdaydılar. Ve son olarak belirtmeliyim ki bu çalışmanın herhangi bir yayınevinden değil, konusuna yakışır bir yerden çıkması benim için önemliydi. Bu yöndeki desteklerinden dolayı sevgili Mustafa Balbay’a, duyarlılık ve ilgilerinden dolayı da Cumhuriyet Kitapları çalışanlarına teşekkür etmek istiyorum.

Nazife Güngör
Ankara 2008

KİTABIN KÜNYESİ
Abdülcanbaz / Turhan Selçuk’tan İnsan Manzaraları
Nazife Güngör
Cumhuriyet Kitapları / İnceleme Dizisi
Baskı Tarihi: Eylül 2008
208 sayfa

İÇİNDEKİLER / SUNUŞ / GİRİŞ

1. BÖLÜM ÇİZGİROMANIN KISA TARİHÇESİ
1. Giriş
2. Dünyada Çizgiromanın Doğuşu ve Gelişimi
3. Türkiye’de Çizgiroman
2. BÖLÜM BİR ÇİZGİYLE ANLATI SANATI ÖRNEĞİ OLARAK ABDÜLCANBAZ
1. Giriş
2. Turhan Selçuk’ta Grafik Mizah Anlayışı
3. Turhan Selçuk Çizgisinin Genel Özellikleri
4. Turhan Selçuk Çizgisinin Gelişim Evreleri
5. Abdülcanbaz’da Çizimsel Özellikler
6. Grafiksel Doku
7. Dilsel ve Anlatımsal Özellikler
8. Abdülcanbaz Serüvenlerinin Anlatısal Kaynakları
9. Metinlerarasılık
10. Zaman ve Uzam
11. Karakter ve Yazar İlişkisi
12. Okurun Üretim Sürecine Katılımı
3. BÖLÜM
1. ABDÜLCANBAZ’DA TEMATİK YAPI
1. Giriş
2. ABDÜLCANBAZ’DAN MEMLEKET MANZARALARI
1. Atatürk, Liderlik ve Karizmatik Kişilik
2. Devlet, Siyaset, iktidar
3. Güç Çatışmasında Ankara ve İstanbul
4. Abdülcanbaz Meclisi ya da Türkiye Büyük Millet Meclisi
5. Halk Dostu Abdülcanbaz
6. Adalet mi? Yalnızca Bir Düş
7. Siyasal Yaşamdan Karelere Yansıyan Tiplemeler
8. Küresel Emperyalizm Ulus-Devlete Meydan Okuyor
9. Dinin İpliği Pazarda, Laiklik Savunucuları Feryat Figanda
10. “Benim Memurum İşini Bilir”
11. Aydın Olmak ya da Kes, Kopyala, Yapıştır
12. Halkın Gazetecisi Abdülcanbaz
13. Bilginin ve Bilgenin Gücü
3. SEZAR’IN HAKKI SEZAR’A DEĞİLSE KlME?
1. İyiler için Mutlu Son mu?
2. İyiler, Muhalifler, Mağdurlar
3. YAŞAM BİR İKTİDAR OYUNUNDAN BAŞKA NEDİR Kİ?
4. Gücün Büyüsü
5. Güç İlişkileriyle Örülmüş Bir Yaşam
6. Gücün Pekiştirici Araçları
4. BÜTÜN ZAMANLARIN AYRILMAZ İKİLİSİ: EGEMENLİK VE BAĞIMLILIK
1. Egemenlik ve Bağımlılığın Kaynakları
2. Abdülcanbaz’da Efendi ve Köle İlişkisi
3. Egemen-Bağımlı ilişkisinin Doğum Yeri Aile
4. Grup Düzeyinde Egemenlik ve Bağımlılık
5. Toplumsal Sınıf, Egemenlik ve Bağımlılık
6. Etnik Düzeyde Egemenlik ve Bağımlılık ilişkisi
7. Cinsiyet Düzeyinde Egemenlik ve Bağımlılık
8. Egemenlik-Bağımlılık İlişkilerinin En Doğrudan Uygulama Alanı: Şiddet

SONUÇ KAYNAKÇA

Nazife Güngör ‘ün Hayatı
1986 yılında Ankara Üniversitesi Basın Yayın Yüksekokulu?nu bitirdi. Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü?nün İletişim Anabilim Dalı?nda yüksek lisans ve doktorasını tamamladı. 1991 yılında Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü?ne araştırma görevlisi olarak başladı. 2000-2001 öğretim yılında Türkiye Bilimler Akademisi bursuyla İngiltere?de Manchester Üniversitesi?nde konuk öğretim üyesi olarak bulundu. 2004-2008 yılları arasında Gazi Üniversitesi Rektörlüğünde, basın ve halkla ilişkilerden sorumlu rektör danışmanı olarak görev yaptı. Halen Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde öğretim üyesi olarak görev yapan Prof. Dr. Nazife Güngör?ün popüler kültür, iletişim kuramları ve iletişim sosyolojisi alanında çok sayıda makale ve kitap çalışmaları bulunmaktadır.

1 Comment

  1. yukarıdaki yazılardan anladığım kadarıyla dünyaya cumhuriyet gazetesi gözlüğüyle bakılmış 1950 lerde demokrat parti bir karabasan ollarak gösterilmiş aksine bencede tek parti dönemi milletin üzerine karabasan gibi çökmüştür en basit örnek dersimde yapılan katliamların hesabı açıkta duruyor önce bunları çözeceksiniz prof.nazife hanım sonra karabasan gibi milletin üzerine çökenlerin hesabını bu millet yapar siz merak etmeyin

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

Previous Story

Cemal Süreya ‘nın Kaleminden Turhan Selçuk…

Next Story

Louise Michel – Prof. Dr. M. Şehmus Güzel

Latest from İnceleme

Go toTop

OKUMA ÖNERİLERİMİZ