Abidin Dino 1913-1993 / 3 Cilt – M. Şehmus Güzel “Her parmağında binbir hüner bulunan sanatçı; artiste complet”

Yazar M. Şehmus Güzel, dostluğu Parisli yıllarının başına, yani 1982 ve 1983’e kadar uzanan Abidin Dino’yu yeterince tanınmamasından hareketle 1993 yılında kaybetmemizin ardından 3 ciltlik, 1.200 sayfayı bulan Abidin Dino adlı yapıtıyla büyük bir eksikliği tamamlıyor.
‘İkiletmezdi. Kapıyı çalar çalmaz açardı Abidin. Daha açmadan ‘geldim, geldim!’ sesleri arasında. Beklendiğinizi anlatmak için. Girerken, ilk kez gördükleri de dahil, herkesi kırk yıllık arkadaşı gibi karşılardı. Hemen eşitlik sağlansın, aradaki buz dağları, olası buz dağları, bir anda eriyip gitsin diye. Abidin Dino işte böyle bir can arkadaştı… Onunla dostluğumuz, 1980?li yılların ilk yarısında, haftada bir, on beş günde bir, ev atölyesinde ziyaretlerimle, düzenli bir biçim aldı… Abidin?le dünya kadar şey konuştum; 1789 Fransa Burjuva Devrimi’nden, Paris metrosuna, işçi grevlerinden, Türkiye’den en son haberlere, yakında yapacağı resim sergisinden yeni çıkan kitaplara, her konuda, her alanda’ Arkadaşlar, anılardaki arkadaşlar eksik olmazlardı. En başta ve elbette Nâzım Hikmet. Sonra Yaşar Kemal. Adanalı yıllardan İstanbul’a, oradan Parislere uzanan otuz iki kısım tekmili birden maceralarıyla…. Sohbetlerimizde Osmanlı’ya, Türkiye’nin 1930’lu yıllarına ‘uzanmalar’ konuştuklarımıza ayrı bir tad katarlar, ayrı bir koku taşırlardı. O zaman ‘davetliler’ arasında Pierre Loti’yi, Ostrorog ailesinin bütün fertlerini ve misafirlerini, Georges Simenon’u, Fikret Muallâ’yı ve diğerlerini bulabilirdik… Abidin?den çok şey öğrendim. 23 Mart 1913?te İstanbul?da doğdu. 7 Aralık 1993’te Paris’te aramızdan ayrıldı. 80 yıllık ömrüne çok şey sığdırdı. 20. yüzyılın en önemli tanıklarından biriydi… Ressamdır, heykeltıraştır, gazetecidir, karikatüristtir, yazardır ve saati gelince de şairdir Abidin. Birçok arkadaşının yapıtlarını Fransızcaya kazandıran bir çevirmendir de… Resimleri hat sanatının, rüya dünyası ile kendi düşüncelerinin, düşünce dünyasının karışımıdır. Gerçekle yaşananın, dünyadan ve kendisinden gelenlerin gösterimidir… Yaşamın bütün belalarını tattı, yaşamın güzelliklerini es geçmeden. Hiçbir şeyi ihmal etmedi. Güzel yaşadı Abidin. Hiç ölmeyecekmiş gibi… Abidin biraz da hepimizin öğretmenidir. Onunla dünya kadar sohbetimden, söyleşilerimden, izlenimlerimden ve değişik kaynaklardan, Abidin Dino için yazılanlardan, oluşturduklarımı sizinle paylaşmak istiyorum. Hem Abidin?i bir kez daha ve hep beraber anabilmek için, hem de ona bir arkadaşlık armağanı sunabilmek arzusuyla. Anılara saygı gerek çünkü. Anılar uçup gitmesinler. Uçup gitmeden önce iz bıraksınlar bir yere: İşte buraya, bu kitaba…?

www.acikgazete.com’da 16.03.2008 Yılında Kitabı Üzerine M.Şehmus Güzel’le Yapılan Söyleşi
Prof. Dr. M. Şehmus Güzel (fotoğraftaki), ‘Abidin Dino tanınıyor fakat büyük sanatçı yanı yeterince bilinmiyor’ dedi. Nazım’ın ‘Sen mutluluğun resmini yapabilir misin?’ diye sorduğu Abidin’i Prof. Dr. M. Şehmus Güzel, 3 ciltlik, 1.200 sayfalık “Abidin Dino” kitabında anlattı. Güzel ile yakın tarihimizin en büyük sanatçılarından Dino’yu konuştuk…

– Neden ve nasıl böyle bir çalışma yapmaya karar verdiniz?
– Abidin Dino?nun bizi 7 Aralık 1993?te terketmesinden sonra hemen hemen bütün gazete, dergi ve benzeri yayın organlarında hemen hemen herkes bir şeyler yazdı. Abidin?i anmak için bunlar çok duygulu, sevimli ve son derece şirin şeylerdi.

Ama Abidin?i tanımak için yeterli değildiler. Yayınlanan makaleler ve haberler sayesinde şunu da farkettim: Abidin yeterince tanınmıyor. Ve hatta hayatına ilişkin kimi konularda, kimi noktalarda hatalar bile var. Bunlarda bizzat Abidin?in bile rolü olduğunu belirtmeme lütfen izin veriniz… Çünkü çocukluğundan beri rakamlarla arası iyi olmadığından (Robert Kolej?de orta öğrenimini terketmesinin nedenlerinden biri de mutlaka aritmetikti) Abidin, yaşamındaki önemli dönüm noktalarının tarihlerini bile yanlış anımsardı. Yanlış yazardı. O zaman bu yanlışların sürmesi bir yerde kaçınılmazlaşıyordu.

Bunun üzerine Abidin Dino?nun 23 Mart 1913?te doğumundan vefatına kadar geçen zaman dilimini kapsayan bir çalışma için kolları sıvadım.

1993?ün hemen sonunda. Yanlız şunu da eklemeliyim Abidin?le Temmuz 1988?den vefatına kadar hayatının değişik dönemlerini söyleşi yöntemiyle yapıp kasetlere kaydetmiştim. Ve bir kısmını da değişik yayın organlarında yayınlamıştım. Ki bunları daha önce, bildiğiniz gibi, Abidin Dino ile Söyleşiler. Yazıları Hayat ve Sanat (Peri Yayınları, İstanbul, 2006) isimli kitabımda yayınladım. Abidin?le dostluğum, yakın arkadaşlığım Parisli yıllarımın başına, yani 1982 ve 1983?e kadar uzanıyor. O günlerden sonra düzenli olarak görüşmelerimiz elbette bu kitaplar için belirleyici veriler içeriyorlardı.

O günlerde Abidin?in bizi bırakıp gideceğini ve benim onu anlatacak kitaplar yazacağım hiç mi hiç aklımdan geçmedi. Abidin?le bu meseleyi konuşmadık bile. Bu çok doğal, çünkü, Abidin?in bizi böyle birdenbire bırakıp gideceiğini aklımdan asla geçirmiyordum.

Bu çalışmamda Abidin?in bizzat anlattıkları işime yaradılar elbette. Ama hayatının geniş dönemleri hakkında yeterli bilgi yoktu. Abidin de zaten hayatının kimi dönemleri için hiç bir şey yazmamış, hiç bir şey söylememişti.

O zaman şöyle bir yöntem uyguladım; Abidin üzerine yazılanların ve bizzat Abidin?in yazdıklarının tümünü okumak… Çünkü, Abidin, iyi bir çiftçi gibi birçok yazısına hayatından kimi sahneleri, kimi ufak tefek anıları tohum serper gibi serpiştirmiştir. Bunlardan hareket ederek Abidin?i hayatının değişik dönemlerinde yakından tanıyan insanlarla söyleşiler yaptım. Elbette en başta eşi, yeri doldurulmaz sevimli insan Güzin Dino ile. Güzin?le aynı konuları kırk kere konuştuğumuz oldu.

Her seferinde yeni bir şeyler daha ortaya çıkıyordu. Ve her seferinde bir öncekinde anımsanamayan bir isim, bir olay da kendini ele veriyordu. Güzin?le ve diğer dost ve arkadaşlarla dünya kadar kaset doldurdum. Abidin?in bütün kadim dostları en olumlu tarzda bana yardımcı oldular. Hepsine teşekkür borçluyum… Bu sevimli insanların listesini kitabın kaynakça bölümünde ve söyleşi tarihleriyle sunuyorum.

– Sonra ardından kitaplar geldi…
– Evet böyle bir çalışmadan sonra belli bir tarihi dizime göre anlatılanları derleyip toparlamak ve düzene koymak gerekiyordu. Ben de öyle yaptım. Ve bu üç ciltlik çalışma ortaya çıktı. Elbette bunların yayınlanması da başlı başına bir serüven oldu.Onu da başka bir gün anlatırım.

-Siz de belirttiniz Abidin Dino çok tanınan biri değil mi? O kadar tanınan birinin bilinmeyen nesi kalıyordu ki? Kitaplarınızda ?yeni? olarak ne veya neler var?
-Bunu kitabı okuyunca göreceksiniz. A?dan Z?ye yeni bilgiler var diyebilirim. Evet haklısınız Abidin Dino çok tanınan birisi. Hele Adana?da dedesi Abidin Paşa Adana?da uzun sure valilik yaptı ve dünya kadar şey gerçekleştirdi. Saat Kulesi gibi… İsmi şimdi bir caddede ve birçok mekanda yaşatılan Osmanlı İmparatorluğu?nun ve döneminin önemli bir siyasetcisi ve devlet adamıydı Abidin Paşa.

Tornuna gelince, Abidin Dino, önce 1926 yaz aylarında geldi Adana?ya at sırtında dolaştı. Ava çıktı mı? En güzel günlerini geçirdi Adana?da o çocuk… Babası Rasih Bey?le?

Sonra Abidin Dino 1943 başından 1945 ortasına kadar Adana?da ?ikamete memur? olarak bulunduğunu görüyoruz. Yani sürgündü Abidin Dino Adana?da, kendi ülkesinde.

Dedesi bunu duysaydı bir fesuphanallah çekerdi ki Toroslar titrerdi, doğrusunu isterseniz. Ama 19. yüzyılın sonundan 20. yüzyılın ortasına kadar köprülerin altından çok şu akmış, gel zaman git zaman devran dönüvermişti. Ama ne olursa olsun Abidin Dino ismi bugün, örneğin Adana?da şirin bir parkta yaşıyor. Bu da az şey değildir elbette.

Abidin için Adanalılar hem gerçek ve candan birer hemşeri olarak kaldılar… 1970?de Adana?yı ziyaretini de isterseniz başka bir sefer konuşuruz. Adana?yı, Çukurova?yı ve insanlarını çok sevdi Abidin. Tanığıyım. Hele o belalı sürgün günlerindeki efendi, yardımcı ve dayanışmacı dostlarını, Naci Bey?i, Yaşar Kemal?i, Orhan Kemal?i ve diğerlerinin…

Evet Abidin tanınıyor. Fakat Abidin yeterince BİLİNMEYEN BÜYÜK BİR SANATÇIDIR. Fransızcada “artiste complet” diye bir deyim vardır… Her parmağında binbir hüner bulunan sanatcıya denir ve işte hemşeriniz Abidin böyle bir sanatçıydı. Ve onu tüm yönleriyle anlatmak için de böyle hacimli bir çalışma gerekiyordu. Elbette Abidin hakkında herşeyi de söylemiş ve/veya yazmış ta değilim.

– Evet ben de onu sormak istiyordum… Abidin Dino?ya ve hayatına ilişkin herşeyi anlatabildiniz mi?
– Maalesef hayır. Bu hem mümkün değildi… Çünkü Abidin?i tanıyan, onunla birlikte bir süre yürümüş ne kadar insanla konuşursam konuşsam bile bilinmeyenler ve asla bilinemeyecekler var. Çünkü Abidin hiç bir zaman bütün hayatını a?dan z?ye kadar anlatmak yanlısı olmadı. Abidin anlatmayınca istediğimiz kadar araştırma yapalım bulamayacağımız ve ortaya çıkaramayacağız hayat dilimleri, an(ı)ları olacaktır. Bu istesek te istemesek te maalasef böyledir.

Hem de bu çalışma için yirmi yıldan fazla zaman içinde bizzat topladığım malzemeyi bile tümüyle kullan(a)madım. Çünkü bütün malzemeyi kullanmaya kalksaydım üç ciltten daha fazlasını yayınlamak gerekecekti. Ve bunun okuyucuyu yorması olasılığı vardı. O nedenle Abidin?in hayatının en önemli ve her açıdan onu tanımaya ve bilhassa bilmeye yönelik bu üç cilt bir çırpıda okunabilecek bir bütünlük içinde sunuluyor. Böylesi en iyisi oldu.”

Kitabın Künyesi
Abidin Dino 1913-1993 / 3 Cilt
M. Şehmus Güzel
Üç cilt, binikiyüzkırkaltı sayfa,
Kitap Yayınevi, İstanbul, 2008.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir