Abidin Dino: Şair ve Yazar – M. Şehmus Güzel

Abidin Dino?yu çok eskilerinden beri tanıyan Pertev Naili Boratav, arkadaşını şöyle tanımlıyor : « Abidin Dino hem ressam, hem yazardı. Şiirleri vardır ve çok güzeldir. »
Boratav’a hak vermemek elde değil. İşte Abidin’in Sinan kitabından bir alıntı. (1) Kimden mi : Şeyh Bedreddin’den. Ama bunu ya Abidin yazmışsa?
« İznik Gölü’nde akşam oldu.
Dağbaşlarının kalın sesli sipahileri
güneşin boynunu vurup
kanını göle akıttılar. »
Nasıl? Harika değil mi ?
Abidin şairi « şair büyücüdür » diye tanımlar. Ama buradaki « büyücüyü » büyülüdür biçiminde okumamızı hiç kimse engelleyemez.
Abidin?in şairliğini ispat için İstanbul?a ve 1930?ların sonuna kadar gitmemiz gerekiyor. Önce Abidin?e kulak vermemiz lazım : « Kimi gün öylesi Yahudi dilberleri ışıl ışıl tırmanıyordu ki yokuşu, dizlerimizin bağı çözülüyor, İlhan Berk?le olduğumuz yerde kalakalıyorduk bir süre. »
Abidin o günlerini bir şiirinde dillendirir. Bu bir aşk şiiridir :

« Toprağı öpen beygirlerin kuru dudaklarına acı!
Islat yağmur, gel yağmur;
Ağaçlar oğlansız avrada dönmüştü.
Ak yağmur, gel yağmur.
Yalvarırım.

Şehir ve toprak seni bekler;
Şehir sıcaklarına veda!
Kalçalarımızda gök gürlemişti.
Ve kara bulutlu gök, deniz dipleri
kadar dağlık, karanlık, derin,
balıksız bir âleme dönmüştü.

Islak bir kız okşadığımı hatırlıyorum.
Gece ve sel, şehrin üzerine yuvarlandı.
Çıplak kız lezzeti, kâinat
ve dudaklarım birbirine giriverdi;
hatırlıyorum bu böyle olmuştu.
Ta derinlerimize kadar ak yağmur!
Yalvarırım.

Nerde idik, kızın birdenbire
gülümseyen, hayran, sırılsıklam
yüzünü gördüm.
İri damlalar açık pencereden
içimize akıyordu.

Seni tâ derinlerimizden, uzak derinlerimizden
arzuladık, bizi ısrarla okşa yağmur.
Yağ yağmur, divane yağmur.
Serin yağmur, can yağmur!
Yalvarırım.?
(Bu şiir önce 30 Ağustos 1940 tarihli Yeni Yol dergisinde yayınlandı : Yıl : 1, Sayı : 1, Sayfa : 15 – 16. Sonra Yeditepe Öyküleri?nde : s. 45 ? 46) (2).

Abidin aynı zamanda iyi bir yazardır.

Daha önce yayınladığım « Abidin Dino?nun yapıtları » başlıklı makalemde değindim için burada yinelemeyeceğim. Ama yine de bir-iki satır yazmalı :

Abidin?in kitapları, roman mı desem, anlatı mı desem, aslında birçok romanı içeren birer « alamet »tir. Örneğin Le Pera Palace?ı bir okuyalım hele. Eller kitabından mı başlamalı? Acıyı Çizmek ne güne duruyor? Hastane resimleri ve onların öyküsünü anlattığı « Sunu Gibi » başlıklı satırlar bir içim su, nasıl okunmaz?

Abidin?in piyes yazdığını biliyor muydunuz? Örneğin Verese ve Kel. Senaryoları. Yılmaz

Güney yaşasaydı, bu iki ünlü sanatçımız belki bir gün birlikte ne çok şey yaratacaklardı.

Abidin çünkü aynı zamanda bir sinema ustasıdır : 1966?da Goal! (Türkçesi daha güzel diyesim geliyor : İşte : Altın Goller) isimli uzun filmi, Dünya Kupası?na ve futbola, sanatçının bakışıdır. Futbol ve şiddet. Abidin için statlar « yüzyılımızın arenalarıdır ». Hooliganların gelişini öngörmüştür Abidin. Londra?daki Dünya Kupası?nı birden çok (16 mıydı? 20 mi?) kamera ile filmleştirmek Abidin?in fikridir. Bu dönemi için bir ihtilaldir. Ağır çekimle, tekme yiyen oyuncunun ıstırabını, tekme atanın « puştluğunu », hainliğini Abidin gösterdi. Ağır çekimin futbola mal edilmesinini öncüsüdür. 1967?de Ankara?da Gölbaşı Sineması?nda Goal!’ı seyreden futbolseverler anımsıyorlar. Abidin için futbol bir tür baledir.
Abidin herkesin bildiği gibi ressamdır, sadece ressam değildir ama daha çok ressam olarak tanınır ; kahve falından, vapur penceresinden bize ve dünyaya bakar ve çizer : Bu dünyayı, insanlarını, şeylerini, hayvanlarını, uzayı, çiçekleri….
İşte Şakir Eczacıbaşı yazıyor :
“Bir Rönesans adamıydı Abidin Dino… Yaratıcılığını, düş gücünü, özgünlüğünü sanatın her alanında gösterdi : Resim, heykel, seramik, sinema, deneme, eleştiri, öykü, anı… Ama benim, belki de onu yakından tanıyan herkesin aradığı, özlediği (ve özleyeceği. Bunu ben ekliyorum. MŞG) yanı, onun dostluğu, sevecenliği, sohbet dünyası… Bizden ayrıldığından beri « yüzü », « elleri » aklımdan hiç çıkmıyor. Abidin için neler söylenebilir, neler… BURADA, BERNARD SHAW’UN, WİLLİAM MORRİS ÖLDÜĞÜNDE SÖYLEDİKLERİNİ, ABİDİN İÇİN YİNELEMEKLE YETİNMEK İSTİYORUM : «?ONUN GİBİLERİNİ ANCAK KENDİ ÖLÜMÜYLE YİTİRİR İNSAN, O ÖLDÜĞÜNDE DEĞİL…’ »

NOTLAR :
(1) Abidin Dino : Sinan, birkaç kez basımı yapıldı, bunlardan biri Can Yayınlarınca 2007?de Ara Güler?in fotoğraflarıyla birlikte yayınlanandı.
(2) Abidin Dino : Yeditepe Öyküleri, Abidin?in çizgileriyle yayınlandı, ikinci baskısı : Can Yayınları, İstanbul, 2007.

M. Şehmus Güzel

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir