Heinrich Böll, Ademoğlu Nerdeydin? (Wo warst du, Adam?) adlı kitabında, bizi insanoğlunun karşılaşabileceği en büyük acıyla yüz yüze bırakıyor. Savaşın acımasızlığı altında ezilen, yitip giden genç insanlar, küçücük umut kırıntılarına tutunanlar, onca olumsuzluğun içinde yeşeren küçük sevdalar ve ölüm, hep ölüm.
”Mermiler vınlayarak kıl payı farkla yanından, üzerinden geçiyordu. Arkasında camlar şangırdıyor, ahşap binalar parçalanıp birbirinden ayrılıyor, evin birinde bir kadın haykırıyor, çevresinde sıva topakları ile kalas parçaları uçuşuyordu… Yattığı yerde kaldı, bir an için bütün yaşantısı döndü dolaştı gözlerinin önünde. Sözü edilemeyecek tekdüze acılar ve sağılamalarla dolu bir kaleydoskop. Bir mermi gelip bir samanlığın çatısındaki kalasa arptı, büyük bina saman balyalarıyla birlikte Greck’in üzerine yıkıldığı sırada o hala ağlıyordu.”

Ademoğlu Neredeydin / Heinrich Böll
Çeviren: Zeyyat Selimoğlu
Can Yayınları
Basım Yeri / Tarihi:
İstanbul 1996 / Ocak
Sayfa Sayısı: 164

Heinrich Böll ‘ün Hayatı
Savaşa, silahlanmaya, ?iç güvenlik? adına hakların gaspedilmesine, devletin halk üzerinde baskısını arttırıp polis devletine dönüşmesine, ırkçılığa karşı yapılan tüm eylemlerde en ön sıralardaydı. Yaptığı konuşmalar, yaşadığı gibi konuşan bir insanın samimiyetinin simgesiydi. Düşüncesini her zaman açık açık söyledi. Bunu yaparken sırtını sağlam yere dayayanlar, tuzu kurular, sistemin temiz yüzü olmak isteyenlerle arasına kalın çizgiler çekti. Hakkında karalama kampanyaları başlatıldı. Sovyetler Birliği veya Doğu Almanya ajanı olduğunu iddia edecek kadar ileri gittiler. ?Almanya?yı öğrenecekseniz Böll?den öğrenin? denecek kadar dünya çapında ilgi ve ciddiyetle okunan bir Alman yazarıydı.
1972 Nobel Edebiyat Ödülü?nün sahibi Heinrich Böll, 21 Aralık 1917?de, dar gelirli, ilerici bir ailenin üçüncü çocuğu olarak doğdu. yılında okula gitmeye başladı. 1928 yılında da, Köln Hümanistische Kaiser-Wilhelm Gymnasium?a girdi. 1937 yılında bu okulu bitirdi. Aynı yıl Bonn?da, kitap satıcısı olmak için, öğrenimine başladı ise de, bir yıl sonra bıraktı.

Savaşın acılarını anlattı
Böll, 17 yaşlarında şiir yazmaya başladı. 19 yaşında Annemarie Cech?le tanıştılar ve 1942 yılında evlendiler. Böll, 1938 yılının sonbaharında çalışma kampına, bir yıl sonra da askere alındı. Piyade olarak, Doğu ve Batı Cephesi?ne gönderildi. 1945 yılının Nisan ayından Eylül ayına kadar, İngilizlerin ve Amerikalıların elinde savaş esiri oldu.
Savaş bitip Köln?e döndükten sonra, hem üniversite öğrenimini sürdürdü, hem de ağabeyinin marangozhanesinde çırak olarak çalıştı. 1947-48-50 yıllarında üç oğlu, Raimund, Reni ve Vincent doğdu. 1947 yılında, Böll?ün ilk kısa öyküsü ?Haberci?, sonra ilk romanı ?Ademoğlu Neredeydin ??, ?Ve O Hiç Bir Şey Demedi? yayınlandı. Daha sonra, art arda öyküleri, romanları, tiyatro oyunları yayınlandı. Yapıtlarında, önceleri 1. Dünya Savaşı?nı, özellikle de insanların nasıl savaştıklarını, savaşın yıkıntılarını ve acılarını anlatan Böll, daha sonraki yıllarda da Alman refah toplumunu eleştirdi.

İnsancıl, alaycı, eleştirel
Alman ve Uluslararası PEN Derneği?nin başkanlığını da yapan Heinrich Böll, edebiyat yaşamına öykü yazarak başlamış ve öykücülüğü hep ön planda tutmuştur. İlk çalışmalarından en nitelikli yapıtlarına kadar, Böll?ün öykülerinde keskin gözlemcilik yeteneği, çağdaş ve eleştirel düşünce yapısı, alaycılığı, insancıl yaklaşımı kendini açıkça belli eder. Böll?ün eserleri yalnız Almanya içinde ve Alman dilini kullanan ülkelerde değil, bütün dünyada yüzyılımızın önde gelen klasikleri arasına girmiştir.
Savaş sonrası Alman yurttaşlarının yaşadığı tedirginliği, savaş sonucu engelli hale gelenlerin psikolojisini başarıyla edebiyata taşıyan Böll, uzun süren bir bronşitin ardından, 16 Temmuz 1985?de, 67 yaşında öldü. Bonn?da, Bornheim Merten?de aralarında yazarların, politikacıların, Devlet Başkanı Richard von Weizäcker?in de bulunduğu, büyük bir halk kitlesinin katıldığı törenle toprağa verildi.
Semra Çelik – http://www.evrensel.net/05/07/18/kultur.html

Ödülleri:
Grup 47 Edebiyat Ödülü’nü aldı. Daha sonra, sayısız ödüller, nişanlar bunu izledi:
1967 “Georg-Bücher” Edebiyat Ödülü,
1971-74 “President des Internationalen PEN Clubp” (Dünya Yazarlar Birliği Başkanlığı Ödülü),
1972 10 Aralık Nobel Edebiyat Ödülü,
1974 CARL-von- Ossietzky Madalyası,
1983 Memleketi Köln’ün, Hemşehrilik Onur Profesörlüğü

Eserleri
?1949 – Trenin Tam Saatiydi -Der Zug war pünktlich-
?1951 – Âdemoğlu Neredeydin? -Wo warst du, Adam?-
?1953 – Ve O Hiçbir Şey Demedi -Und sagte kein einziges Wort-
?1954 – Babasız Evler -Haus ohne Hüter-
?1957 – İrlanda Güncesi -Irisches Tagebuch-
?1962 Savaş Çıktığında -Als der Krieg ausbrach- ve Savaş Bitince -Als der Krieg zu Ende war-
?1963 – Palyaço -Ansichten eines Clowns-
?1966 – Bir Görev Seyahatının Sonu -Ende einer Dienstfahrt-
?1971 – Fotoğrafta Kadın da Vardı -Gruppenbild mit Dame-
?1974 – Katharina Blum’un Çiğnenen Onuru -Die verlorene Ehre der Katharina Blum-
?1985 – Dört Oğluma Mektup ya da Dört Bisiklet -Brief an meine vier Söhne oder vier Fahrräder-

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

Previous Story

Doğu Öyküleri – Marguerite Yourcenar

Next Story

Biz Toprağı Bilirik! / Bergama Köylüleri Anlatıyor – Üstün Bilgen Reinart

Latest from Heinrich Böll

Palyaço – Heinrich Böll

Hans Schnier, varlıklı bir ailenin oğlu olmasına karşın meslek olarak palyaçoluğu seçmiştir. Evlenmeye ve doğacak çocuklarını Katolik terbiyesiyle büyütmeye yanaşmadığından, toplum baskısına direnemeyen sevgilisi

Yolcu, Sparta’ya Varırsan Eğer – Heinrich Böll

Heinrich Böll, İkinci Dünya Savaşı yıllarını anlattığı eserlerinde, anlamsız yere ölüme giden, katılmak zorunda bırakıldıkları savaşı gönülsüz sürdüren insanların korkularını, nefretlerini ve savaşın onların

İlk Yılların Ekmeği – Heinrich Böll

İkinci Dünya Savaşı sonrası Alman yazarlarının en ünlülerinden biri olan Heinrich Böll, bu ünlü romanında, savaştan hemen sonra baş gösteren zor yıllardaki ekmek kavgasından

Melek Sustu – Heinrich Böll

Henirich Böll, “Melek Sustu” adlı kitabında, -öldürmek, yaralamak, yakmak, yıkmak dışında- savaşın insanlara neler yapabileceğini anlatıyor. Kendisi de İkinci Dünya Savaşı’na katılıp 1939’da esir
Go toTop