Ahtapota âşık yengeç

Murathan Muradoğlu?nun öykü kişileri konuşurken kısa ve net cümleler kuruyor ve bir belirsizliğin ortasında var oluyorlar.

Çoğu zaman kim oldukları, ne yaptıkları belli olmayan karakterlerin var olduğu bir öykü dünyası burası. Biz okurlar Murathan Muradoğlu?nun kurduğu bu kendine has dünyaya girip sadece anlara şahitlik ediyoruz. Öncesi ve sonrası olmayan ya da başka bir deyişle pek çok iyi öykü kitabında olduğu gibi öncesi ve sonrası biz okurlara kalmış bir öykü âlemi. Uzak yerlerdeki adamlar ve kadınların âdeta bir kısırdöngü içindeki çatışmaları her öyküde farklı mekânlarda, başka başka insanlarla yeniden karşımıza çıkıyor.

Murathan Muradoğlu?nun 2013 yılında Orhan Kemal Öykü Ödülü?nde ikincilik kazanan dosyası Gönülsüz Köpek şimdi kitap olarak karşımızda. Kitaptaki yirmi bir öykü çaresizlik ve kaybetmişliğin sınırında gezinirken kendisiyle yeniden tanışan yepyeni karakterlerle karşılaştırıyor bizi.

Muradoğlu betimlemeleri seviyor. Uzun uzun çevreyi anlatıyor muhakkak. Böylece karakterlerin psikolojisini onların çevresi ve mekânıyla birlikte hissediyoruz. Zamanın hali ve mekânın tasviriyle özdeşleşen karakterler böylece can kazanıyor. Diyaloglar ise kısa. Kısa ve net cümlelerle kendini ifade eden öykü kişileri böylece kendilerine dair belirsizlik halini de ayakta tutuyorlar, o belirsizliğin ortasında varlık kazanıyorlar. Bütün öykülerin ortak sonu olan bu belirsizlik, işin aslı bir yandan da okuru kendisine bağlayan bir hal yaratıyor.

İsmi olmayan kadınlar
Karakterler dedik ama, bu karakterler doğadaki her hangi bir canlı da olabiliyor. Muradoğlu?nun masalsı yaratıcılığı ?Nihai Boşluk? hikâyesinde bir yengeç ve ahtapotun aşkı biçiminde çıkıyor karşımıza. Mor mavi bir ahtapota âşık, kendi korkuları yüzünden büyükçe bir taşın ardına sığınmış bir yengecin öyküsü bu. ?Yengeçler savaşmayı bilir ahtapotlarsa öldürmeyi.? Bu romantik hikaye belki de aşkını bir yemek olarak gören ahtapotun verdiği belirsizlik duygusuyla içine işliyor okurun.

Ve adam jileti fırlattı
Bir başka öykü ise denizin derinliklerinde değil ama izbe bir apartman dairesinde başlıyor. İki adam ve iki kadının birlikte olduğu, ?midye ölüleri, mazot tenekeleri, prezervatifler, kırık alkol şişeleri ve çarşaf gibi gri bir deniz? eşliğinde geçen o gecede olanları anlatıyor. En basit halleriyle kadınlar ve adamlar…

Tıpkı ahtapot ve yengeçte olduğu gibi aşkın ve korkunun romantizmin ve şiddetin içiçe geçtiği bir dünyadayız. Kadın ve erkek ilişkilerinin tuhaf halleri bazen şöyle bir cümleyle ifade edilebiliyor çünkü: ?Adamlardan biri kısa etekli kadınlardan birine jileti fırlattı. Kadının bacağından akan kanı kur yapan birkaç erkek emdi…?

Şiirsel ama aynı zamanda sert bir dille yazılmış kısa öykülerden oluşan Gönülsüz Köpek?in nasıl bir kitap olduğunu öykülerin isimleri bile tek başına anlatıyor aslında: ?O Beyefendi Biraz Önce Ayrıldı?, ?Kadın Oturduğu Yerde Belli Belirsiz Sallanmaktadır?, ?Ve Yıldızlar Boşalan Bardaklar Gibi Geri Gelecekler?…

BESTE SEZEN ATEŞPARE
(08.08.2014, http://kitap.radikal.com.tr/)

GÖNÜLSÜZ KÖPEK,
Murathan Muradoğlu,
Notabene Yayınları,
Kapak Tasarımı : Canis Döşemeci Başsüllü
Editör : Ayşe Akaltun

2014, 96 sayfa

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir