Aslolan – Iris Hanika

AslolanŞair der ki, insan en çok ölüleri yürekten severmiş, aceleyle ve bütün samimiyetiyle, çünkü onlar, ölüler, kendilerini savunamazlarmış.

İnsanın yazgısı ulusunun yazgısına, hafızası ulusunun hafızasına, duyguları ulusunun duygularına benzer. Aslolan’ın başkahramanı Hans Frambach bir halkın tarihinin, umutlarının ve onurunun üzerinden geçmiş bir soykırımdan bütün dünyaya kalan acıyı yükleniyor. Sürekli olarak Nazilerin hâkim olduğu günleri hatırlayan, o dönemi hiç bilmeyen insanlarla yaşayan ve bu uyumsuzluk yüzünden zaman zaman kendi içine hapsolan Hans ile aşkı ve mutluluğu yakalayamadığını düşünen Graziela’nın dostluğunun ve yalnızlığının hikâyesi var Aslolan’da.

Iris Hanika bir yandan soykırım anmalarının giderek ticarileşmesini ve filmlerle, kitaplarla, şarkılarla, oyunlarla beslenen eğlence sektörünün ayrılmaz parçası haline gelmesini ince ince eleştirirken, öte yandan kitlesel ölümlerden kalan hayaletlerin toplumun içine sızıp kişilerin ruh haline sinmesini kara bir lirizmle anlatıyor.

Aslolan’la 2010 yılında Avrupa Birliği Edebiyat Ödülü’nü alan Iris Hanika sorduğu sorularla soykırımı anlatan eserler arasında klişeden uzak, özel bir yere oturuyor: Hans ve Graziela’nın içindeki bu mutsuzluğun ve kasvetin sebebi ülkelerinin kötü geçmişi midir gerçekten? Peki, katillere kahrederek, ölülerin yasını tutup artık aramızda olmayanları sevgiye boğarak, kendi ölümümüzü ve sevgisizliğimizi gizleyebilir miyiz?

Kitabın Künyesi
Aslolan
Yazar: Iris Hanika
Çevirmen: Regaip Minareci
Yayıncı: Tekin
08 / 2016
Türkçe
160 Sayfa
Türler Roman Öykü

Devletlerin yapıp yapıp özür dilediği, tahtaya yazıp yazıp sildiği ya da sildiğini zannettiği bir büyük suç: Soykırım. Aslolan, Yahudi soykırımı üzerine bina edilen hayatın ortasında veya çeperlerinde, yeniden inşa edilen bir devletin gölgesinde, her şey yolundaymış gibi yaşayan insanların arasında bu kadar büyük yalanlara katlanamayan, ama hiçbir hamle de yapamayan bir adamın hikâyesi. Hans Frambach’ın kişisel hafızasında ve duygularında modernitenin ezip geçtiği bir yüzyıldan geriye kalan, kendini her daim eksik hisseden fakat buna bir çare de bulamayan günümüz insanını bulacaksınız.
***
Büyük insanlık suçlarıyla birlikte kaybettiğimiz neydi? Artık kalbimizin derinliklerinde hissettiğimiz acıları söylemenin anlamı mı yitmişti? Aşkın, dostluğun, sevmenin ve affetmenin, unutmanın ve hatırlamanın bile birer meta hâline getirilmesiyle gerçeklik elimizden çekilip alınmış mıydı? Yoksa bütün büyük kararlarını ve tutkularını bir yüzyıl öncesinde devletlerin eline bırakmak zorunda kalan halkların elindeki tek şey artık bu kuru gerçeklik miydi? Ölüleri bu kadar sevmenin altında onlara duyduğumuz minnetin ve kendimizden duyduğumuz utancın yattığını ince ince işleyen ve 2010 Avrupa Birliği Edebiyat Ödülü almış olan Aslolan, bütün dünyanın yükü omuzlarına çökmüş olanlara sesleniyor. Kabil’in mirasını reddeden, mutsuzluğu göze alarak dürüst olmaya çalışan ve bunu geri kalan her şey gibi reklâm malzemesi yapmayanlara.

Tekin Yayınevi
Editör F. Büşra Helvacıoğlu
Ankara Caddesi Konak Han
No : 43, Cağaloğlu / İst
editor@tekinyayinevi.com
www.tekinyayinevi.com
Tel : 0212 527 69 69

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir