Bağdat’ın Aslanları – Brian K. Vaughan ‘Özgürlük verilmez, alınır’

Bağdat?ın Aslanları (Pride of Baghdad), Amerikan hükümetinin 2003 yılı İkinci Irak Savaşı?nı başlatmaya dair en sık dile getirdiği sebeplerinden birini, yani esir bir ulusu zincirlerinden kurtarmak savını yine bir Amerikalı?nın çizgi roman türünün en ünlü yazarlarından biri olan Brian K. Vaughan’ın eleştirileriyle sorguluyor. Bunu yaparken de yüzeysel bir Amerikan politikaları yergisi olmak tuzağına düşmeden, genel anlamda esaret, azat edilme, ögürlüğü hak edebilme kavramlarını düşünmeye zorluyor okuru.
İkinci Körfez Savaşı?ndan hemen önce, dönemin ABD savunma bakanı Donald Rumsfeld, Irak topraklarına ayak basan Amerikan askerlerinin yerli halk tarafından çiçeklerle karşılanacağına inandığını söylemişti. Salt propaganda amacının ötesinde bir düşünceyi yansıtan bu sözler, George W. Bush?dan başlayarak tüm Amerikan yönetimini etkileyen, hatta heyecanlandıran bir fikrin yansımasıydı: Amerikan askerleri Irak ulusunun ?azat edicileri? olacaklardı. 11 Eylül sonrası dünyada azat edilmemiş hiçbir ulus kalamazdı, çünkü özgürlük Tanrı?nın tüm insanlığa hediyesiydi. Dahası, esir uluslar fazla tehlikeliydiler, özgür kalmaları gerekiyordu.
Brian K. Vaughan?ın yazdığı ve Niko Henrichon?un resimlediği Bağdat?ın Aslanları da böyle bir azat olma durumuyla başlıyor öyküsüne. Bağdat?ta bir hayvanat bahçesinde yaşayan dört aslan, Amerikan uçaklarının şehri bombaladığı sırada duvarların yıkılmasıyla serbest kalırlar. Bu öylesine ani olur ki, bakıcılarının kaçmadan hemen önce önlerine fırlattıkları taze hayvan ölüsünü bile yemeye vakit bulamazlar. Bir anda, yıkıntıların arasında özgürlükle karşı karşıya gelirler.
Dört aslanın en genci olan Ali, hayvanat bahçesinde doğmuştur ve vahşi doğada yaşamanın, yiyeceğini avlamanın nasıl bir duygu olduğunu bilmez. Annesi Noor ise daha bir yavruyken yakalanmış, özgür olduğu günleri tam olarak anımsayamadan, büyük ölçüde hayali bir geçmişin parçası, her şeyin güzel olduğu bir çeşit altın çağ olarak hatırlamaktadır. O döneme geri dönebilmek için, normal şartlarda can düşmanı olacak antiloplarla işbirliği yaparak kaçış planları kurmaktadır. Yetişkin erkek Zill, özgürlüğe kavuşmayı çok da önemsemez, hatta haftada bir kereden fazla beslenebilmeyi hür olduğu günlerde bulamadığı bir konfor olarak görür. Yine de, bir zamanlar yaşadığı tepeden her akşamüstü izlediği gün batımını genç Ali?ye anlatırken özlemli, şiirsel bir dil kullanır. Grubun son üyesi, yaşlı dişi Safa?nın özgürlüğe dair anıları ise Zill?in pastoral tasvirlerinden çok daha karanlık ve acıdır. Bu sebepten, duvarlar yıkıldığında ilkin diğerleriyle birlikte çıkmaz, içerde kalır. Ona göre, içerideki esaret hali -kusursuz olmamakla beraber- dışarıdaki kaostan iyidir. Kısa bir süre sonra onlara katıldığında da bu düşüncesini destekleyen bir atmosferle karşılaşır.

Bedel bu kadar ağır olmamalı
Bombalar duvarları yıktığında, tam dışarı çıkmak üzereyken, Noor da Safa?nınkine benzer bir tereddüt yaşar. ?Bu doğru değil,? der, ?özgürlük verilmez, sadece alınır.? Ama bu fırsatı kaçırmaya niyeti olmayan Zill?in cevabı hazırdır: ?Hediye atın dişine bakılmaz… onu yersin.? Böylece, tedirgin bir kararlılıkla dışarı çıkarak özgürlüğe ilk adımlarını atarlar. Özgürlük ise onları durmadan bombaların düştüğü ve değişik türlerden bir sürü hayvanın dört bir yana kaçıştığı bir karmaşa ortamı ile karşılar. Dahası, Noor pek de haksız sayılmaz, çünkü tam olarak hür olmalarına giden yolda onları bekleyen çok çeşitli zorluklar vardır.
Yiyecek bulma ümidiyle girdikleri bir ormanda, o güne dek hiç görmedikleri, ağaçları yıkarak ilerleyen ?yaratıklarla? karşılaşırlar. Gürüldeyerek, önlerine çıkan her şeyi ezip geçerek yürüyen bu yaratıkların kocaman metal gövdeleri ve upuzun namluları vardır. Onlar, ?hangi ava doğru ilerliyorlarsa?, aslanlar ters istikamette yürümeye karar verirler. Sonunda, bir sürü yüksek yapının olduğu bir yere, ya da Noor?un deyişiyle ?başka bir hayvanat bahçesine? varırlar. Burada, başıboş bir at sürüsünü kovalarken, bir anda kendilerini ihtişamlı ve bomboş bir sarayın içinde buluverirler. Bir an için orada yaşayabileceklerini düşünürler, ama sarayın yeni bir efendisi vardır. Fajer adındaki bu ayı, sınırsız özgürlüğün önündeki son engeldir. Onlara, ait oldukları yerde, yani kafeslerinde kalsalardı, daha iyi bir durumda olabileceklerini söyler. Bir emri yerine getirmenin bir bedeli vardır, ama kaosun bedeli daha ağırdır.
Zill, Safa ve Noor, ayıyı alt ederek bu son mücadeleyi de kazanırlar. Tam bu sırada Ali onları yakındaki yıkıntıların üstüne çağırır. Üç yetişkin aslan, heyecanla kendilerine seslenen yavrunun yanına tırmanırlar. Orada, hak ettikleri özgürlüğün büyük hediyesiyle karşılaşırlar: Bağdat?ta kusursuz bir gün batımı.
Zill, yıllarca özlemle tasvir ettiği manzaranın karşısında büyülenmiş, ufku izlemektedir. Safa ona yaklaşır ve ?Buna değdi mi ihtiyar?? diye sorar. Zill duraksar, yüzünde anlamı çözülemeyen bir ifadeyle bakar, ancak yanıt veremez. Çünkü özgürlüğün henüz ödenmemiş bir bedeli daha vardır.
Bağdat?ın Aslanları, Amerikan hükümetinin İkinci Irak Savaşı?nı başlatmaya dair en sık dile getirdiği sebeplerinden birini, yani esir bir ulusu zincirlerinden kurtarmak savını yine bir Amerikalı?nın eleştirileriyle sorguluyor. Bunu yaparken de yüzeysel bir Amerikan politikaları yergisi olmak tuzağına düşmeden, genel anlamda esaret, azat edilme, ögürlüğü hak edebilme kavramlarını düşünmeye zorluyor okuru. BAAS partisi rejiminden Guantanamo?ya kadar pek çok zorbalık ve esaret, dört aslanın öyküsüyle birlikte düşünüldüğünde ise şu sonuca varıyor insan: Özgürlüğün daha hafif, daha insanca bir bedeli olmalı.
BURAK EVREN, 29/05/2009 Tarihli Radikal Gazetesi

Tanıtım Yazısı
Yazar Brian K. Vaughan ödüllü çalışmaları Y: The Last Man ve Ex Machina’da (Entertainment Weekly’e göre 2005’in En İyi On Kurgusu’ndan biri) hem hayatta kalma mücadelesini hem de modern dünyamızın politik nüanslarını ne kadar iyi anladığını ortaya koymuştur. Şimdi, bu kışkırtıcı grafik romanıyla Vaughan savaşla parçalanmış Irak sokaklarındaki yaşamı inceliyor.

2003 baharındaki Amerikan bombardımanı sırasında bir aslan sürüsü Bağdat Hayvanat Bahçesi’nden kaçtı. Kayıp ve şaşkın, aç fakat nihayet özgür olan dört aslan harabeye dönmüş Bağdat sokaklarında dolanarak umutsuz bir hayatta kalma mücadelesi verdi. Aslanların başından geçeni anlatan Bağdat’nın Aslanları (Pride of Baghdad) özgürlüğün gerçek anlamına dair önemli sorular sormakta.

Gerçek bir olaydan ilham alan hikayede Vaughan ve çizer Niko Henrichhon (Barnum) savaş zamanındaki yaşamın doğasını gösteren sıradışı bir bakış açısı yarattılar ve bu mücadeleyi sadece bir grafik romanın yapabileceği şekilde aydınlattılar…

www.baykuskitap.com ‘un Yorumu
Çizgi roman sektörünün en ünlü yazarlarından biri olan ve çizgi roman sektörünün oscar?ı olarak görülen Eisner Ödüllleri?nde ?En İyi Yazar? dalında ödül sahibi Brian K. Vaughan (Y: The Last Man, Ex Machina, Runaways, Ultimate X-Men) tarafından yazılmış, Niko Henrichon (Star Wars Tales, Micronauts, Superman) tarafından çizilmiş olan PRIDE OF BAGHDAD ilk olarak 2006 yılında yayınlandı. Savaş karşıtı bir söylemi olan hikaye Irak Savaşı?nı eleştirmekte. 2003 yılında Amerikan savaş uçakları tarafından Bağdat?ın bombalanması ile Bağdat Hayvanat Bahçesi?nden kaçan dört aslanı temel alan gerçek bir olaya dayanan hikaye bu dört aslanı çizgi romanın baş karakterleri haline getirmekte. Savaşın hüküm sürdüğü işgal altında kalmış bir şehirde hayatta kalma mücadelesi veren hayvanların gözünden insanların savaşına sert eleştiriler yönelten çizgi roman çıkar çıkmaz kült eserler arasında yerini almıştı. 2006 yılında IGN tarafından ?En İyi Orijinal Grafik Roman? ödülü kazandı, 2007 yılında ?En İyi Grafik Albüm? ve ?En İyi Tek Sayılık Hikaye? dallarında Harvey Ödülü kazandı. Ayrıca gene 2007 yılında Eisner Ödülleri?nde ?En İyi Kara Kalem/Çini? ve ?En İyi Yazı Yazımı? dallarında aday gösterilerek ?En İyi Yazı Yazımı? ödülünü aldı.

Kitabın Künyesi
Bağdat?ın Aslanları
Brian K. Vaughan, Niko Henrichon
Çeviren: Hakan Buhurcu
Baykuş Kitap
2009, 136 sayfa

Brian K. Vaughan ‘ın Hayatı
Brian Keller Vaughan 1976 yılında Cleveland, Ohio?da doğdu. New York Üniversitesi?nde film bölümünde okudu. İlk çalışması 1997 yılında yayınlandı. Sonraki dönemlerde DC Comics için çeşitli çizgi romanların yazarlığını yaptı, bunlar arasında Batman gibi çok popüler seriler de bulunmakta. Ayrıca çeşitli senaryolar, tiyatro oyunları ve kısa hikayeler de yazan Vaughan televizyon yazarı olarak da kendine isim edindi. DC Comics?in yetişkin okurlara yönelik Vertigo grubunda 2002 yılında yayınlanmaya başlayan Y: The Last Man ve Wildstorm grubunda 2004 yılında yayınlanmaya başlayan Ex-Machina serilerinin yaratıcısı ve yazarı olarak çizgi roman sektörünün en seçkin yazarları arasında kendine yer edindi. 2006 yılında yayınlanan Pride of Baghdad ile yılın en çok ses getiren çizgi roman çalışmalarından birine imzasını attı. Y: The Last Man ve Ex-Machina?daki çalışması ile 2005 yılında Eisner Ödülleri?nde ?En İyi Yazar? ödülü ve gene Ex-Machina ile ?En İyi Yeni Seri? ödülünü kazandı. 2006 yılında Wizard dergisi tarafından ?En İyi Çizgi Roman Yazarı? ödülüne layık görüldü. Gene 2006 yılında Ex-Machina serisi ile dört dalda (En İyi Yazar, En İyi Tek Sayılık Hikaye, En İyi Serileştirilmiş Hikaye, Devam Etmekte Olan En İyi Seri) ve Y: The Last Man ile de tek dalda (En İyi Serileştirilmiş Hikaye) olmak üzere Eisner Ödülleri?nde toplam beş dalda aday oldu. 2008 yılında Eisner Ödülleri?nde bu sefer Y: The Last Man ile ?En İyi Seri? ödülünü kazandı. ABC kanalının dünya çapında popüler tv dizisi Lost?un da senaristlerinden biri oldu. Wizard dergisi tarafından Brian K. Vaughan ?tüm zamanların en iyi on çizgi roman yazarı? arasında gösterilmiştir.

Önemli eserleri:
Runaways
Ex Machina
Y: The Last Man
The Escapists

Televizyon için:
Lost

Niko Henrichon ‘un Hayatı
Kanada doğumlu olan Niko Henrichon ilk büyük çalışmasını Howard Chaykin ve David Tischman tarafından yazılan Bamum! adlı grafik romanı çizerek yaptı. Superman ve diğer bazı popüler çizgi roman serilerinde çizerlik yapan Henrichon en dikkat çekici çalışmasını 2006 yılında yayınlanan Pride of Baghdad ile gerçekleştirdi. DC Comics başta olmak üzere çeşitli firmalarda çalışan çizer Hostile adlı grafik albümün çizerliğini üstlenerek Avrupa?daki bir yayımcı için ilk çalışmasını gerçekleştirdi.

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

Previous Story

Aseksüel Koloni ya da Antiope (Ölümsüz Antikite 1) – Hikmet Temel Akarsu

Next Story

Laz Kültürü / Tarih, Dil, Gelenek ve Toplumsal Yapı – Kamil Aksoylu

Latest from Romanlar

Sarsılmak – Zafer Köse

Sarsılmak, derin ve katmanlı bir roman. Gündelik dilin nüanslarını yansıtan akıcı bir dille yazılmış olması da önemli.Zafer Köse sadece bir depremi değil, toplumsal ve
Go toTop