Başarısız Kore, Başarılı Kapitalizm! – Osman Bulugil

2010 Dünya Kupası?nda Brezilya?ya karşı oynadığı futbolla bir anda dikkat çeken Kuzey Kore, basında ?Teknik direktörü inşaat işçisi yaptılar? başlığıyla karşımıza çıkıyor. Haber metninin teknik direktörün görevden alınması ve ceza verilmesini işleyen bir görüntüsünün yanı sıra alt metin olarak da birçok şey çıkarabiliriz. Aslında kapitalizmin futbol üzerinden de nasıl ideolojik saldırı yaptığını vurgulamak gerekiyor.

Odaklandığımız konudan hareket ederek ele alırsak, sanki kendi kavramlarıyla ve tam da buna dahil ?olmayan’ların üzerinden, “bakın işte bunlar futbolda bile böyleler” demeye getirircesine yapılmış bir haber. Kuzey Kore’nin iç işleyişinin ne olduğunu iddia etmek bir yana, sosyalist bir ülkenin futbola karşı tutumunu, kendi pencerelerinden aşağılayarak ve de bunu genelleştirme eğilimiyle yapılan saldırı bir tarafıyla.

İyi futbolu nasıl okuyabiliriz? Kuzey Kore kötü futbol oynadı da diğerleri ne yaptı peki? Kapitalist sistemin futboldaki başarılı olarak ele aldıklarını ortaya dökmek gerek belki de. Real Madrid?in ikinci Galaktikos dönemi – Perez’in yaptıklarına, Ronaldo’yu astronomik bedelle almasını başarı olarak okuyan bir medya? Başka taraftan ele aldığımızda, 2010 Şampiyonlar Ligi finalinde İnter-Bayer Münih maçında, iki takımı da oraya taşıyan Robben ve Sneijder bir yıl önce hangi takımda oynuyordu acaba?

İyi futbol algılarının bile ne kadar sorunlu olduğunu ortaya koymak gerekiyor. Dünya Kupası’nı kazanan İspanya’nın paslarını ya da yıldızlarını mı konuşmak gerekiyor sadece? Ya da İspanya’da özellikle alt liglerde 2010’da yaşanan maaşların ödenmemesi vb. sorunlardan mı bahsetmek gerekiyor? Tüm kapitalist ülkelerdeki benzer durumdan söz etmeye başlasak uzunca bir literatür çıkar herhalde. Boyalı yüzlerini gösterdikleri futbollarıyla örttüklerini kaldırmak bize düşen.

“Sola” eğilimli taraftarlara veya futbolculara yaptıkları ortada (Berlusconi’nin FDL’ye yaptıkları gibi). Sormak gerekiyor aslında: UEFA ve FİFA”nın lobileriyle işleyen ve futbol tekellerinin futbol algısını belirlediği bir ortamda, bahisle, sömürüyle iç içe girmiş oyunlarının yine de sahadaki halini nasıl değerlendireceğiz? Ya da dünya kupası elemelerinde baraj maçlarında seri başı uygulaması getirip de Fransa ve Portekiz’i eşleştirmeyen aynı zamanda da İrlanda’yı masum “el’lerle eleyen bir futboldan bahsetmek gerek o zaman.

Yazan: Osman Bulugil

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir