Belleklerdeki Güzellik / Mübadele Türküleri (CD?li)

Belleklerdeki Güzellik: Mübadele Türküleri’, sekiz aylık bir saha çalışması sonucu ortaya çıkmış bir kitap. Lozan Mübadilleri Vakfı tarafından yayımlanan kitap, mübadillerin günlük hayatlarında kullandıkları geleneksel dil ve kültürlerinin yok olmasının önlenmesi amacıyla hazırlanmış. ‘Belleklerdeki Güzellik: Mübadele Türküleri’ adlı kitabı oluşturmak için BGST/Kardeş Türküler ile birlikte yürütülen proje çerçevesinde Balıkesir, Bursa, Edirne ve İstanbul illerini, bu illere bağlı ilçeleri ve köyleri kapsayan çalışmalar sırasında içlerinde mübadeleden önce doğmuş olan birinci kuşakların da olduğu Türkçe dışında farklı ana dilleri konuşan doksan kişi ile görüşme yapılmış. Derlenen şarkı/türkülerden seçilen orijinal seslerden örnekler Muammer Ketencoğlu ve Ülker Uncu tarafından bir albümde toplanmış ve kitap ile birlikte okuyucuya sunuluyor.

Sefer Güvenç / Önsöz / Eylül 2007
30 Ocak 1923 tarihinde İsviçre?nin Lozan şehrinde Türkiye ve Yunanistan arasında imzalanan ?Nüfus Mübadelesi Sözleşmesi? ile İstanbul ve Batı Trakya hariç ?Türkiye?de yerleşik Rum Ortodoks dininden olan tüm Türk vatandaşları ile Yunanistan?da yerleşik Müslüman dininden olan tüm Yunan vatandaşlarının zorunlu mübadelesi (değişimi) öngörülmüştü. 18 Ekim 1912 tarihinden sonraki göçleri de kapsayan bu sözleşme ile her iki ülkeden yaklaşık iki milyon insan doğdukları toprakları terk etmek zorunda kalmıştır. Mübadeleye tabi tutulan insanlar aslında, Osmanlı İmparatorluğunun Rumeli ve Adalar diye bilinen bölgelerinde uzun yıllar yaşamış olan halklardır. Bir başka deyişle; bu insanlar Balkan Savaşı, I:Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı ertesinde bu günkü sınırların oluşturulduğu bir dönemde yurtlarından zorla koparılan insanlardır. Nüfus mübadelesinde din kriteri temel alındığından Yunanistan?dan gelen Müslüman dininden mübadiller günlük yaşamlarında Türkçe dışında Rumca, Makedonca, Pomakça, Vlahça (Ulahça) gibi farklı dil ve lehçeler konuşuyorlardı.

Girit, Yanya, Grebene – Nasliç yöresinden gelen mübadillerin ana dilleri Rumca?dır. Ne var ki bu üç yöreden gelenlerin Rumcası, lehçe, şive ve bazı sözcükler bakımından önemli farklılıklar göstermektedir. Girit?ten gelenler konuştukları dile ?Kritika? diyorlar. Girit Rumca?sının içinde antik Yunanca?dan kalma sözcüklerin fazlalığı dikkat çekmektedir. Gerebene-Nasliç yöresinden olanlar aynı kent veya köyden olan birinden ?memleketlim? anlamında ?Patriyotis/Patriyotisa olarak söz etmekte ve konuştukları dile ?Patriyotça? demektedirler. Bu gün Yunanistan?daki adları Kastorya ( Kesriye-Kostur) ve Edessa (Vodina-Karacaova) olan yörelerden gelen mübadiller konuştukları dile bazen Makedonca, bazen Pomakça, bazen Bulgarca bazen de ?Muacırca? ya da çok yaygın bir ifade ile ?Bizim Dil? demektedirler.

Bu yörelerden gelen insanların konuştukları dil de bugünkü Makedonya Cumhuriyeti?nde konuşulan dilden oldukça büyük ölçüde farklılıklar göstermektedir.

Sayıları çok az da olsa mübadele ile Türkiye?ye gelen mübadiller arasında ana dilleri Vlahça (Ulahça) olanlar da vardır. Bu insanlar Edessa (Vodina-Karacaova)?nın Notya köyünden göç etmişlerdir. Konuştukları dil Latin kökenli bir dildir. Romence?nin bir lehçesi denilebilir.

Drama?nın kuzeyindeki dağlık bölgelerden gelen mübadiller ise konuştukları ana dile Pomakça demektedirler. Bulgarca?nın bir lehçesi diyebileceğimiz bu dil de bugün konuşulan Bulgarca?dan farklıdır. Taşınmaz her türlü mal varlıklarını, sevdiklerinin mezarlarını geride bırakan bu insanlar, beraberlerinde sadece birkaç parça taşınabilir eşya ile somut olmayan kültürel miraslarını; dillerini/lehçelerini, o dilde söyledikleri türkülerini/şarkılarını, manilerini kısacası belleklerini getirmişlerdir.

Türk-Yunan Nüfus mübadelesinin üzerinden 84 yıl geçmiştir. Ne yazık ki bugüne kadar Mübadele ile gelen bu insanların dilleri ve kültürleri üzerine pek fazla araştırma yapılmamış, kendi ana dillerinde söyledikleri şarkı/türkü ve maniler derlenerek kayıt altına alınamamıştır.

Lozan Mübadilleri Vakfı, Avrupa Birliği tarafından fon desteği sağlanan, T.C Turizm ve Kültür Bakanlığı tarafından uygulanan ?Türkiye?de Kültürel Hakların Desteklenmesi-Kültürel Girişimler Destek Hibe Programı? kapsamında mübadillerin günlük hayatlarında kullandıkları geleneksel dil ve kültürlerinin yok olmasının önlenmesine, kullanımının zenginleştirilmesine, Türkiye?de kültürel çeşitliliğin farkına varılmasına, kültürel toleransın desteklenmesine katkıda bulunmak amacıyla ?Belleklerdeki Güzellik: Mübadele Türküleri? adlı bir derleme projesi hazırlayarak bu alanda hissedilen eksikliği gidermeyi amaçlamıştır.

Proje ortağımız BGST/Kardeş Türküler ile birlikte yürütülen bu proje çerçevesinde Balıkesir, Bursa, Edirne ve İstanbul illerini, bu illere bağlı ilçeleri ve köyleri kapsayan çalışmalar sırasında içlerinde mübadeleden önce doğmuş olan 1.kuşakların da olduğu Türkçe dışında farklı ana dilleri konuşan 90 kişi ile görüşme yapılmıştır.

Belleklerde getirilen şarkı ve türkülerin Türkçe olanlarının bir kısmı günümüze kadar söylenerek geldi. Klasik Türk müziği formundaki bazı şarkılar, Rumeli Türküleri gibi?

?Belleklerdeki Güzellik: Mübadele Türküleri? projesi mübadillerin Türkçe söyledikleri şarkı/türkü ve manileri kapsamamasına rağmen ?Hanım Ayşem? gibi şimdiye kadar yaygın olarak bilinmeyen/söylenmeyen bazı Türkçe şarkılar da derlenmiş ve bu kitapta yer almıştır. Proje çalışmaları sırasında vakfımızı ziyaret eden Kanada vatandaşı Larry Korolof?un hikayesi de bizlere ilginç geldi. Kesriye (Kostur)?nin Jerveni köyünden Mustafapaşa/Sinasos?a iskan edilen hemşerilerini ziyarete gelen ve onlarla aynı dili konuşan, aynı türküleri söyleyen Larry Korolof?un söylemiş olduğu üç türküye de kitabımızda yer verdik. Yürütmekte olduğumuz ? Çölde Bir Vaha-Çok Kültürlü Mustafapaşa? adlı belgesel projesinin çekimleri sırasında Nevşehir/Mustafapaşa kasabasında ve Niğde/Yeşilburç beldesinde yapılan derlemelere de kitabımızda yer verilmiştir. Proje çalışmalarımız sonucunda ortaya çıkan ürünler; ?Belleklerdeki Güzellik: Girit Manileri, Atasözleri, Deyimler ve Tekerlemeler? ve ?Belleklerdeki Güzellik: Mübadele Türküleri? adı altında iki ayrı kitap olarak yayımlanmıştır. Ayrıca derlenen şarkı/türkü ve ninnilerden seçilen özgün sesler de ?Mübadele Türküleri? kitabına ek bir CD olarak yayımlanmıştır. Bunun yanı sıra, derlenen bu şarkı ve türkülerden bir kısmı notalandırılarak LMV korosunun repertuarına alınmış, 28 Eylül 2007 tarihinde YTÜ Oditoryumunda düzenlenen bir konserde icra edilmiştir. Derlenen şarkı/türkülerden seçilen orijinal seslerden örnekler Muammer Ketencoğlu ve Ülker Uncu tarafından bir albümde toplanmış ve bu kitabın eki olarak yayımlanmıştır.
? Belleklerdeki Güzellik: Mübadele Türküleri? projesi 8 ay gibi çok kısa bir sürede tamamlanmıştır. Bunda en büyük pay hiç kuşkusuz proje ekibimizin yanı sıra bizlerden gönüllü katkılarını esirgemeyen dostlarımızındır. Emeği geçen herkese sonsuz teşekkürler.

Arzu Haksun Güvenilir ‘in 23/11/2007 Tarihinde Radikal Gazetesi Kitap Eki’nde Yayınlanan Yazısı
Yunan ve Türk hükümetleri 30 Ocak 1923 tarihinde ortak Mübadele kararı alıyor. Halk için bu ne ifade ediyor? Taşıyabildiğin malları yanına alarak, dilini, kültürünü, doğup büyüdüğün yerleri, belki de nişanlını terk etmeyi. Nereye? Bir tek dininin yabancı olmadığı, fakat dilinden, kültüründen anlamadığın, vatanın denilen yere… Neden? Doğup büyüdüğü topraklarda da dışlanmaya başladıklarından… Aradan seksen yıl geçiyor. Özlem hâlâ sürüyor. “Altı yaşındaydım mübadele geldiğinde, yani Türkler bu tarafa Yunanlılar o tarafa…” Niğdeli, Krifçe’den mübadil Fatma Erdal sayıları azalan mübadilden bir tanesi, şimdi doksanında. Gözünde anıları, dilinde annesinin söylediği Rumca türküleri…
Anadolu’dan giden Rumlar üzerine çok şey yazıldı çizildi ama oradan gelen Müslümanların özlemlerini dinlemek, kültürlerine sahip çıkmak için seksen yıl bekledik. Geç kalınmışlığın bir gerekçesi yok, telafisi Avrupa Birliği’nden alınan fon, Kütür ve Turizm Bakanlığı’nın desteğiyle Lozan Mübadilleri Vakfına düştü. Lozan Mübadilleri Vakfı Mübadele Türküleri kitap ve CD, Girit: Maniler, Atasözleri, Deyimler, Tekerlemeler… adlı kitap ve Mustafapaşa’daki (eski adıyla Sinasos) Makedon mübadillerin yaşamını, kültürlerini, gelenek ve göreneklerini konu alan bir de belgesel hazırladı. Yedi yıldır faaliyette olan vakıf yaptığı bu projelerle ilke imza atıyor. Tüm bu çalışmalarının temelini de kuruldukları günden buyana sürdürdükleri ‘Sözlü Tarih’ belgeseli atıyor. ‘Sözlü Tarih’ belgeseli 2000 yılından beri yürütülen bir proje ve daha uzun vadeli. Mübdeleden önce Yunanistan’da doğmuş, bilinci yerinde, buraya geldiklerinde altı yaş ve üzeri olan insanlarla sözlü tarih çalışmaları yapılıyor. Dolayısıyla proje yenilerini doğuruyor. Bu çerçevede birinci kuşak nerede var, bunların bilinç düzeyi nedir? Ne kadarı şarkı türkü bilir, hangileri hangi dili konuşur, tüm bunlar tesbit ediliyor.
Mübadele ve yakın tarihmizle ilgili araştırmalar yapan Vakıf, konuyla ilgili üniversitelerin ilgili bölümlerinden uzman kişi ve kurumlarla işbirliği yapıyor. Vakfın kurucularından Sefer Güvenç amaçlarının Türk ve Yunan hükümeti arasında imzalanan Nüfus Mübadelesi Sözleşmesi kapsamına giren mübadillerin, kültür, sanat, folklorik değerlerini yaşatmak, korumak, mübadeleyi bilimsel olarak araştırmak, belgelemek olduğunu söylüyor. Ayrıca Mübadillerin geride bıraktıkları insanlık mirası olan kültür varlıklarının korunması için çaba göstermenin de bir diğer amaçları olduğunu sözlerine ekliyor. Avrupa Birliği’nden alınan fon ve Kültür Bakanlığı’nın desteği ile yani 35 bin avro’luk bütçeyle 10 bin kilometrelik yol katedilerek hayata geçiriliyor. “Kültürel hakların desteklenmesi Türkçe dışında konuşulan dillerin yaygınlaştırılması amacıyla projelere destek verilecektir çağrısı yapıldı. Biz de iki proje sunduk; Belleklerdeki Güzellik Mübadele Türküleri kitaplı CD, Girit, Maniler Atasözleri, Deyimler, Tekerlemeler adlı kitap projesi ve diğeri Jermeni’den Mustafapaşa’ya Makedon Dili ve Kültürü başlıklı belgesel DVD” diyor Güvenç.

Makedonca, Rumca, Pomakça şarkılar
Mübadele Türküleri, gerek içeriği gerekse ekli CD kayıdıyla arşivlik bir çalışma. Özellikle araştırmacılar için kaçırılmaması gereken bir kaynak. Kitapta, mübadiller hakkında bilgiye, konuştukları dile, söyledikleri türkülerin hikâyelerine, onların anekdotlarıyla yer veriliyor. “Bu türküyü memlekette söylüyorduk diyorlardı, memleketen getirdiler. Bunu babam çok söylerdi, ben ondan öğrendim. Türkçesini ben anlatamam ki, Türkçeyi pek anlatamam. Ama dur bakalım anlatabilecek miyim. Bir delikanlı varmış, girmiş bir gül bahçey, bir tane dilber orada uyuyormuş. Eğilmiş öpecek, kız öpücük vermedi, neredeydin diyor bütün kış.” Albümdeki seslerin hepsi sadece vokal. Enstrüman eşliği yok. Farklı bir enstrümana rastlayıp rastlamadıkların da soruyoruz alan arştırmaları sırasında; “Girit kemençesi varmış. İlk geldiklerinde onu kullanmışlar. Onlar vefat ettikten sonra maalesef o gelenek südürülememiş. Pomakça konuşanlarda da tulum çalma geleneği varmış. Ama şimdi onu çalan insanlarda kalmamış Tükiye’de” diyor Güvenç.
Türküler kitap için bir araya getirilirken dört ana grupta ele alınıyor. Makedonca, Rumca, Pomakça ve Vlahca. Araştırma ve derlemeler sonunda her dilin de kendi içinde farklılık göstediği görülüyor. Derlenen tüm türkülerin sözleri, notası, kendi dilleriyle ifade ediliş şekli, Türkçe anlamı bulunuyor. Kayıt ise mübadillerin orijinal sesinden. Alan çalışmasında yüksek kalitede teknik donanım kullanılmış. Kitapta yer alan derlemelerden bir seçme yapılarak hazırlanan kayıdın ses kalitesi de oldukça iyi. Kurucu üyelerden ve alan araştırmalarında çalışan Sefer Güvenç ve Çimen Turan’ın anlattığına göre, onları konuşturmak, türkü söyletmek, hatta kitapta fotoğraflarını basmak için izin almak hiç de kolay olmamış.
‘Bellklerdeki Güzellik’ projesinin bir diğer kitabı Girit: Manileri, Atasözleri, Deyimleri ve Tekerlemeler aynı zamanda kurucu üyelerinden olan Müfide Pekin editörlüğünde hazırlanmış. Tıpkı bizde olduğu gibi Giritlilerde de mani söyleme geleneğinin olduğunu gözler önüne seriyor bu kitap. Derlemeler arasında özellikle günlük hayattaki davranışlarla ilgili maniler ağırlıkta. Türkçeye çevirmek pek de kolay olmamış. Tıpkı türkülerin sözlerini çevirmek gibi. Dilleri ele alarak türkülerle ilgili derleme yaparken mübadillerin kendi konuştukları dilin ismini de bilmediklerini görmüş araştırmacılar. Güvenç, “Muacirce ya da bizim dil diyorlar konuştukları dile. Kimileri de bizden öğreniyordu örneğin Makedonca olduğunu konuştuğu dilin.”
Jermeni’den Mustafapaşa’ya Makedon Dili ve Kültürü adlı bir saatlik begesel projesini Çimen Turan hazırlamış. Günlük hayatta konuştukları dil ve o dilde söyledikleri şarkılar türküler ve gelenek, görenekleri konu ediliyor… Kültürel çeşitliliği kamuoyu tarafından algılanması amacıyla yapılıyor bu çalışmalar. “Mübadil diyoruz, ancak mübadil diye ortak bir kimlik yok” diyor.
Yine Türkiye’nin ilk ve tek çok dilli korosu da Lozan Mübadilleri Vakfı’na ait. Gönüllülerden oluşan bu yirmi kişilik koro, beş dilde şarkı söylüyor. Repertuarlarına derlemelerde yapılan tüm türküleri dahil ediyorlar. Yunanistan’dan da sıklıkla konser içi davet alıyolar. Derlenen türkülerin ve dillerin kaybolmaması, güzelliklerin belleklerden silinmemesi adına çabalayanlardan biri de Lozan Mübadilleri Vakfı Korosu… Tüm derleme çalışmaları ve kitaplaştırılma hikâyesi sekiz ay kadar kısa bir süre içinde gerçekleştirilimiş. Kitaplar piyasada satılmıyor. Ancak Vakıf’tan temin etmek mümkün.
(Vakıf ve projeleri ile ilgili detaylı bilgi için: www.lozanmubadilleri.org.tr)

Kitabın Künyesi
Belleklerdeki Güzellik / Mübadele Türküleri (CD’li)
Derleme,
Lozan Mübadilleri Vakfı,
müzik,
127 sayfa

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir