?Ben?e Giden Yolda ?Büyümek? ? Elif Kutlu*

Söz sessizlikte, ışık karanlıkta, yaşam ölürken;
bomboş gökyüzünde uçarken parlar atmaca.

Ged, aslında herkesin yaşadığı veya yaşıyor olduğu şeyleri anlatıyor. Zaten Ursula Le Guin (2) bunu anlatmayı amaçlamış kitabında; büyümeyi. Birçok kez dönüp arkamıza baktığımızda halimize, tavrımıza gülebiliyoruz. Fakat geçmişte bıraktıklarımız eksilttikleri ya da ekledikleri sayesinde çok şey öğretebiliyor.
Ged, içindeki gücün farkındalığıyla ?başlangıçta- bir kahraman gibi görünmenin sevdasını barındırıyor içinde. Bu sevda onda bir kibre sebep oluyor ve onun bu kibri, kötü bir gölge gibi onu takip etmeye başlıyor. Gücünün keşfi ile kendine daha fazla güvenen Ged?in büyücülük okulunda aldığı övgüler de bu durumun körükleyicisi oluyor. Fakat Ged?in ?kaderinin bir hizmetkârı? (s.69) olarak düşündüğü Jasper?in kışkırtmalarıyla peşindeki kötü gölge daha da güçleniyor. Karşısına onu yok edebilecek güçte bir gölge olarak çıkıyor. Onun için artık tek çare var gibi: Kaçmak. Fakat üstüne çöken kara gölgenin aslında kendisi olduğunu bilmeyen Ged nereye kadar kaçabilir? Etrafındaki her şeyden herkesten kaçarak, şüphelenerek ne kadar yaşanabilir? Ged, çıktığı serüvende kaçmaktan vazgeçiyor. Çünkü kaçarak karanlıktan kurtulamayacağının farkına varıyor. Sonunda ?mutlaka gerekenden başka yapacak şeyi kalmadığını? (s.76) anlıyor. Gölgenin peşinden gitmeye karar veriyor. Her yolun sonunda karşılaşacağı gölgeden kaçan bir av olmak yerine gölgeyi kovalayan bir avcı oluyor. Gölgenin aslında kendi gölgesi olduğunu anlıyor. Gölgesi ile savaşıyor ve galip geliyor: ?Işıkla karanlık birleşti, kaynaştı ve tek bir bütün oldu.? (s.183) Korkularıyla yüzleşiyor, onlarla mücadele ediyor ve kazanıyor. Bir bütün oluyor; iyileşiyor.
Ged?in serüveni birçoğumuzun yaşadıklarının simgeleştirilmiş hali. Romanda sıkça karşılaşılan ejderhalar, gölgeler, söylenmemesi gereken isimler? Hepsi birer metafor. Onlar aslında hatalar, üzerine gidilmesi gereken kötü huylar, sadece güvenilecek kişilere söylenmesi gereken zaaflar, korkular ve nicesi. Ged?in karşılaştığı ejderha aslında onun bilinçdışında olup bitenin bir yansıması. Peşini bırakmayan gölge ise en baştan beri kibri ve gururunun sebep olduğu karanlıktan başka bir şey değil. Asla söylenmemesi gereken isimlerse ?Ged?in başına büyük işler açtığı gibi- kibir, gurur? gibi başkalarının yararlanabileceği zaaflar. Yaşadıklarımız ya da Ged?in yaşadıkları; simgesel ya da gerçek; hepsi olan bitenin, büyürken geçilen yolların ta kendisi.
Ged?in dönüşümü ya da büyümesi ile hayatındaki birçok şey de değişiyor. Önce büyük bir sınavla kibrini yok ediyor. Çünkü çağırdığı ruhla birlikte gelen gölgeyle savaşında mağlup oluyor ve en iyi olmadığını anlıyor. Sonra gururu uğruna verdiği savaşta ?bazen konuşmanın değil susmanın da içinde bir bilgelik olabileceğini? öğreniyor. Pachvarry?nin oğlu için yaptığı büyüde peşine takılan gölgeden onu kurtaran küçük otak Hoeg oluyor: ?Onu çağıran sadece, canı yanmış dostunu rahatlatmak için yalayan hayvanın içgüdüsel dilsiz bilgeliğiydi.? (s.86) Skiorh?e olan şüphesinden dolayı önyargıların da gölgeleri getirebileceğini anlıyor. Diğer yandan Ged?in gücüne sahip olmak için ona yardım eden Serret sayesinde herkese güvenilmeyeceğini öğreniyor. Vetch ona dostluğun ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Fakat korkularıyla ancak tek başına yüzleşebileceğini öğreniyor; Ged, gölgesiyle savaşırken Vetch ona hiçbir şekilde yardım edemiyor. Bunların yanında bir de algısındaki imgelerin ne kadar yanlış çizildiğini görüyor Ged. Cadı teyzesi, Roke?ta Jasper?in çok iyi olduğunu düşünen O Leydisi, gölgenin gelmesine sebep olan ruh, güçlerinden faydalanmak isteyen Serret? bu kadınların hepsi Ged?in gözünde kötü. Fakat Vetch?in kardeşi Civanperçemi Ged?in bu düşüncesini de değiştiriyor.
Ged?in öyküsü belki çocuksu bir yanı anlatıyor fakat içindeki meseleler çocuksu yanı kadar olgun ve derin. Le Guin, sadece Duny?den Çevik Atmaca?ya, Çevik Atmaca?dan Ged?e -13 yaşından 19 yaşına geçen süreçte- dönüşen bir çocuğu anlatmıyor. Aynı zamanda kişinin benliğine ulaşması için öncelikle özbenliğine ulaşması ve bilinçdışındaki gölgeler ile yüzleşmesi gereğini belirterek ?Jung?un gölge kavramı ile- bir psikoloji çözümlemesi de yapıyor ve Ged?in ?ya da bizim- gölgelerimizle yüzleşmediğimiz sürece onlardan kurtulamayacağımızı anlatıyor. Tıpkı Ged?in aslında zaafları ve korkuları olan gölgesi ile yüzleşip savaşarak, karanlığı yok ettiği gibi: ?Ged, ne kaybetmiş, ne kazanmıştı, ama kendi ölümünün gölgesini kendi ismiyle adlandırarak kendisini bütünlemişti, tam bir insan olmuştu.? (s.184)
Le Guin bu kitabında içimizden geçenleri, başımıza gelenleri aşmanın yolunu anlatıyor. Olgunlaşmanın, büyümenin, serüvenlere çıkmaya başlamanın gereğini öğretiyor. ?Gölgelerden kaçmanın bir âlemi yok, gölgenle yüzleş? diyor vurgulayarak. Le Guin, zaaflar ve korkulardan arınmanın yolunu gösteriyor. Bu yolda ilerlemenin koşarak/kaçarak değil, kovalayarak gerçekleştiğini söylüyor. Ged?in yaptığı gibi gölgelerden kaçarak değil, gölgelerle (zaaflarla, korkularla?) bir bütün olduğumuzu kabul etmek gerektiğini öğretiyor.

Yazan: Elif Kutlu

Notlar
(1) *Elif Kutlu, Kocaeli Üniverstitesi, Felsefe Yüksek Lisans.
(2) Ursula K. Le Guin, Yerdeniz Büyücüsü, çev. Çiğdem Erkal İpek, İstanbul: Metis Yayınları, 2006.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir