Benim Kısa Tarihim – Stephen Hawking

benim_kısa_tarihim (2)“Ben 8 Ocak 1942’de, Galileo’nun ölümünden tam üç yüz yıl sonra doğdum. Tabii, benimle aynı gün iki yüz bin civarında başka bebek de doğdu. Onlardan herhangi biri sonradan astronomiyle ilgilendi mi, bilmiyorum.” Günümüz bilim dünyasına damgasını vuran Stephen Hawking Benim Kısa Tarihim’de kendi yaşamöyküsünü paylaşıyor.

Stephen Hawking, İkinci Dünya Savaşı sonrası yokluk yıllarında geçen çocukluğunu, arkadaşlarının kendisine “Einstein” lakabını taktığı okul günlerini, 21 yaşında yakalandığı hastalığını, Oxford ve Cambridge yıllarını, evliliğini, çocuklarını kendine has üslubu ve espri anlayışıyla anlatıyor… Stephen Hawking’in, kendi hayatına ve entelektüel evrimine içeriden baktığı Benim Kısa Tarihim, bir biyografiden çok daha fazlası… “Engelli insanların, yapamadıkları şeylere üzülmek yerine yapabildikleri şeylere yoğunlaşmaları gerektiğini düşünüyorum” diyen Hawking’den hayata dair bir güzelleme…

Günümüz bilim dünyasına damgasını vuran Stephen Hawking Benim Kısa Tarihim’de kendi yaşamöyküsünü paylaşıyor.

Bu bir hataydı! – Şebnem Turhan
(http://kitap.radikal.com.tr/makale/haber/bu-bir-hataydi-428713)
“Evrenin tarihini havaalanı kitapçılarında satılacak bir kitapta anlatmak” arzusuyla Zamanın Kısa Tarihi’ni yazan dünyaca ünlü fizikçi Stephen Hawking bu kez kendi tarihini kısaca anlatıyor. Albert Einstein ile beraber dünyanın en popüler fizikçisi olan Hawking’in 2013 yılında yazdığı Benim Kısa Tarihim adlı kitap Türkçede. Her şeyi 103 sayfada toparlamayı başaran Stephen Hawking kitabında eski eşi Jane Hawking’e de günah çıkarıyor.

Hikâyeye yabancı değiliz. Geçen yıl Doğan Kitap, Hawking ile çeyrek asır geçiren ve sonunda boşanan eski eşi Jane ‘Wilde’ Hawking’in Sonsuzluğa Yolculuk-Stephen’la Hayatım kitabını yayımlamıştı. Jane Hawking 400 sayfa boyunca Stephen ile yaşadıklarını ve uğradığı haksızlıkları anlatmıştı. Jane Hawking’in kitabı hem çok satanlar arasında yer almış hem de Her şeyin Teorisi ismiyle beyazperdeye uyarlanmıştı.

Stephen Hawking çocukluğuyla başlayan kitapta en dikkat çeken bölümler, bilim adamının tedavi edilemez bir hastalığa yakalandığını öğrendiği ve eski eşi Jane ile ilişkisini anlattığı dönemler. Hawking hastalıkla karşılaştığında sarsıldığını itiraf ederken her sıradan insan gibi “isyan” ettiğini de ekliyor: “Böyle bir şey nasıl gelirdi başıma?” Ancak hastanede tanıklık ettiği olay tüm hayatını etkiliyor, “Hastanede kaldığım süre içinde karşı yatağımda yatan uzaktan tanıdığım bir çocuğun lösemiden ölmesine günbegün tanık olmuştum; hiç de hoş bir manzara değildi. Durumu benden kötü olanlar da vardı elbette; benim hiç değilse içim dışıma çıkmıyordu. Ne zaman halime üzülecek olsam, o çocuğu hatırlarım.”

Yine de hastalıkla ilgili belirsizlik kendisini bir “tragedya”nın başkahramanı gibi görmekten alıkoyamaz. Wagner dinlemeye merak salar ama söylenildiği gibi alkol batağına da düşmez. Tam o dönem Jane ile nişanlanmaları ise Stephen’a uğruna yaşanacak bir şey kazandırır. Hayatında ilk defa çalışmaya başlar, evlenirler ve kitapta sıra Jane’nin suçlamalarına gelir.

Stephen ve Jane evlenmeleri ardından Cornell Üniversitesi’nin genel izafiyet konulu yaz okuluna katılırlar. Stephen bu durumu “Bu bir hataydı” diye özetliyor. Çünkü kaldıkları yurtta çok gürültü yapan çocuklu ailelerin de yaşıyor olması ilişkilerini hayli zorlar. Diğer taraftan Stephen bu yaz okulunun kendisi için çok yararlı olduğunu da söylemeyi ihmal etmiyor. Acaba Jane’in Stephen’la Hayatım kitabında sözünü ettiği “ego”nun izleri mi bunlar?

İlk çocukları Robert doğduğunda yani evliliklerinin ikinci yılında Hawking ailesi Seattle’da bilimsel bir toplantıya katılır. Ve Stephen bu süreci de kısaca özetler: “Bu da bir hataydı. Hareket kabiliyetim giderek azaldığı için bebek bakımına da yardımcı olamıyordum, bütün yük Jane’in sırtına binince o da çok yoruldu.”

Stephen, üçüncü çocukları Tim doğduktan sonra Jane’in bunalımının daha da arttığını belirtiyor. Stephen o günleri şöyle anlatıyor: “Yakında öleceğimi düşünüyor, benden sonra kendisine ve çocuklara destek olacak, onunla evlenecek birini istiyordu. Yakındaki kilisenin orgunu da çalan müzisyen Jonathan Jones’u buldu ve evimizde oda verdi. İtiraz edecek oldum ama ben de çok yaşamayacağımı düşünüyordum; ben ölünce çocuklara bakacak biri şarttı.”

Ancak on yıl dayanır Stephen. 1990’da Jane ve Jonathan’ın ilişkisi onu mutsuz etmeye başlar ve bu duruma daha fazla dayanamayarak evi terk eder. Yalnız değildir ama hemşiresi Elanie Mason da Stephen ile beraber evden ayrılır. Zaten 1995 yılında da Elaine ile evlenirler. 2007’de boşanırlar o günden beri Stephen bakıcısıyla yaşıyor.

Stephen Hawking evrenin sırrını çözmeye en yakın insan olsa da, Benim Kısa Tarihim’de kendisinin de hata yapabildiğini samimi bir şekilde bize gösteriyor. Aynı zamanda hayatını sınırlayan bir hastalıkla boğuşurken bile dünyayı değiştirebileceğimizin yolunu gösteriyor. “Dolu dolu bir hayat yaşadım” diyor Stephen Hawking “Evrene dair bilgimize bir şeyler katabildiysem ne mutlu bana” diyerek de kısa tarihini sonlandırıyor.

(Tanıtım Bülteninden)

Benim Kısa Tarihim
Stephen Hawking
Doğan Kitap / Biyografi Dizisi
Türkçe
104 s. — 2. Hamur– Ciltsiz — 13 x 21 cm
İstanbul, 2015
ISBN : 9786050929867
Çeviri : Sıla Okur

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir