Binboğalar Efsanesi, Yaşar Kemal

Yaşar Kemal’in 1971 yılında yayımladığı Binboğalar Efsanesi?nde, Toros eteklerindeki Türkmen göçebelerin yerleşik düzene geçmeleriyle ortaya çıkan güçlükleri, düş kırıklıklarını ve geçmiş yaşamlarına duydukları özlemi anlatır. Binboğalar Efsanesi, 1979 Fransa ?Büyük Jüri? En İyi Kitap Ödülü’nü almıştır. Roman Melih Cevdet Anday’ın
“Ağlar bu mezarlıkta yörükler her gece
Bakıp iri yıldızları davar sanmaktan
Düşünür eski günleri… iskandan önce
Geride kalmanın hüznü yamanmış yapan.” dizeleri ile başlar.
Romanın konusu yörüklerdir. 18-19yy siyasi çalkantıları ile Osmanlı İmparatorluğu binlerce yıldır konar göçer olarak yaşayan yörükleri-göçerleri yerleşik hayat geçirmek için çeşitli baskılar uygulamıştır. Bütün bunların sonucu olarak 20yy.’a gelindiğinde geriye sadece birkaç yörük obası göçer olarak kalmıştır.
Roman işte bu kalan son yörük obasının çektiği dertleri anlatır. Yörükler yayladan düze inmişler konmak için bir düzlük aramaktadır. Halbuki yörüklerin yüzlerce yıldır kışlak olarak kullandığı düzlükler parsellenmiş çeşitli insanlara tapulandırılmıştır. Nereye gitseler halk onlara saldırmakta ya da para koparmaya çalışmaktadır. Bütün bu olayların çevresinde Horasanlı Demirci Haydar Usta’nın çareler araması torunu Kerem ve Yörük güzeli Ceren’in başından geçenler anlatılır.

Romana isminide veren Binboğalar Efsanesi bir yörük efsanesidir. Efsaneye göre sevenlerin kavuşmasına izin vermeyenlere öfkelenen Toros Dağları bin tane boğaya dönüşüp Çukurova’nın üzerine yürümüştür.

Romanın arka kapağında : “Yüzyıllarca yerleşik düzene geçmemek için direnen Türkmenler’in romanıdır Binboğalar Efsanesi Hıdırellez şenliklerinde, göçerlerin kış için sığınacak toprak bulma dilekleri ile başlar. Ancak, kış onlar için bir yok oluş öyküsüne dönüşecektir. Yörüklerin yok oluşuna yakılmış bir ağıt.” denmektedir.
Yaşar Kemal bu romanında da etkileyici anlatımı ile kültürel mirası, kahramanların ruh hallerini, çevrenin pastoral özelliklerini okuyucuya yaşatır.

“Yaşar Kemal bir kültürün nasıl yittiğini Binboğalar Efsanesi ile sarsıcı bir biçimde betimledi.” Allan Sandström, Wasterbottes Kurriren, (İsveç)

“Yaşar Kemal’in yazdıkları, bu evrenin çöküşünü, ondokuzuncu yüzyılda başlatılan ve yirminci yüzyılda ansızın piyasa ekonomisine geçilmesiyle sonuçları şaşırtıcı boyuta ulaşan zorunlu yerleşik yaşamın getirdiği tarihsel çöküşü anlatır.”
Jean-Pierre Deleage, (Fransa)

Bir yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir