Nal – Bir Akıl Hastanesinin Hatıra Defteri – Cemal Dindar

Michel Foucault duysaydı şu ‘nal’ meselesini belki bir cilt daha eklerdi, Deliliğin Tarihi’ne.

Üç ilacın; haloperidol, biperiden ve klorpromazinin ticari adlarının baş harfleri: NAL. Acile getirilen ‘akıl hastaları’nın genelde ilk tanıştıkları ilaçlar bunlardı. Bir enjeksiyona belli dozlarda çekilir ve hastaya enjekte edilirdi. Bazı kliniklerde bu işlemin adı, iğrenç bir zekilikle, insan sevmezlikle bulunmuştu bile: NALLAMAK.

İlaç şirketlerince nemalanmadan önce kirli, şimdilerde pırıl pırıl servislerin boyaları kazınsa, bazı hocaların, bazı şeflerin dillerinden duvarlara yapışmış kelimeler sıvalarla dökülebilir hala: “Niye ajite bu hasta?.. NALLAYIN ŞUNU!”

Kurum varsa, o kurumlarda kurumlananlar varsa duvarın, soğuğun, zincirin, pencereden sızan gün ışığının da belleği var. Birikir. Ortak bir hatıra defterine dönüşür işte! Okuyacağınız her metinde insanlık halinden kopmaya kopartılmaya, bu zulme bir direniş bazen gizli bazen açık? var. İnsan tükenmiyor, tükenmez kardeşim, diyor her biri.

“…O yıllarda meşhur olmuştu R.G.Ö’nün güzel şiiri? Çok iyi, çok dengeli bir derleme olan NAL anısına o güzel şiir nasıl başlıyordu hep beraber hatırlayalım: “Aşkımın şiddetinden koptu gönlün freni!../ Doktor beni sanıyor hâlâ şizofreni!..”
-Kanat Atkaya, Hürriyet-
(Tanıtım Bülteninden)

2007 Tarihli Önsöz
Bakırköy Akıl Hastanesi nerdeyse Cumhuriyet ile yaşıttır. Üsküdar Toptaşı Bimarhanesi’nde sefillik içinde kapatılmış hastaların gemilerde karşıya geçirildiği ve ortalığın tenha olduğu saatlerde, ‘vatandaşları’ ve şehri rahatsız etmeden Reşadiye Kışlası’na, bugünkü Bakırköy Akıl Hastanesi’ne taşındığı günden bugüne yaklaşık seksen yıl geçti. Günümüzde ruh sağlığı siyasasının ana temasını ‘vatandaşın ve şehrin rahatsız edilmemesi’ olarak özetleyebiliriz. Sadece kapatma biçimleri çeşitlendi. Norodol-Akineton-Largactil. Baş harfleriyle; NAL. Acile getirilen ‘akıl hastaları’nın yakın zamana kadar tanıştıkları ilk ilaçlardı bunlardı. Bu ilaç belli dozlarda çekilir ve karışım, hastaya enjekte edilirdi. Bazı kliniklerde bu işlemin adı, insan sevmezlikle bulunmuştu bile: ‘NAL’LAMAK. ilaç şirketlerince nemalanmadan önceki kirli, şimdilerde pırıl pırıl servislerin boyaları kazınsa, bazı hocaların, şeflerin dillerinden duvarlara yapılmış kelimeler sıvalarda dökülebilir hala: ‘Niye ajite bu hasta… NALLAYIN ŞUNU!…’ Bu hatıra defteri’nde okuyacağınız şiirler ve metinlerin çoğu Bakırköy’de uzun dönem yatmak durumunda kalmış kişilere ait. Her biri, toplumsal sistemin psikiyatri yedekli şiddetine, ‘nallama’ işlemine karşı isyan metinleri olarak ta okunabilir.

Kitabın Künyesi
Bir Akıl Hastanesinin Hatıra Defteri Nal
Cemal Dindar
Telos Yayıncılık
İstanbul, 2013
438 sayfa

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir