Bir Meselemiz Var – Zafer Köse

YÖN
Sen bana bakma
Ben senin baktığın yönde olurum.
Özdemir Asaf

Sabahları evinden çıkıp yollara düşen insanların yüzlerine bakıyor musunuz? Yeni bir güne başlamanın umudunu, tazeliğini, iyimserliğini arıyor musunuz, o yüzlerde?

Sırtında dünyadan ağır bir çantayla yollara dökülen çocukların, öğrencilerin yüzlerine dikkat ediyor musunuz?

Ve sabah kalabalığı dağıldıktan sonra ağır hareketlerle dışarıya çıkan, iş arayan insanların yüzlerini görüyor musunuz? Onlar, işe gittiği için pek de mutlu olmayan kendilerinden biraz önceki kalabalığın sokaklarda bıraktığı boşluğu, ne kadar da bezgince doldururlar.

***

Hareket veya değişim elbette bir etkiyle gerçekleşiyor.

Mutlaka bir çantayı kaldırıp başka bir yere götürmüşsünüzdür. Veya kurumuş bir dal parçasını kırmışsınızdır.

Yürürken size çarpanlar da olmuştur, karşılaşınca dostça elinizi sıkanlar da.

Ama fiziksel müdahale olmadan da insanların hayatına etki eden ne çok unsur var. Bazen bilerek, bazen bilmeyerek.

İçinde yaşadığı koşullar, insanın düşüncesini ve kişiliğini olduğu kadar, görünüşünü de etkiliyor. Kişinin yaşadıkları cildinde, saçlarında, hatta iskelet yapısında yansıyor. İç organların bile yaşanan hayattan etkilendiği oluyor. ?Sıkıntıdan? diyorlar. Yüzlerdeki çizgiler, bakışların ifadesi, bir durakta bekleyen omuzları çökük kişinin endamı…

Bakın insanların yüzlerine, seslerine, adımlarına. En çok da sabahları bakın. Aracını çalıştırıp yola çıkanların, otobüs durağına yürüyenlerin, fabrikanın servis aracını bekleyenlerin yüzlerinde, başlayan yeni günün değil, o güne kadar yaşanmış olanların etkisi görülüyor.

***

Olay olay birikiyor yaşananlar, günbegün ortaya çıkıyor hikayeler. Geçim derdi, güvence arayışı, onay görme isteğiyle alınıyor kararlar. Bir tatlı dil, sıcak bir gülümseme, içten bir selam peşinde yaşanıyor günler.

Haberler takip ediliyor, filmler izleniyor, kitaplar okunuyor. Hikayeler anlatılıyor, görüşler bildiriliyor, yapıtlar üretiliyor.

Her yapıtın sanki bir eli var; hayata uzanıyor, etki ediyor. Bazen bilerek, bazen bilmeyerek…

***

Hayatta her şeyin birbiriyle bağlantılı olduğunu fark edebiliyorsanız, yazıyı sadece yazıyla ilgili bir mesele olarak görmezsiniz. Bu demektir ki, söylenen her sözün, hayata bir müdahale olduğunu biliyorsunuz. Bunun için yazıyor, bunun için düşünüyor, bunun için okuyorsunuz.

Bir meseleniz olduğu için hayata dair sözler peşindesiniz.

Veya hayata dair sözler peşinde olduğunuz için bir meseleniz var.

Bu nedenle insanlardan size bakmasını beklemeden, onların baktığı yönde olmaya çalışıyorsunuz. Anlaşılmaktan çok anlamak derdine düşüyorsunuz.

Her yeni yazıda, her yeni ortamda, her yeni yapıtta yeniden başlıyorsunuz. Umutla yürüyorsunuz.

Daha güzel bir dünyaya tek başına yürünemiyor. Birlikte yürümek için yazıyorsunuz. Yazdıklarınız, yazdığınız an sizin olmaktan çıksın, bağımsızlaşsın, sizinle birlikte yürüsün diye.

Gelecekte bir gün, yaptıklarınız incelendiğinde, insanların yüzüne bakabilmek için.

Zafer Köse
zaferxkose@gmail.com
Siyah Beyaz Dergi, 2012 Yaz, Sayı 1

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir