Bitmedi Kavga, Bitmeyecek… – Zafer Köse

Duydunuz mu, Üreticiler Birliği işçi ücretlerinde indirim yapmış!

O vadide binlerce işçi çalışıyor. Elma topluyorlar. Her yıl olduğu gibi yine geçici olarak bölgede kurulan çadır alanlarına yerleştirilmişler. Elma işinden sonra, çoğu güneye inecek. Pamuk toplama işine başlayacaklar.

Çalışma koşulları zor. Yaşam koşulları zor o vadide. Çiftlik sahiplerinin adamları gün boyunca başlarından hiç ayrılmıyor. Şefler. Kimin kaç kasa elma topladığını not ediyorlar ve bir yandan da yetkilerini keyfi şekilde kullanıyorlar. Oysa onlar da işçi.

Şefler, diğer işçilerin çok çalışması için görev yapıyorlar. Uysal olmaları, itaat etmeleri, verimli iş yapmaları için. Onlarca işçiden birine veriliyor böyle bir fırsat. Yöneticilik!

Elma toplayıcılarının çoğunun böyle şeyleri umursadığı yok. İşsiz kalmasınlar, çalışsınlar, paralarını alsınlar; daha ne! Ama Üreticiler Birliği?nin ücretleri düşürme kararı çok kötü!

İşçiler huzursuz. İyice karın tokluğuna çalışmak haline geldi artık bu iş.

Karınlarının doyması, çalışabilecek, ama sadece çalışabilecek koşullarda yaşamaları, patronlar için gerekli. İş mi bu? Böyle yaşanır mı? Söylenmeler artıyor!

Yakınmalar artıyor, ama kimsenin elinden bir şey gelmiyor. Adamlar güçlü. Patronlar. Güçlüler, çünkü arkalarında devlet var. Gazeteler, haberler, yerel yöneticiler… Örgütlüler. Zaten elma toplama ücretini de çiftlik sahipleri birbirinden bağımsız belirlemiyor. Bir araya gelmişler, Üreticiler Birliği olmuşlar.

Aslında bölgedeki işçi sendikalarında bile örgütlü olan patronlar. Bu sendikaların, çadır alanlarında yaşayan ve asıl işi yapan işçilerle bir ilgisi yok. Onlar tuzu kuru işçilerin, bölgedeki kadrolu kesimin sendikası.

Patronlar güçlü, çünkü onlar için çalışan içiler var!

Duydunuz mu? ABD?nin Torgas Vadisi?nde elma toplayan işçiler arasında bir isyan büyüyor. Çünkü biliyor işçiler, bir sonraki iş olan pamuk toplayıcılığı sırasında da durumları bin beter olacak. Sadece 1930?lu yıllarda Torgas Vadisi?nde o geçici sürede değil, sonraki çalışma hayatlarında da zararını görecekler, Üreticiler Birliği?nin aldığı bu kararın.

Bilmeden biliyor onlar; bu karara isyan etmemenin zararını, bütün işçiler görecek. Sonraki yıllarda, 1980?lerde, 2000?lerde… Tam bilmeseler de hissediyorlar; ya bütün vadilerdeki, bütün işyerlerindeki işçiler birlikte kurtulacaklar ya da çaresiz kalacaklar. Kitapsız biliyor onlar. Nazım?ı bilmeseler de anlıyorlar. Nazım onları zaten biliyor.

Onlar ki toprakta karınca,
                                       suda balık,
                                                havada kuş kadar
                                                                    çokturlar;
korkak,
        cesur,
               cahil,
                      hakîm
                            ve çocukturlar
ve kahreden
                    yaratan ki onlardır,

Steinbeck?in Bitmeyen Kavga adlı romanında yalnız onların maceraları vardır.

Duydunuz mu, o vadideki durum, tıpkı yaşadığınız günlerdeki gibiymiş. 1930?larda oralarda olup bitenler, çevrenizdeki gelişmeler gibiymiş. Ülkenizdeki gibi.

E, o zamandan beri temel değişiklikler gerçekleşmediğine göre, bölgeye giden Mac ve Jim?in amaçlarına tam olarak ulaşamadıklarını tahmin edersiniz. Steinbeck?in romanındaki iki kahraman.

Mac deneyimli bir militandır. Jim de bilinçli ve kararlıdır, ama örgütlü hareket etmek konusunda deneyimi yoktur.

Mac ve Jim, vadideki işçilerde büyüyen tepkilerin haberini alınca, elma toplayıcısı iki işçi olarak oraya giderler. İşçilerin öfkesini, isyanını yönlendirmek için, bilinçli bir tepkiye dönüştürmek için çalışacaklar. Bir yandan da Jim açısından bir deneyim olacak orada örgütlenecek isyan.

Aslında oradaki birkaç yüz veya birkaç bin işçinin kazanacakları hiçbir şey olamaz. Sınıf olarak bir kazanım elde etmedikten sonra, vadinin birindeki bir grev çok anlamlı değil. Bunun farkındalar. Ama Jim için olduğu kadar, işçi sınıfı için de bir deneyim olacak bu.

Kim mi kazanacak?

Merak ediyor olabilirsiniz. Ama onlar sizin kadar merak etmiyorlar. Çünkü onlar kazanan tarafta bulunmaya göre değil, haklı tarafta olmaya göre tercihlerini belirliyorlar. Elbette mücadeleden geri durmadan, kavgadan kaçmadan yapıyorlar seçimlerini.

Ve elbette, bu romanı okumak sizin için de bir deneyim olacak. Birçok insan tanıyacaksınız. Gerçek insanlar. Neredeyse gerçek, veya gerçekten daha gerçek.

Onca kültür farkına, kadın erkek ilişkilerindeki farka, iletişimin ve üslubun o kadar değişik olmasına rağmen, ne kadar da tanıdık gelecek size onlar. Yaşamak için çalışmak zorunda olan, felsefi ve ideolojik birikimi bulunmayan, emeklerini satarak geçinen insanların, bambaşka coğrafyalardaki, bambaşka zaman dilimlerindeki ortak yönleri. Tanıdıklık durumu.

Ve her biri kendine özgü birer kişi olan bu roman kahramanlarının grup içinde nasıl da bambaşka birer kişiliğe büründüklerini göreceksiniz. Belki de en önemlisi, ?kitle? diye, ?grup? diye somut bir özne olduğunu anlayacaksınız. Toplulukların, kendisini oluşturan bireylerin bir araya gelmesinden daha fazla bir anlamı olduğunu, kendi başlarına birer özne olduğunu fark edeceksiniz.

Kitlenin harekete geçmesinin, öyle kolay bir teorisinin bulunmadığını anlayacaksınız. Elbette biraz şüpheyle yaklaşacaksınız Mac?in kararlılığına. Kan dökülmesinin, gerilim yaşanmasının kitleyi hareketlendirmesine…

Yıllarca bu işlerle uğraşmış kadar, kendi çevrenizde bunları yaşamışçasına bir deneyim bu.

Onlar tanıyacaksınız. Nazım?ın dizeleri somutlaşacak zihninizde:

Demir,
          kömür
                        ve şeker
ve kırmızı bakır
ve mensucat
ve sevda ve zulüm ve hayat
ve bilcümle sanayi kollarının
ve gökyüzü
                   ve sahra
                                ve mavi okyanus
ve kederli nehir yollarının,
sürülmüş toprağın ve şehirlerin bahtı
                     bir şafak vakti değişmiş olur,
bir şafak vakti karanlığın kenarından
                     onlar ağır ellerini toprağa basıp
                                                   doğruldukları zaman.

İşte onları göreceksiniz. Kavganın bitmediğini. Bitti sanmanız için her şeyi yapan; gazeteleriyle, edebiyatlarıyla, politikacılarıyla ve tüm güçleriyle uğraşanların istediği gibi de bitmeyeceğini göreceksiniz.

Zafer Köse
zaferxkose@gmail.com

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir