Bu hikâye aslında bir kentin var oluş ve yok oluş hikâyesidir. O nedenle bu hikâyeyi kadınıyla çocuğuyla, otuyla böceğiyle ve kurduyla kuşuyla bütün bir kent anlatmalıydı. Hep bir ağızdan, kesintisiz ve tek bir ses gibi anlatmalıydı. Bu kesintisiz ve hep bir ağızdan anlatımla giydirilmiş çok yönlü aydınlatma tekniği gibi deneysel bir biçemin tercih edilme sebebi buydu. Diğer yandan çok katmanlı yapısı ve epizotlarının yoğunluğu nedeniyle öykü tekniğinin sınırları biraz zorlandı. Ama belki de “Boş Kentin Masalı” başka türlü anlatılamazdı.

“Boş Kentin Masalı”; kahramanları, zaman ve mekânları iç içe geçmiş, birbiriyle ilintili dört uzun öyküden oluşan deneysel bir çalışma. Bu kitapta var oluş problemini Nuh Tufanı metaforuyla anlama arayışı var. Nuh Tufanı, bir yok oluşun ardından yeniden var olmanın anlatısıdır. Boş Kentin Masalı’nda da bu yokluk-varlık paradoksu, kahramanlarının yoksunluklarıyla kendilerini var etmesi şeklinde ortaya çıkar. İnsan neredeyse bütün varlığını ve hayata dönük bütün tutumlarını bu yoksunluk temeli üzerinde inşa etmektedir. Diğer yandan kendini böyle konumlandırıp benin peşine düşen insan, karşılaştığı hayaller, ışık-gölge oyunları, illüzyonlar ve zamansal kaymalarla kozmik bir belirsizlik zemini üzerinde olduğunun farkına varır. Boşluk ve yoksunluktan yayılan bir sis bulutu gibidir bu. Kahramanlar da payını alır bu belirsizlikten, kent ve zaman da. Bir öyküdeki zaman bir başkasında yaşanırken, cücelerin, postacıların, fahişelerin ve kör fotoğrafçıların durmaksızın bir öyküden diğerine sıçradığı görülür. Bedenler aynalarda sessizce içi boş bir kadavraya dönüşürken, kırkikindi sellerine kapılan kent yeniden sular altında kalır ve hayat ağacından havalanan güvercinler Tanrı’yla barışmanın müjdesini yayar.

Boş Kentin Masalı,
Ergün Doğan
Kitapyurdu Doğrudan Yayıncılık (KDY)
136 sayfa
2024

Previous Story

Montaigne: İnsanın eğilimlerine ve mizacına aşırı bağımlı olmaması gerekir. Bizim temel niteliğimiz, çeşitli durumlara kendimizi uyarlamayı bilmemizdir.

Next Story

Türk ve Yunan-Roma Mitolojilerinde Kurt

Latest from Öykü Kitapları

Trevor’ın çok şey anlatan son öyküleri

William Trevor’ın geçen günlerde yayımlanan ‘Son Öyküler’ kitabı Yağmurdan Sonra’da olduğu gibi yalnız insanların umutsuzluklarını, hayal kırıklıklarını, terk edilmiş kadınların deneyimlerini, kendini dışlanmış hisseden

Önce Ekmek – Orhan Kemal

Orhan Kemal´in 1968 yılında yazdığı ve 1969 yılında hem Türk Dil Kurumu Öykü Ödülü hem de Sait Faik Hikaye Armağanı kazanan kitabı Önce Ekmek,

Uyku – Orhan Kemal

Türkiye edebiyatının en özgün ve gerçekçi yazarlarından Orhan Kemal, yazdığı roman, oyun ve öykülerin hepsinde yoksul, hayatla mücadele etmek zorunda olan ama umudunu, yaşama
Go toTop

OKUMA ÖNERİLERİMİZ