Buyruk ve İtaat / Kültür, Sanat ve İktidar – İsmail Mert Başat

İsmail Mert Başat, Buyruk ve İtaat / Kültür, Sanat ve İktidar adlı kitabında mitolojiden gündelik hayata, uygarlık deneyimlerinden vahşete kadar birçok konu üzerinde, iktidar ve sanat ilişkisini tartışıyor. Başat’ın son kitabı Buyruk ve İtaat, kültür, sanat ve iktidar konularında denemelerden oluşuyor. Çoğul bir okumanın da ürünü olan yazılarda 68 Kuşağının özgürlük ve karşıtı kavramlara karşı duyarlılığı, Başat’ın ele aldığı konularında ve pratiklerinde yoğunlaşıyor. Başat’ın asıl referansı Marksizm. Bu referansın bir kalıp bir dogma değil, yaşayan, gelişen ve değişen canlı bir düşünce pratiği olmasına dair gözettiği özen, yazıların hem içeriğine hem de biçimine nüfuz ediyor. En başta gözettiği iki kavram olan ‘özgürlük’ ile ‘sanat’ arasında doğrudan bir bağ kuruyor hemen her yazısında. Sanatın özgürlük için en dolaysız insani pratik olduğunu açımlıyor yazılarında. Bunu karşıtlıkları içinde çözümlüyor; iktidarların, egemenlerin gizli açık her türlü boyunduruk dayatmaları karşısında sanatın başkaldırı ve özgürlük için vazgeçilmez bir olanak olduğu bilincini işliyor. Başat, sanat ve iktidar ilişkilerini tartışırken kavramların birbiriyle kurdukları bağlara, geçişlere, birbirlerine kazandırdıkları ya da kaybettirdikleri değerlere karşı dikkatli, özenli bir deneme dili kuruyor. Mitolojiden gündelik hayata, uygarlık deneyimlerinden vahşete, antik kozmogoniden modern kavrayışlara kadar geniş bir konu ve sorun üzerinde, iktidar ve sanat ilişkileri odağında tartışıyor. Yazarın yeni tartışmalara ve okumalara açık zihni, konuyu geçmişte, basmakalıp ilkelerde ya da havada değil bugünde ve kendimizde görmemize olanak veriyor. George Thomson’dan Adorno’ya, Cemal Süreya’dan Hasan Bülent Kahraman’a, bugünün şiirinden en eski şiire göndermeler ve alıntılarla gezinen yazılarında Başat, yazarlık konumunu şu sözlerle açıklıyor: “Tarafsızlık iddiası, eleştirel ve sorgulayıcı bakışın iptali üzerinden, verili olanın, yani sistemin teyidine uzanır: İtaatin, buyruk üretişinin yolu açılır. İdeolojinin dışlandığı iddiası, egemen ideoloji ile okur arasında kurulan çevrilmeler aracılığıyla, tam tersine dönüşür; zihinsel olarak okurda ideolojik bir kulis sağlanmış, günlük yaşamda sistemin kurumları ve medya aracılığıyla üzerimize yağdırılan ve iktidarın dilinin kurmuş bulunduğu ideolojik örüntüye bir ilmek daha atılmış olur.”
İsmail Mert Başat’ın denemeleri, sanat, özgürlük, itaat ve iktidar ilişkilerine dikkatle bakmaya çağırıyor.” Mahmut Temizyürek – Radikal Gazetesi, 16.11.2007

“İnsanları daha güzele, daha iyiye, üretken bir kardeşlik temelinde daha aşkın değerlere ve dingin bir yaşama taşımak amacı, demokrasi ve sanatı dayanışmacı birer dost kılar. Ne ki, demos kendi gücünü bir farkındalık içinde ve kendisinde omurgalaşmadıkça, demokrasi de kırgınlaşan ve iğfal edilmeye karşı dirençsizleşen bir yapı sergiler. Sanat ise, demokrasi olmadan da kendisini var edebilmenin binlerce yıllık tarihini içinde taşımaktadır. Hatta demokrasi kapaklanıp gerilediğinde sanat, demokrasiye olan dayanışmasını, yoldaşlığa dönüştürür; karanlık arttıkça, bayrağını büsbütün dikleştirir. Tiranın gözünde ise demokrasi de, sanat da iktidarını tehdit potansiyeli barındıran iki düşmandır.” Tanıtım yazısı

Kitabın Künyesi
Buyruk ve İtaat / kültür, sanat ve iktidar
Yazar : İsmail Mert Başat
Yayınevi : Everest Yayınları
Basım Tarihi : Aralık 2006
364 sayfa

İçindekiler
Buyruk ve İtaat
Kapitalizmin iktidar örgütlenmesi olarak ?Yönetim?den, ?Yönetim?e
STÖ?leri tersten okumak
Toplumsalın dönüştürülmesi
İdeoloji prizmasında ?Ben? ve ?Öteki?
Sanat, iktidar ve demokrasi
Ortadoğu kültürel kozmogonisi açısından buyruk
Sanat ve yaşam
Modern şiirde dil, anlam ve diyalektik
Eleştiri ve estetik
Sanatta anlam yitimi
Edebiyat ve barış

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir