Cemal Süreya’nın Haydarpaşa Lisesi’ndeki Anıları

1947-1950 arasında Haydarpaşa Lisesi’nde parasız yatılı okudu. Şubesi, Edebiyat G.

O tarihlerde liseyi bitirmek için iki aşamalı sınavdan geçiliyordu: Mezuniyet ve olgunlaşma sınavları. İkisinden de pekiyi aldı.

Çekingen bir öğrenciydi, yine de -ortaokulda olduğu gibi”dahi”ler arasında sayılıyor, şair kabul ediliyordu. Ailesi o sıra İnegöl’de olduğundan İstanbul’daki akrabalarına “evci” çıktığı bazı hafta sonları dışında, bütün zamanını bomboş kalmış okulda yalnız geçiriyordu. Yaz tatilleri dahil. ..

Lise üçe kadar eski edebiyata meraklıydı. Aruz vezniyle şiir yazıyordu. İlk edebiyat öğretmeni Ali Sedat Oksal öğretmişti aruzu.

“Aruzla ne yapardık? Ustalaştık artık, vezinle yürürdük. Kolkola girerdik arkadaşlarla; kolbaşı vezni değiştirirdi, yürürdük. Tuhaf bir dans, bir mehter yürüyüşü çıkardı ortaya.”

Yeni şiire son sınıftayken bir iki arkadaşının uyarısıyla yöneldi. Asıl, Ahmet Muhip Dıranas’ın Şadıroan dergisinin ilk sayısında çıkan “Kar” şiirini okuduğu gün!. ..

“Kar”ı o gün, ertesi gün, o ay, belki bin kez okudum. Olduğu gibi içime indirdim. Aruzla bir-iki manzumesi olan kararsız öğrenciyi yeni bir şiire Orhan Veli ve arkadaşlarının her şeyi alt üst etmiş ürünlerinden çok “Kar” gibi birkaç parça sürüklemiştir.

“Kar”, her zaman, herkese söylediğim bir şiirdi. Ezberlesinler diye başkalarının defterlerine de yazdım.”

Günlüğünde, üç yılını geçirdiği o görkemli yapının çok sevdiği bir yer olmadığını söylüyor:

“Ortaokul ve fakülte yıllarımda kendime daha çok benziyorum. Haydarpaşa Lisesi’nde sporcuydum, iyi öğrenciydim o kadar. Bazı silinmez anılarım var. Var da beni ben eden bir dönem değil orada geçirdiğim yıllar.”

A’dan Z’ye Cemal Süreya
Hazırlayan: Nursel Duruel
YKY

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir