Çizgilerle Nazım Hikmet – Yazan: Müjdat Gezen / Çizen: Savaş Dinçel

Bugün 15 Ocak 2009… Nâzım Hikmet’in doğumunun 107 yılı. 3 Haziran 1963 yılında memleketinden çok uzaklarda yaşama veda etmişti. Sürgündü çünkü ‘vatan haini’ ilan edilmişti. 1920’lerden sonra başlayan hapishane süreci 1951 yılına kadar devam etti Nazım Hikmet’in. Onu sevenler ise hiç unutmadı. Bazen fotoğraflarla anlatıldı, bazen filmlerle bazen de şiirlerle…. Şimdilerde ise Çizgilerle Nâzım’ı okuyacağız. Nâzım Hikmet Kültür Vakfı Yayınları’ndan çıkan kitabın metinlerini Müjdat Gezen yazdı. Savaş Dinçel Nâzım’ı çizdi.
Uzun yıllar yasaklı olan kitabın önsözünde Müjdat Gezen, şehirler arası yolculuklarda resimli romanlar okuyunca saatlerin nasıl geçtiğini fark edilmediğini keşfettiğini, bu durumun kendisine resimli roman gibi bir Nazım kitabı yazma fikrini verdiğini, fikrini Savaş Dinçel’e açınca onunda sıcak baktığını ve Savaş Dinçel’in çizimleriyle kitabı birlikte oluşturduklarını belirtir.

1983 yılında Müjdat Gezen ile Savaş Dinçel beraber hazırladıkları “Çizgilerle Nâzım Hikmet” kitabında ‘komünizm propagandası’ yaptıkları gerekçesiyle tutuklandılar. Çıktıkları mahkemede dava düştü, kitap toplatılıp yakılmıştır.

“Bu kitap 1978 yılında yazıldı. Kitapta adı geçenlerin birçoğu bugün hayatta değil. Bu nedenle “Falanca kişi bugün bir gazetede köşe yazarı” gibi sözlerle karşılaştığınızda şaşırmayın. Ekber Babayef, Nâzım’ın Moskova’daki çevirmeni idi. Bugün aramızda değil. Vera İstanbul’a gelerek Nâzım’ın o konudaki vasiyetini gerçekleştirdi. Kitabımızda Nâzım’ı motorla kaçıran kişi artık adını açıkladı. Anlayacağınız epeyce değişiklik oldu. Değişmeyen tek şey Savaş Dinçel’in el emeği göz nuru orijinalini yeniden okudum ve tek sözcüğüne dokunmadım. Anlayacağınız bende değişiklik yok.
Saygılarımla.”
Müjdat Gezen
Not:Bu kitabın tüm geliri, yazarı ve çizeri tarafından Nâzım Hikmet Vakfı’na bağışlanmıştır.

3. Basım için birkaç söz:

Bu basım, bu kitabın üçüncü basımı oluyor. Gelirini yine Nâzım Hikmet Vakfı’ na bağışladık? Bizim okulun (MSM) bahçesinde bir çınar ağacı var. Üzerinde bir pirinç plaka göreceksiniz. “Nâzım Hikmet Burada Yatıyor” yazılı…

Dememiş miydi?
“Anadolu’ da bir köy mezarlığına gömün beni ve de uyarına gelirse, tepemde bir de çınar olursa-taş maş da istemez hani” Uyarına geldi. Kadıköy Nâzım’ ın eski köyü. Çınar ağacı da tamam. Anadolu da uyuyor. O’ MSM’ nin bahçesinde ve pek çok çınarın altında yatıyor. Ben pirinç plakaları yazdırıp isteyenlere gönderdim. Her isteyen bir çınarın üzerine böyle bir plaka çakabilir. Çok da güzel olur. Bizimki yıllardır orada duruyor.
Nasrettin Hoca bağlamayı almış eline parmakları hep aynı yerde hiç kıpırdatmadan çalıyormuş. Karısı demiş ki:
– Hoca, yanlış yapıyorsun, ben gördüm bunu çalanlar parmaklarını hep çeşitli yerlerde gezdiriyorlar.
Hoca cevap vermiş:
– Onlar benim bulduğum yeri arıyorlar.
Biz de Nasrettin Hoca misali Nazım’a takıldık kaldık. Çevremizdekiler ne güzel, globalleşmeye, yeni dünya düzenine kolayca ayak uydurdular. Biz halâ Hocanın bağlaması gibi aynı yerde çırpınıp duruyoruz (!)

Müjdat GEZEN
2007, İstanbul

Birkaç söz de benden…
Tam 30 yıl olmuş. 1977 yılının bu aylarında Müjdat’ın yazdığı bu kitabı çizmekteydim. Tam 7 ay sürdü. Şimdilerin teknolojisi olsa çok daha kısa zamanda bitirirdim. Ama iyi ki öyle olmuş ve ben tam el emeği ile bir kitap çizmiş, resimlemiştim. Fotoğrafları kesip biçip yapıştırmışım, elişi ödevi yapar gibi ortaya çıkarmışım. Sonra basıldı işte. Basıldıktan 5 yıl sonra da başına gelenleri düşünüyorum da… Nur içinde yatsın Oğuz Akkan basmıştı bu kitabı CEM yayınlarında. 1983 yılında sıkıyönetim bu kitabı yazanı ve çizeni 21 yıl istemiyle cezaevine koydu. Kitap toplatıldı ve hamur yapıldı. Tesadüfe bakın ki 3 Haziran 1983’de yani Nâzım’ın ölümünün 20. yılında mahkemeleri yapıldı. Neyse ki yürekli bir yargıç ve sonradan da Yargıtay bu davanın görülmesine gerek olmadığına karar verdi. Aradan 12 yıl geçti, bu kez Nazım Hikmet Vakfı yokedilmiş bu kitabı yeniden basarak (orjinalleri bendeydi) unutulmasını önledi. Şimdi de elinizdeki renkli baskısını Nazım Hikmet Vakfı Başkanları Sevgili Rutkay Aziz ile Tarık Akan bir kez daha basacaklarını söylediklerinde kitabı renklendirmek geldi aklıma. Bu “bilgisayar” işlerinde bilgi sahibi olan arkadaşım Osman Çağlar bana İsmail Bektaş diye bir vitüöz buldu ve kitabı renklendirdik. Büyük şairlikten ölümsüzlüğe geçişinin 44. yılında Nazım Hikmet’i daha renkli anlatmamıza yardımcı olan herkese çok teşekkür ederim.

Savaş DİNÇEL
2007, İstanbul

Çizgilerle Nazım Hikmet
Yazar: Müjdat Gezen / Savaş Dinçel
Yayınevi: Nazım Hikmet Vakfı Yayınları 2007

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir