Devlet Tiyatroları’nın Anton Çehov, Bertolt Brecht, William Shakespeare ve Dario Fo’nun oyunlarının sahnelenmesine getirdiği yasak Fo’yu öylesine şaşırttı ki. “Türkiye’de yasaklanan dört yazardan hayatta olan tek kişi benim. Bu benim için ikinci bir Nobel ödülü kazanmak” gibi diye yorumda bulundu.
Devlet Tiyatroları’ndan yapılan açıklamada karara gerekçe olarak, “Bu yıl yalnızca yerli oyunlar sahnelenecek” diye vurgulansa da Dario Fo’ya göre bu seçim, açıkça bir sansür. Dario Fo’nun ne düşündüğünü ve tepkisini merak edenler için İtalyan medyasında yer verilen söyleşilerden bir özeti paylaşıyorum.
-Türkiye’de yapıtlarınızın sahnelenmesi yasaklandı?
– Yirmi yıl önce durum daha da vahimdi. Bir yapıtımı sahneleyen sanatçıları konuk eden otel ateşe verilmişti,
-Bu kez yapıtlarınızın sahnelenmesi engelleniyor. Siz, Çehov, Brecht ve Shakespeare…
Bu isimlerle aynı kulüpte olmak büyük bir onur! Edebiyat ve tiyatro dünyasın dev isimleriyle aynı kefeye konulmak kolay değil. Ama kanımca Türkiye’de birkaç başka önemli ismi unuttular sanırım, Listede Antik Yunan ve Commedia dell’Arte’nin önemli isimleri eksik. Onları da ekleselerdi liste tam olacaktı.
– Yapıtlarınızın yasaklandığından nasıl haberdar oldunuz?
–Sanatçı bir arkadaşım aradı. Aralarında “Bir Anarşistin Kaza Sonucu Ölümü”nün de yer aldığı bazı oyunlarım sahneleniyordu Türkiye’de. Bu sonuncusu Türk polisine ve yöntemlerine eleştiri getiren bir gözle okunabildiği için kimi çevreleri rahatsız etti sanırım.
-Erdoğan ulusal çerçevede bir tek Türk yazarların yapıtlarının sahnelenmesinde ısrar ediyor…
–Kültürel açıdan içe kapanmak üzücü. Başkalarının düşüncesinden ürkmek, şüphe duymak, kendini tehlikede hissetmekle bütünleşiyor.
-Türkiye’de bazı aydınlar bu seçimi, “faşist” bir karar diye niteledi. Paylaşıyor musunuz?
–Bu yerinde bir sözcük.. Ancak yapıtlarımızın sahnelenmesine getirilen yasağın ardında tek bir manevra var: Demokratik batı kültürünü silmek. Bir başka deyişle demokrasiyi silmek. Bir tek yerli yazarların yapıtlarına yer verileceğini gerekçe göstermek gerçekten anlaşılmaz.. Belki de tiyatro ve edebiyat yapıtları, DOP peynir türleri gibi korunaklı bir coğrafyaya indirgenmek isteniyor.
-Türkiye’de yasaklanıyor olmanıza bir tepki vermiyor musunuz?
–Ben farklı bir açıdan bakıyorum. Her rejimin hoşuna gitmediklerini susturmak için başvurduğu eski bir yöntem var. Beni görmezden gelmeyeceklerine göre yapıtlarımın sahnelenmesine yasak getirmek zorunda kaldılar. Bu onlardan daha güçlü olduğuma işaret ediyor.
-Hiç Türkiye’ye gittiniz mi ?
–Hayır fırsat olmadı. Şu sıra uygun bir zaman değil sanırım. Sivas’ta 1993’de bir otelde 33 aydının nasıl canlı ateşe verilip yakıldıklarını çok iyi hatırlıyorum.
– Çehov, Shakespeare ve Brecht’le birlikte anılmak biraz hoşnut ediyor sanırım…
–İkinci kez Nobel ödülü almış gibi hissettiğimi itiraf etmeliyim. Ama bu yasak kararından hoşnut olduğumu söyleyemem. Tehlikeli biri algılanmak bana onur veriyor. Meslek gereği, arı kovanına çok somak soktum; İtalya’da da Hıristiyan demokratlar dönemimde az baş ağrıtmadım. Kiliseler ve TV’ler tarafından sansür edildim, yasaklandım. Yapıtlarımın bazı çevreleri halen tedirgin ediyor olması hoşuma gidiyor.
-Ama hiç kaygı duymadığınız söylenemez…
–Elbette kaygılıyım. Erdoğan dört kişinin adını andı. Bu dört isim arasında hayatta olan bir tek benim. Belki Erdoğan’ın bundan haberi yok. Umarım birileri gidip de fısıldamaz .
Aslı Kayabal
11.09.2016 https://www.acikgazete.com
Dario Fo Hayatı (d. 24 Mart 1926 Sangiano, – ö. 13 Ekim 2016, Milano)
Dario Fo, Felice Fo ve Pina Rota Fo çiftinin oğlu olarak doğdu. Babası lokomotif sürücüsü bir makinist idi. Fulvio adında bir erkek kardeşi vardır. Kız kardeşi Bianca Fo Garambois de bir yazardır. 1940 yılında eğitimi için Milan’a taşındı. Brera güzel sanatlar akademisinde okudu. 1952 yılında Milano’da tiyatro oyunculuğuna başladı. İtalyan oyun yazarı, yönetmen, mim oyuncusu ve tiyatro yöneticisi. Gösterileri güncel sorunlardan kaynaklandığı için tiyatro karikatürcüsü, toplumsal ajitatör ve radikal palyaço olarak da nitelenmiştir. Önceleri küçük kabare ve tiyatrolar için yergili revüler yazımında bir metin yazarına yardım etti. Oyuncu Franca Rame ile evlendikten sonra 1959’da karısıyla birlikte Dario Fo France Rame Topluluğu’nu kurdu. Eşi ile birlikte “Canzonissima” adlı televizyon programında sundukları komik skeçlerle kısa sürede tanındı.
Zamanla siyasal bir ajitprop tiyatrosu geliştirdiler. Çoğu kez küfürlü ve açık saçık da olsa oyunları temelde commedia dell’arte geleneğine dayanıyordu ve Fo’nun deyişiyle “resmi olmayan solculuk”la kaynaşmıştı. Dario Fo ve eşi Franca Rame 1968 yılında İtalyan Komünist Partisi’yle bağları olan Yeni Sahne adlı bir başka topluluk kurdular.
1970 yılında ise Halk Tiyatrosu ile fabrika, park, spor alanı gibi halkın toplu olarak bulunduğu yerleri dolaşmaya başladılar. Morte Accidentale di un anarchico (1974; Bir Anarşistin Kaza Sonucu Ölümü, 1990) ve Non si paga, non si paga! (1974; Ödemiyoruz, Ödeyemeyeceğiz!) gibi oyunları çok tutuldu. Bir oyuncu olarak Fo en çok, tek başına bir yetenek gösterisi yaptığı Mistero Buffo’daki (1973) rolüyle tanındı. Her izleyici topluluğu önünde değişecek kadar güncelliğe dayanan bu yapıt ortaçağ gizem oyunlarının çağdaş bir uyarlamasıdır. 1997 yılında Bir Anarşistin Kaza Sonucu Ölümü adlı oyunuyla Nobel Edebiyat Ödülü kazanmıştır. Oyunları çoğu zaman skandal olarak nitelendirildi ve sahnede bile tutuklandı. Dario Fo’nun çalışmaları; Türkiye, Arjantin, İsveç ve Yugoslavya, Şili, İngiltere, Hollanda, Polonya, Romanya, Güney Afrika, Güney Kore, İspanya, Sri Lanka, dahil olmak üzere 30 dile çevirisi yapılmıştır.
Dario Fo, 1954 yılında İtalyan tiyatro oyuncusu Franca Rame ile evlendi. 29 Mayıs 2013 tarihinde eşi vefat etti. Jacopo Fo (d.31 Mart 1955) adında bir oğlu vardır.
Oyunları
Bir Anarşistin Kaza Sonucu Ölümü (Morte Accidentale di un Anarchico- 1970)
Klaksonlar, Borazanlar ve Bırtlar(Oyun “YÜZSÜZ” ismiyle de geçmektedir)
Kadın Oyunları (Female Parts- 1981)
Elizabeth, Neredeyse Kadın
Ödenmeyecek, Ödemiyoruz (Non si Paga! Non si Paga! – 1974)
Japon Kuklası
Açık Aile
Ödülleri
1981 Sonning Ödülü
1986 Obie Ödülü
1997 Nobel Edebiyat Ödülü
1997 İtalya Kültür ve Sanat Altın Madalyası (Devlet madalyası)