Charles Darwin?in ?Türlerin Kökeni? adlı yapıtını bilim dünyasına sunmasından bu yana 154 yıl geçti. Geçen bu zaman zarfında evrim teorisi genetik ,jeoloji vb. diğer bilimlerin yardımıyla tartışmasız bir hal aldı. Bugün sadece teorinin mekanizmaları tartışılmaktadır. Darwin ve Sonrası kitabı da evrim mekanizmalarını konu almaktadır. Evrim teorisi genel olarak Darwinci tedricen(yavaş) olarak bilinmektedir. Oysa Stephen Jay Gould ve Niles Eldredge?nin 1972 yılında bilim dünyasına sundukları ?Kesintili Denge Teorisi? denilebilir ki teoriyi en iyi açıklayan mekanizmadır. Kesintili Denge Teorisine göre; türler küçük yada farkedilmeyecek fenotip değişimi sergilediği uzun dönemler, bir “denge” durumundan diğerine aniden bir değişim-jeolojik süreç olarak- sonucunda geçerler. Bu durum tıpkı diyalektiğin nicelik değişikliklerin nitelik değişikliklerine dönüşmesi olayıdır.Tedricen evrim savunucuları fosil kayıtlarındaki bazı boşlukları açıklayamazlar ve boşluklar için fosil ararlar. Oysa sıçramalı evrim veya Kesintili Denge Teorisi burada aniden bir değişimin olduğunu anlatır ve evrim mekanizmasını çok daha iyi açıklar. Sıçramalı evrim yavaş değişime karşı değildir. Sadece türleşme aşamasında değişimin hızlı yaşandığını anlatır. Kitap insanın evriminden garip yaratıkların evrimine hepsini Kesintili Denge Teorisi perspektifinden açıklıyor. Kambriyen patlaması neden- sonuç ilşkisi içinde incelenerek aydınlatılıyor. Yedinci ve sekinci bölüm evrim teorisinin zorlama görüşlerinin sonucunda kapitalist-emperyalist sistemin ideolojik temelini oluşturan sosyobiyoloji konusunu ele alıyor.IQ testlerinin iç yüzü anlatılıyor. Irkçılık-doğuştan saldırganlık-suçlu kromozom gibi bilim dışı kavramlar eleştiriliyor.
Birinci bölümde Darwinin teorisinin gelişim süreci ve yaşadığı iç çatışma anlatılmaktadır. Ayrıca belki de teori için bilinmesi gereken en önemli felsefe anlatılmıştır. Evrim amaçsızdır ve herhangi bir yönü yoktur!
İkinci bölümde ise insanın evrimi üzerinde durulmuştur. Evrimin bir merdiven olmadığı tıpkı bir ağaç gibi dallandığı insanın evrimi üzerinden anlatılmıştır. Neoteni kavramının evrim üzerindeki etkisi üzerinde durulmuştur.
Üçüncü bölümde evrim kuramının karmaşık konuları ilginç organizmalar üzerinden anlatılmıştır. Çatal boynuzlu geyikler, sahte balık geliştiren midyeler, 120 yılda bir çiçek açan bambular
Dördüncü bölüm sınıflandırma ile başlıyor ve beş alemli yapı anlatılıyor. Ardından kambriyen patlaması üzerinde yoğun bir şekilde devam ediyor. Kambriyen patlaması nedir? Patlama öncesi durum nasıldı? Buna benzer sorulara cevaplar verilerek kambriyen patlaması aydınlatılmaya çalışılmıştır.
Beşinci bölüm jeoloji üzerine incelemeleri kapsıyor. Jeolojide afetçiler ve birörneklilik(tedricen) teorilerinin karşılaştırılması dinsel ön yargılar ile birlikte ele alınıyor. Jeoloji-evrim ilişkisi üzerine incelemeler ile son buluyor.
Altıncı bölüm genel olarak beyin üzerinde yoğunlaşmış ama büyüklük yüzey hacim ilişkisi perkspektifinde beyin konusu işlenmiş. Omurgalılarda beyin-vücut ilişkisi çarpıcı şekilde sunulmuş.
Yedinci bölüm evrim teorisinin sığ çözümlemelerden dolayı her şeyin insanın doğasında olduğu yanlış düşüncesini konu alıyor. ?Suçlu Kromozom?, ?Doğuştan Saldırganlık? ?Bencil Gen? gibi kavramların bilimsel çözümlemeler olmadığı bunların politik sebeplerden kaynaklandığını anlatan müthiş bir bölümdür.
Sekinci ve son bölüm denilebilir ki kitabın en güzel ve en güncel bölümüdür.Dönemin politik koşullarnın bilimde ve özellikle biyolojideki yansımaları incelenmiştir. Bölümde işlenen konular güncelliğini koruyor. Irkçılık üzerinde durulan bu bölümde sanıldığının aksine ırkların olmadığı bilimsel bir şekilde açıklanmıştır. Şiddetin katil maymunlardan geldiğimizden dolayı doğal olduğunu anlatan bilim dışı görüşler net bir şekilde çürütülmüştür. IQ ölçümlerinin kapitalist sistemin güzel bir enstrümanı olduğu dile getiriliyor.Ayrıca bunların hepsinin altında yatan ve her şeyin yani toplumsal sistemlerinde insan doğasının bir şekilde yansıması olduğunu savunan sosyobiyoloji eleştirilmiştir.
Darwin ve Sonrası adlı kitap evrime farklı bakış açısı getirerek zihnimizi derinleştiriyor. Evrim, düz bir çizgi veya merdiven şeklinde değil bir ağaç gibi dallanan sıçramalı ve amaçsız bir yolculuktur. Doğal seçilim evrimin temel faktörü olmasına rağmen tek faktörü değildir. Doğal seçilimi evrimin tek faktörü alıp ve herşeyi toplumsal sistemleri bile bu perspektiften açıklayan sosyobiyolojinin bilimsel bir dayanağı olmadığını anlatır.Sosyobiyolojinin kaptalist-emperyalist sistemin ideolojik kılıfı olduğunu anlatır. Bunun üzerinden ırkçılık-doğuştan saldırganlık-bencil gen gibi kavramlarında hiç bir geçerliliği olmadığını gözler önüne serer.
Darwin ve Sonrası evrim ile ilgilenenlerin mutlaka okuması gereken bir kitaptır.
İyi okumalar…
Okan YOLCU
BİYOLOG