Desiderius Erasmus ‘un Hayatı

Desiderius Erasmus, 1465-1536 yılları arasında yaşamış, Rönesans?la birlikte ortaya çıkan hümanizm akımının yaratıcılarından ve en büyük temsilcilerinden biridir. Erasmus, 1465 yılında Hollanda’nın Rotterdam kentinde doğdu. Din adamı olmak üzere 1487 yılında Hollanda´da Gouda yakınındaki Augustinus´çu Steyn Manastırı?na girdi, 1492?de papaz oldu. Ancak hiçbir zaman geleneksel anlamda bir rahip olarak etkinlik gösteremedi; kendini daha çok bilime adamak istediği gerekçesiyle, dini makamlardan “cüppe giymeme” iznini aldı. Paris Üniversitesi’ne devam etti. 1494?te, Latin Edebiyatı´nı ateşli bir dille savunduğu Antibarbari´yi yazdı. 1495?te, Paris?te, Montaigue Koleji?ndeki derslere devam etti; buradaki öğretimi izleyince skolastik yöntemler üzerine eleştirisinde ne kadar haklı olduğunu gördü. 1499’da İngiltere’ye gittiğinde, John Colet, Thomas More (Morus) gibi aydınlarla tanıştı ve bu dostluklarla ufku daha da genişledi. 1500?lerin başında Fransa?ya döndü, Yunanca metinleri incelemeye koyuldu ve Adagiorum Chiliades´in ilk basımını yayımladı. 1504?te, Enchiridion Militis Christiani adlı yapıtında, yalnızca Kutsal Kitap?a dayalı, yeni bir tanrıbilimin ilkelerini özetledi. Daha sonraları Vulgata´nın (Latince) metnini İncillerin (Yunanca) özgün metniyle karşılaştırmayı amaçlayan yönteme son biçimini verdi.
1505?te bilgisini geliştirme amacıyla üç yıl boyunca bütün İtalya?yı dolaştı. Venedik?te yayımcılardan biri olan Aldo Manuzio?nun atölyesine sık sık gidip geliyordu ve 1508?de Adagiorum Chiliades´in tam baskısını hazırladı. 1509?da İngiltere?ye döndü ve konuğu olduğu Thomas More?un evinde Deliliğe Övgü´yü (Encomium Moriae) yazdı; 1511?de Paris?te yayımlattı. Bu yapıtın Latince başlığı bir sözcük oyunu biçiminde, Thomas More?a duyduğu hayranlığı dile getiriyordu. 1511?den 1514?e değin Cambridge?de ders verdi. Sonraları Basel?e (İsviçre) ve Anvers?e (Belçika) gitti; burada geleceğin Karl V?i için, 1515?te Institutio Principis Christiani (Hıristiyan prensin eğitimi) adlı yapıtı yazdı. Bu Çalışmasında antikçağ bilgeliğini, bağnazlığı reddetmeyi ve İncil?e sadık kalmayı, bir prensin iyi eğitilmesinde en sağlam güvenceler olarak önerdi.
1516?da Basel?de Yeni Ahit?in Latince bir çeviriyle beraber ilk Yunanca basımını yayımladı. 1517?den 1521?e değin Louvain?de (Belçika) yaşadı. Colloquia Familiaria (Bilimsel Tartışmalar) adlı yapıtı 1518 tarihini taşır. Erasmus 1521?de sekiz yılını geçireceği Basel?e yerleşti ve burada Froben adlı yayımcı, yapıtlarının toplu basımını yaptı.
Papalığın düşünceler üzerinde kurduğu hegemonyaya karşı çıkarak, gerçek Hıristiyanlık ruhunu antik çağın yalınlığında aradı. Güzel sanatların ve bilimlerin yayılmasını, Avrupa’nın ortak bir sanat ve bilim anlayışının çatısı altında birleşmesini, hümanizmin birinci koşulu saydı.
Özgün yapıtlarıyla ve çevirileriyle antik çağ düşüncesinin Avrupa’da yayılmasına çok büyük katkılarda bulundu. Martin Luther’in reformları başladığında, kilisenin yenilenmesi görüşüne katılmakla birlikte, Hıristiyan dünyasının kargaşaya, parçalanmaya sürüklenmesine şiddetle karşı çıktı. Luther, Erasmus?u her türlü çekişmenin dışında kalan bir kişi, yani bir yandaş olarak görüyordu; bu nedenle onu kendi safına çekmeye çalıştı. Oysa, More?un Contra Lutherum adlı yapıtından bir yıl sonra, Erasmus, büyük reformcunun yıldırımlarını üstüne çeken De libero Arbitrio Diatribe Sive Collatio´yu (Özgür istenç üzerine inceleme) yazdı ve Luther?e Hyperaspistes adlı yapıtla yanıt verdi (kitabın adı, Ebdomekonta?nın Yunanca´sında ?Koruyucu? anlamına gelmekteydi).

Reform Basel?e kadar yayılınca, Erasmus katolik Freiburg im Breisgau kentine gitti. Burada Basel?de yayımlatacağı Praeparatio ad Mortem (Ölüme hazırlık) adlı yapıtını kaleme aldı.

1517?de İngiltere?de; 1524?ten sonrada Almanya?da, Papa, ona Reformculara karşı kullanılmak üzere yazmanlar ve belgeler sağlamıştır. Trento Konsili?den sonra, yapıtları yasak kitaplar listesine alınmakla birlikte, Papa kendisine kardinallik önermiştir; ancak Erasmus öneriyi geri çevirdi.

Basel, Erasmus?un mizacına uygundu. O dönemlerde Basel, katoliklik ile Reform?un yanyana az çok barış içinde yaşadığı bir kentti. Erasmus, dönemindeki din kavgalarından hiç hoşlanmıyordu. Bilgeliğe, herhangi bir bağnazlık karışmadığı sürece, ancak İncil?in ruhuna sadık kalmakla erişilebileceğine inanıyordu. Aynı ölçülülük ve sakınım onun edebiyat beğenisinde de göze çarpar.

Bir filozof olarak insanın yaradılıştan iyi olduğunu savunur. Erasmus?un Hıristiyan maneviyatçılığı da insanlara önerdiği yetkinlik idealine uygundur. Siyasal düşüncesinin temelinde ortak iyiyi ve barışı bulma kaygısı yatar.
1536’da Basel’de öldüğünde Avrupa’nın düşünce yaşamında papaların bile ziyaretine geldikleri bir kişi olacak kadar saygın bir yer edinmişti. Bütün yaşamı boyunca Latince konuşup yazan Erasmus ölmeden önceki son sözlerini ana dilinde söylemişti: “lieve God”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir