Devletin ilk Kürtçe kitabı – Metin Kaygalak

Kültür Bakanlığı önemli bir ilke imza attı ve Kürt edebiyatının en önemli düşünürü ve şairi Ehmedê Xani?nin (Ahmed-i Hâni) ?Mem û Zin? kitabını bastı geçenlerde. Kürt edebiyatının kanon metinlerinden biri olan ?Mem û Zin? mesne- visinin Kürtler nezdinde Melayê Ciziri?nin ?Diwan?ıyla birlikte handiyse ikin-ci bir ?kutsal metin? gibi olduğu bilinir.

Gecikmiş bir adım
Evet, ?Mem û Zin? bir mesnevidir, ?Memê Alan? destanından süzülmüş küçük bir parça. Yıllarca medreselerde okutulan bu meşhur kitabın, bugün Kültür Bakanlığı?nın edisyonuyla Türkiye?deki kütüphanelere de dağıtılacak ve Türkçenin kamusal alanında yer alacak olması, içinden geçtiğimiz şu günlerin bir ironisi olsa gerek.
Devlet eliyle Kürt kültürünün tinsel evreninden Türkçeye düşen, Kürtler için küçük ama devlet için gecikmiş büyük bir adım diyelim şimdilik.
Şimdilik, zira Kürt açılımıyla başlayan süreç her ne kadar devletleşip-millileştiyse de, TRT Şeş?le birlikte giderek ?devlet eliyle resmi bir görünürlük elde eden? Kürtçe; bugün sadece şarkı/ türkü söyleyen Kürtlerden mürekkep olmadığı bilincinin ortalama Türk insanında yeni bir algı eşiği oluşturduğu muhakkak.
Bu açıdan Kültür Bakanlığı?nın bu kitabı basarak, artık Kürtlerin Türkiye Cumhuriyeti için kendi kayıp iç uygarlıklarının bir parçası olduğu savından, bilinegelen o yok sayıcı ittihatçı paradig- madan koptuğu; bin yıllık ortak tarih paydasından hareketle, farklı ama bir o kadar da, kendi kültürel-tarihsel değerlerine yakın bir halkın kültürel evrenini en üst noktasından selamlayarak ?resmen? kabulüdür denebilir.

Yeni bir zemin doğuyor
Türkiye Cumhuriyeti?nin kuruluş amentüsündeki ittihatçı ideolojik tutum, hep aynı retoriği dillendiren Cumhuriyet bendelerinin katı yok sayıcı eğilimi, adım adım kendini silerek yerini yeni bir duruma bırakıyor.
Kürt kültürü ve onun bütün veçheleriyle kabulü süreci ağır, sancılı bir süreç olarak uzunca bir zaman daha bize böylesi garip varlık sancıları çektirmeye devam edecek gibi.
Devletin ?Mem û Zin?i basması, bugünkü akıl tutulması aralığında manidar sayılmalı mıdır? Tüm bu tuhaf ve kendini çelmeleyerek ilerleyen, bir varsayan ve bir yok sayan akıl, daha bir süreliğine böylesi garip bir şekilde devam edecek gibi.
Diğer bir ifadeyle, Kürtçe ve Kürtlük, 87 yıllık heterojen Cumhuriyet üniterliğinin nahoş ontolojik bir problemi olmaktan çıkıp; üzerinde durulması gereken asıl mecranın tüm yönleriyle sosyal bilimler, kültür ve siyaset bilim argümanlarıyla tartışmayı hak edecek yeni bir zemine taşınıyor bugün.
Çok geç kalınmış olsa da, devletin bu yeni yaklaşımını geliştirmek için herkesin olumlu katkısına ihtiyaç duyulduğu aşikâr.
Evet, ?Mem û Zin? sadece mutsuz büyük aşk hikayelerinden biri değildir. Ya da sadece aşkın Kürtçesi de değildir. Evet doğru, mutlu aşkların hikâyesi yazılmaz ve evet bu da tıpkı diğer hikayeler gibi sonu mutsuz aşkların hikayesini içerir.
Zira, ?Mem û Zin? bir aşk mesnevisi olduğu kadar, Kürtlerin belli bir döneminin tarihsel konumu, toplumsal hayatı ve kültürel kodları hakkında önemli bilgiler içeren bir metindir de.
Ehmedê Xani, resmi medreselerde hem dini hem de milli eğitimlerini kendi dillerinde yapma durumundan, Osmanlı ve İran?ın yararlandığını, Kürtlerin bundan mahrum kaldığını görür ve kendi medresesinde okutmak üzere bir sözlük hazırlar.
Ayrıca ?Nubehera Biçukan? (Küçüklerin İlkbaharı) adlı eserini hazırlayarak medresede ders kitabı olarak okutur. Böylece medreseye yeni başlayan Kürt çocuklarının daha ilk adımda kendi anadilleriyle eğitim görmelerini sağlar. Ve kendi bölgesinde çocukların ilk eğitimini kendi anadilleriyle veren ilk öğretmenlerdendir.
Xani, Kürtçeyi bir eğitim dili olarak daha baştan itibaren ele alır; dili bir şair titizliğiyle yeniden üretir. Sırf bu açıdan baktığımızda, aslında Ehmedê Xani diğer Kürt şairlerden ayrı bir yana düşmektedir. Sadece dini değil, filozifik açıdan Kürtçeyi doruk noktalarına taşıyan bir düşünürdür.

İlk baskı Arap harfleriyle…
?Mem û Zin? için oluşan ortak kanı bugün, bu hikayenin Kürtlerin milli destanı olduğu yönündedir. Dolayısıyla daha baştan itibaren Kürt edebiyatının bilinen ?en kimlikli kitabı? olduğu söylenebilir. Belirsizliğin içinden ilerleyen hayli kimlikli bir kitap.
Kürtçenin diğer doruklarına gelince; Kütçenin üç sütunudur onlar: Melayê Ciziri, Feqiyê Teyran ve Ehmedê Xani. Kürtçenin dorukları.
Kürtçenin muhteşem mistiğidir Melayê Ciziri, kuşların dilini bilen Süleyman eksiği bilgedir Feqiyê Teyran ve Kürtçenin milli şairi ve düşünürüdür Ehmedê Xani. Bakanlığın Kürtçenin diğer şairleri, düşünürleri konusunda da göstereceği ilgiden Türkçenin kültürel evreni neden mahrum kalsın?
?Mem û Zin?in ilki 1919?da İstanbul?da Müküslü Hamza tarafından Arap harfleriyle basılır. Daha sonra Mehmet Emin Bozarslan tarafından 1968 yılında kitabın Latin harfleriyle Kürtçe ve Türkçe tercümesi birlikte yayımlanır.
Kültür ve Turizm Bakanlığı?nın bu kitabı basarken Kürt okurlarınca içten içe akıllarının bir köşesinde tuttukları şu soru önemliydi:
?Acaba ?Mem û Zin?de geçen, Kürtlerin toplumsal ve siyasal konumlarına ilişkin bölümlerin tercümesinde sadık kalınacak mıydı??.
Görünen o ki, sadık kalınmış. Çevirmen Namık Açıkgöz, – doğrusu kitapta adı ?hazırlayan? olarak geçiyor, neden çevirmen değil?- kitabın sunuş bölümünde İstanbul Arkeoloji Müzesi Kütüphanesi?nde bulunan ?bir el yazması?ndan birebir çeviri uyguladığını söylüyor.

Birebir çevirinin sakıncaları
Çevirinin daha ziyade birebir bir anlam çevirisine tekabül ettiği söylenebilir. Sunuş yazısında çevirmen, Bozarslan ve Rodenko çevirilerinden yararlandığını ifade etmesine karşın; bu tür Şark klasiklerinde çift katmanlı okumalar yapmak gerektiğinden, birebir çevirinin bazı sakıncaları öne çıkıyor.
Bakanlıkla neredeyse eşzamanlı olarak Avesta Yayınları?ndan çıkan günümüz Türkçesiyle ve aynı zamanda kavramsal tahlili de içeren Prof Dr. Kadri Yıldırım?ın ?Mem û Zin? çevirisi ile Suriyeli yazar Jan Dost?un ?Mem û Zin? ile ilgili yazdığı Arapça şerhinin Kürtçe çevirileri ile birlikte yeni okuma olanağı veriyor meraklısına.

Metin Kaygalak
Alıntı:
21 Aralık 2010 tarihli Milliyet Kitap

Konuyla ilgili diğer yazımızı okumak isterseniz “Kültür ve Turizm Bakanlığı?nın Kürtçe çevirisine tepki” adlı haberimizi TIKLAYINIZ
İnsanokur Yayın Kurulu

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir