Dostoyevski’nin el yazmalarındaki metinlere eşlik eden karalamaları

Columbia Üniversitesi’ndeki bu sergi, gelmiş geçmiş en büyük romancılardan Dostoyevski’nin imgelem ve anlatım gücünün düz yazılarının yanında yaptığı çizimlere de yansıdığını gösteriyor.

Suç ve Ceza, Budala, Karamazov Kardeşler gibi edebi başyapıtların yaratıcısı Fyodor Mihayloviç Dostoyevski’nin gelmiş geçmiş en büyük romancılardan biri olduğuna herhalde itiraz edebilen çok az kişi vardır. 19. yüzyıl Rusya’sında yaşamış olan bu büyük yazarın eserlerini kaleme aldığı kağıtlarına baktığımızda ise, onun kalemi ve mürekkebi düz yazı dışında başka şeyler oluşturmak için de kullandığına tanık oluyoruz.

Elbette, Dostoyevski muazzam imgelem ve anlatım gücünü kullanarak sadece düz yazı aracılığıyla bile okuyucularının zihninde rahatlıkla etkileyici resimler ve sahneler oluşturabilecek bir yeteneğe sahipti. Fakat, burada bahsettiğimiz şey yazarın kelimenin tam anlamıyla, bu düz yazıların kenarlarına ve aralarına oldukça dikkat çekici bazı resimler ve figürler çizmiş olması.

Aşağıdaki ciddi görünümlü iki yüz çizimi Suç ve Ceza‘nın yazıldığı defterden alınan bir sayfadan ve elbette bu ifadelerin Rus edebiyatının ve özellikle Dostoyevski’nin yalnızca düz yazılarına aşina olanlara yine de biraz tanıdık gelebileceğini söyleyebiliriz. Yine en yukarıda yer alan resimde aynı el yazmalarının bir tür dekoratif ve mimari figürlere dönüştüğünü görebiliyoruz. Columbia Üniversitesi’ne bağlı Rus, Avrasya ve Doğu Avrupa Çalışmaları Harriman Enstitüsü’nün “Dostoyevsky’s Doodles” (“Dostoyevski’nin Karalamaları”) adlı sergisinde yer verilen bu sayfalar, yine sergi için hazırlanan tanıtım metninde belirtildiği üzere yazarın “yaşadıkça, okudukça, hatırladıkça adım adım yarattığı, yeniden işlediği ve yazdığı bu kurgularının” bir parçası olarak da düşünülebilir.

ABD’nin New York şehrinde bulunan serginin yetkilileri Dostoyevski’nin kendisi için aldığı bu notlarının “romanın ilk halinin bu birikmiş halinin bir metine doğru belirginleştiği bu kilit anını temsil ettiğini ve tıpkı birçoğumuz gibi Dostoyevski’nin de sözcüklerin yetersiz kaldığı durumlarda en zor olan şeyleri karaladığını” ifade ediyorlar. Dostoyevski’nin karakter betimlemeleriyle ilgili bir açıklama yapan akademisyen Konstantin Barsht, bunların “aslında doğru görüntüyü bulana kadar yazarın üzerinde çalışmaya devam ettiği karalamaları yapılmış portrelerin betimlemeleri” olduğunu öne sürüyor. Dolayısıyla, Suç ve Ceza‘nın el yazmalarındaki bu karalamalarında öylesine yapılmış çizimler olmadığını düşünebiliriz. Aşağıda görülen ve Ecinniler‘in el yazmalarına ait olan sayfada bir insan figürünün bir tür mimari ve kaligrafi anlayışıyla bir araya geldiğini görüyoruz. Bu üç unsurun da bir illüstratör olarak Dostoyevski’nin sanatında ana hatları oluşturduğu açıkça anlaşılıyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir