Dul Evinde İncesaz – Melisa Gürpınar ‘Kaybolan bir kente ağıt…’

“İstanbul, ışıklı ve bir yüzüyle çok zengin bir kent artık görünüşe bakılırsa. Ama tarihsel varlığını yitiriyor… Ve ben korkuyorum.” Melisa Gürpınar
“Şiire bir ömür vermek yürek ister. Şiirini hep taze tutmak için verilecek emek yanında ülkemizin şiire eğilmeyi zaman israfı sayan eleştirmenleri düşünülürse şiirle uğraşmak kahramanlıktır. Yine de kahramanlar az değil. Sessizce şiirinin kozasını ören, şiire verdikleri emek için hayıflanmayan kahramanlardan biridir Melisa Gürpınar. İlk kitabı Umut Pembeleri yayımlanalı kırk yedi, ilk yazısı yayımlanalı ise elli yıl oldu. Şiir kitaplarının sayısı on beşe ulaştı. Halil Kocagöz Ödülü?nü İstanbul?un Gözleri Mahmur ile (1991), Avni Dilligil Yılın En İyi Oyun Yazarı Ödülü?nü Yeni Zaman Eski Hayat adlı oyunuyla (1994) aldı.
Melisa?nın yeni kitabı Dul Evinde İncesaz?da İstanbul ile ilgili denemeleri yer alıyor. Daha doğrusu İstanbul ve şiirle ilgili denemeleri. Melisa Gürpınar ne yazsa sözün sonu hem şiire hem İstanbul?a ulaşır. Zaten söze de İstanbul ile başlar. Çünkü Melisa Gürpınar, ataları şehri fethedenler arasında olan bir İstanbulludur. Gürpınar, değişen İstanbul?a katılan tatların (kimi zaman da tatsızlıkların) çizelgesini tutar, kimi zaman şaka ettiğini belli ederek, kimi zaman İstanbul orta sınıfının portresini çizerek: Sözü hep şiire değer. Anlattıklarını hem İstanbul hem de şiir ölçeği ile tarttığının altını çizer. Bu tartı kimi zaman alıştığı İstanbul ve İstanbulluyu bulamamanın/yitirmenin burukluğu yüzünden nesnelliğini yitirir. Ama nesnel bir bakışla şehri ve şiiri algılayıp irdelemenin mümkün olduğu iddia edilebilir mi?
Onun anlattığı İstanbul, hem benzer duyguları bir başka kentte büyümüş bir şairin anımsadığı çocukluk ayrıntılarından oluşur: göç eden leyleklere el sallayanlar, sayılı fırtınalar, pençe yaptırılan ayakkabılar, ters yüz edilen giysiler, kış için hazırlanan reçeller, kış bastırdığında sığınılan sobalı odalar… Hem yalnızca İstanbul?da yitirdiğimizi sandığımız doğanın bitkilerinin renk ve kokularından : Betonlara gömülmüş kırlar, yok olan bostanlar, adları bile unutulmuş erguvanlar, mor salkımlar, şakayıklar, manolyalar, gülibrişimler, filbahriler, hanımelleri…

Yaşlıların İstanbul?u
Bir de yaşlıların İstanbul?u vardır, eski sandal sefalarını anımsadıkça o günleri yeniden yaşamak istercesine, bastonlarına dayanarak, titrek adımlarla sandalına binip balığa çıkan, yalnızlıklarına direnen emeklilerle onların inatlarından hoşlanmayan, eski sandalları erkenden çekeklere çekip yıpranmalarına yol açanlar. Onların kabalığı ancak Melisa Gürpınar?ın denemelerinde gözünüze çarpacaktır.

Taşra ve kasaba
İster şiir yazsın ister deneme, Melisa Gürpınar?ın sesinde hep bir alaycılık vardır. Onun şiirinde alaycılığı hüzün puslandırır, düz yazısındaki alaysa, kırgınlığının altını çizer. Yanlış anlaşılmanın, toplumumuzda kadının ve şairin konumunun yarattığı kırgınlıktır bu. Bu kırgınlık da, şiir yazmak da onun alay oklarının hedefi olabilir. Melisa kimi zaman sararmış kartpostallar yerleştirir denemelerine. Alayını/anlattığını somutlamak için:
?…Kırklı, ellili yıllarda, mazbut aile babaları, devlet dairesindeki bir küçük memuriyetten, her akşam eve belli bir yorgunlukla dönüp ve birkaç kadeh Marmara şarabını içip pijamalarını giydikten sonra yalnızca radyoyla ilgilenirlerdi. Bozuk radyoyla. Onarmak için. (…) En has şairlerin bile şiir yazma eylemlerinde yukarıda anımsadığım o küçük memurun çaresizliğinden, içsel baskılarından, sıkıntı ve bıkkınlığından, kendine bir ortam arayışından, gizli bir sarhoşluk gibi sürekli yaşadığı acılarından, yansımalar vardır. Kendinden cılız bir ses almanın coşkusu ve onu başkalarıyla paylaşabilmenin mutluluğu da hemen yanı başındadır. Şiir, hem bir anda kırıp bozabileceğimiz eski ve hantal bir alettir, hem de içinden eşsiz ezgilerin yükselebileceği, sırça bir kutu.?
Melisa Gürpınar, şiirden söz ettiğinde alaycılık bir saldırı değil bir savunma silahıdır. Çünkü şiir hep savunduğu değerler içinde yer alır, İstanbul ve İstanbullulukla birlikte. ?Nedir İstanbullu olmak?? sorusunun yanıtlarından oluşur kimi zaman onun denemeleri. Bu yanıt ?incelikli olmak?tır, özetle. Bu incelikli olmada, sesini yükseltmemek de vardır kuşkusuz. Bu yüzden Melisa?nin edebiyatımızdaki sesi, ?taşra ve kasaba? tavrı için incitici olmayı hep denese de hiç yükselmez. Yükseldiğinde de hep bir sözsüz nağme gibi rüzgâra, denizin dalgalarına ayak uydurarak, rahatsız etmeden var olur. Çünkü onun edebiyatımızdaki sesi ?gözleri mahmur bir İstanbul?dur.
Sennur Sezer, 12/06/2009 Tarihli Radikal Gazetesi Kitap Eki

Tanıtım Yazısı
Kaybolan bir kente ağıt…
Melisa Gürpınar’ın çocukluğundan bugüne çoğumuzun fark etmediği ayrıntılarla örülü İstanbul yazıları.
Eylülde göç eden leyleklere el sallayan eski İstanbullu kadınlar, sayılı fırtınalar, her yıl niyet edilip aktarılamayan damlar, pençe yaptırılan ayakkabılar, ters yüz edilen giysiler, kış için hazırlanan reçeller, sandal sefaları, bastonlarına tutunarak titrek adımlarla sandalına binip balığa çıkan, hayat karşısında yalnızlıklarına direnen emekliler, kış bastırdığında sığınılan sobalı odalar, betonlara gömdüğümüz kırlar, erguvanlar, mor salkımlar, şakayıklar, manolyalar, gülibrişimler, filbahriler, hanımelleri, yok olan bostanlar, yılbaşı eğlenceleri, kaybolan tadlar, yemişler, ilkbahar, sonra ilkyaz…Radyo dalgalarının ulaşabildiği her yerde aynı saatte dinlenen incesaz…
Melisa Gürpınar bir İstanbullu. Doğa tutkunu bir şair yazar.
“Dul Evinde İncesaz”, yüzyıllardır İstanbul’da yaşamış bir aileden gelen Gürpınar’ın dünyanın en güzel kentlerinden biri olan İstanbul’a tutkusu, yitip giden değerlere özlemi, talan edilen İstanbul, kentli olma bilinciyle kaleme aldığı bir ağıt gibi.
Yazar, günden güne yitip gitmekte olan İstanbul’un eski evlerini, ağaçlarını, çiçeklerini, denizini, yemeklerini, insanlarını, rüzgârlarını, kokularını çocukluğundan bugüne dek anılarıyla zenginleştirerek öykü tadında anlatıyor.
“İstanbul, ışıklı ve bir yüzüyle çok zengin bir kent artık görünüşe bakılırsa,” diyor Melisa Gürpınar, “Ama tarihsel varlığını yitiriyor, uygar dünyanın içindeki yerini yitiriyor, uygar dünyanın içindeki yeri kararıyor gitgide. Ve ben korkuyorum.”

Kitabın Künyesi
Dul Evinde İncesaz
Melisa Gürpınar
Gürer Yayınları
2009, 215 sayfa

Melisa Gürpınar ‘ın Hayatı (d. 1941, İstanbul) Hayatı
Çamlıca Kız Lisesi ve Beyoğlu Ticaret Liselerini bitirdikten sonra bir süre İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi?nde öğrenim gördü. Öğrenimini İstanbul Belediyesi Konservatuarı Tiyatro Bölümü?nde sürdürdü. 1964 yılında konservatuardan mezun olduktan sonra tiyatro öğrenimine 1965-1967 yılları arasında Londra?da devam etti. Aynı dönemde, BBC Türkçe Servisi?nde kültür programları yaptı. İstanbul´da matbaa yöneticiliği, dergi yönetmenliği yaptı. Amatör ve profesyonel birçok tiyatronun kurucu üyesi oldu. Sonraları ise tiyatroyla ilişkisini eleştirmen olarak sürdürdü.

İlk yazısı 1959 yılında Vatan Gazetesi’nde yayınlanan şairin ilk şiir kitabı “Umut Pembeleri”, 1962 yılında yayımlandı. 1975 yılında “Yeni Bir Gün Şarkısı” adı altında üç şiir kitabını bir arada yayımladı. 1981?de “Geceyarısı Notları”, 1983?te “Ara Beni Sevgilim Sözcüklerin” İçinde ve “Yalnızlık Mevsimi”, 1985?te “Yaz Mektupları” adlı şiir kitapları yayımlandı.

1990?da yayımlanan “İstanbul?un Gözleri Mahmur” adlı şiirsel öyküleri, Halil Kocagöz Şiir Ödülü?nü aldı. “Bir İstanbul Üçlemesi” olan bu çalışmanın ikinci parçası, “Yeni Zaman Eski Hayat” adlı bir oyun olarak 1993?te basıldı ve o yıl sahneye konulup oyun yazarlığı dalında Avni Dilligil Ödülü?nü aldı.

1992?de “Çocukluğum ve Ölümüm” adlı şiir kitabıyla, “Uçup Giden Kent” adlı çocuk romanı yayımlandı. 1997?de “Okul Arkadaşım” adlı gençlik romanı ve 1998?de “Salkımsöğütlerin Gölgesinde” adlı düzyazı şiir kitabıyla, “Kitap Benim Kanadım” adlı çocuklar için yazılmış şiirsel bir anlatı kitabı da yayımlandı.

1999?da, “Her Harf Bir Melek” adlı şiir kitabı yayımlanan şair, 2003 yılında “Ada Şiirleri” adlı kitabıyla Cevdet Kudret Edebiyat Ödülü’nü kazandı. Türkiye Yazarlar Sendikası ve PEN üyesi olan şair, halen İstanbul’da yaşamakta.

2 yorum

  1. melisa gürpınarla nasıl iletişim kurabilirim e posta adresi nedir acaba

  2. merhaba,ben iran dan,saiir le nasil irtibata gecebilirim,siirleri cevirmek istiyorum,lutfen yardimci olun.
    esekkurler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir