Düzmece Reichstag Yangını, Hitler’in mutlak iktidarına giden yolda en önemli dönüm noktası

reichstag1933 yılında başında Almanya’da siyasi bunalım iyice derinleşmiş, bir sosyalist devrim tehlikesi Alman sermayesi ve devleti tarafından oldukça yakıcı şekilde hissedilir hale gelmişti. Cumhurbaşkanı Paul von Hindenburg Katolik Merkez Partisi’yle bir koalisyon yaparak istikrarı sağlayacağı umuduyla Hitler’i şansölye (başbakan) olarak atadı.

Reichstag yangını, Hitler’in başbakan olarak atanmasından sonraki ilk politik manevralarından biri olan genel seçim kararından sonra seçim kampanyalarının tam ortasında gerçekleşti.

Yangının kundaklama olduğu ortadaydı. Soruşturma sonucu Alman polisi kundaklamanın Marinus van der Lubbe adında bir komünist işçi tarafından gerçekleştirildiğini iddia etti. van der Lubbe, Hollanda Komünist Partisi üyesiydi. Çalıştığı işten ötürü görme yetisini kaybetme tehlikesi bulunduğundan malulen emekli edilmişti. O da siyasi faaliyetlerini sürdürmek üzere Almanya’ya gelmişti.

Basın, ertesi sabah yangını devrim yapmak amacıyla komünistlerin çıkardığını yazmaya başlamıştı bile.

Yangın Nazilere en önemli siyasi rakiplerini elemek için uygun bir zemin hazırlamıştı. Hitler, ertesi günden başlayarak yangını komünistlere saldırmanın ve kişisel hak ve özgürlükleri ortadan kaldırmanın bir aracı olarak kullandı.

28 Şubat 1933’te Hitler, Cumhurbaşkanı von Hindenburg’a anayasanın kişisel hak ve özgürlükleriyle ilgili maddelerini askıya alan bir kararname imzalattı. İzleyen günlerde Nasyonal Sosyalist İşçi Partisi dışındaki tüm partilerin yayınları ve seçim çalışmaları durduruldu. Alman Komünist Partisi’nin (KDP) parlamentodaki 181 milletvekili ve parti ileri geleni tutuklandı. Yalnızca Berlin’de KPD’nin 1500’den fazla üyesi tutuklandı.

Reichstag Yangını davası 21 Eylül 1933’te başladı. 29 Eylül tarihinde van der Lubbe gördüğü işkencelere dayanamayarak kendisine atfedilen suçu kabul etti. İdama mahkum edilen Marinus van der Lubbe 10 Ocak 1934’te giyotinle idam edildi.

Reichstag yangını, günümüzde Hitler’in mutlak iktidarını tesis temek için organize ettiği bir provokasyon, bir “sahte bayrak” operasyonu olarak değerlendiriliyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir