Eğin Türküleri – Enver Gökçe

“Eğinli Enver Gökçe ile, onun kuşağından ve daha sonraki kuşaktan şairler kadar nice hikayeci ve romancılarımız, Eğin türkülerinin dilini, anlatımını daha da güçlendirerek, topraklarından kopmuş insanlarımızın acı-tatlı gerçeklerini, yurtiçi ve yurtdışı gurbetlerdeki alın yazılarını yazıya döktüler.

Demek istiyorum ki; ‘Eğin Türküleri’ konusu, kültür sosyolojisi, folklor, karşılaştırmalı halk ve aydın edebiyatları alanlarında araştırmalara girişecek olanlar için bu bakımdan da bir çıkış noktası değerindedir. Enver Gökçe’nin derleme ve incelemesinin yayınlanmasında bu düşünce ile de yarar görüyorum.”
Pertev Naili Boratav

Enver Gökçe’yi yeniden okurken – Sennur Sezer
(28/12/2001 tarihli Radikal Kitap Eki)

Eğin Türküleri’, Enver Gökçe’nin bir gençlik çalışması. Bu çalışma halkbilim açısından olduğu kadar şiirsel açıdan da önemli. Doğduğu coğrafyanın türkülerini, bu türkülerin doğuş nedenlerini inceleyişi onun yeni türküler yazmasına olanak sağlamıştır. Gap suları altında kalan topraklar için yeni ağıtlar : “Munzurum / Pus / İçinde / Savrulur / Karla / Rüzgarla / Aşağıda / Domates / Biber / Fideleri / Çalışır / Derin / Kuyularda / … / Ve / Keban / Dedikleri / Bir / Küçük / Şehir / Yediğim / Ağu da / İçtiğim / Zehir / Oy kurban / Ölem / Ben / Ölem / Kuytularda”(Keban Dedikleri) “Hepten / Suya / Verdik / Çünkü / Suyu / Yoktu / Toprağı / Gazı / Tuzu / Işığı / Yoktu / Bu / Köyleri / Suya / Verdik / Eli/ Ayağı/ Tekerleği / Kağnısı/ Yoktu/ Ve / Atı / Arabası / Yoktu /Bir / Kaç / Kıl / Keçi / Bir / Torba / Çökelik/ Ve / Tulum / Peynirine / Hasrettiler” (Ve De “Gavur İçinde Yesirdiler”) Enver Gökçe, yine bir çelişkinin altını çizer. Bir yanda suya verilmiş ışıksız köyler, bir yanda suya verilen köylerin oluşturduğu barajlarda
“türbinler döndükçe” hançer hançer
ışıklar… Belki bu çelişkiyi çözmek içindir “Tortop edip Fırat’ı” göğe savurmak,
“Kanlı görkemli Munzur’u” sapından tutup yere çalmak istemesi. Çünkü, her şey insan için olmalıdır. “Biz olmasak gökyüzü, biz olmasak üzüm / Biz olmasak üzüm göz, kömür göz ela göz / Biz olmasak göz ile kaş, öpücük, nar içi dudak / Biz olmasak ray, dönen tekerlek, yıkanan buğday, / Ayın on beşi, / Biz olmasak Taşova’nın tütünü, Kütahyanın çinisi / Yani bizsiz / Anne dizi, kardeş dizi yar dizi / Güzel değildir”.
Enver Gökçe’nin şiiri, bugün de çelişkilerin altını çiziyor. Termonükleer çağ da, balistik şiddet de sürüyor çünkü. Ama Enver Gökçe, çelişkilerin gizlerini fısıldıyor kulağımıza, yılgınlığa düşmeyelim diye: “Ne bizden geri, deniz aşırı şarkılar, / Ne tadılır ne bölünür nimetler bizsiz / İnan kardeşim inan / Ne yalan bu dünya / Ne insan fani”…

Kitabın Künyesi
Eğin Türküleri
Enver Gökçe
Önsöz : Pertev Naili Boratav
Giriş : Pertev Naili Boratav
Evrensel Basım Yayın
Basım Tarihi : 03 – 2001
Sayfa Sayısı : 134

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir