Eleştiri Üzerine Bir Bakış 1 adlı yazıyı okumak için tıklayınız

Devam ediyorum.

Eleştiri, ileri, daha ileriye gitmek için yapılan analiz ve yorumlamadır. Bu anlamda eleştiri, kırıcı ve bozucu değil, yapıcıdır. Yapıcı eleştiri, kırıcı ve bozucu eleştirinin tersidir. Yapıcı eleştiri, gelişime açık olan, gelişime ışık tutan bir yöntemdir. Zaten eleştirinin doğasında yapıcılık ve ileriye gitmek vardır. Bu mu, şu demektir: Her hangi bir konuda ve alanda var olan tıkanıklığı ve duraganlığı ortadan kaldırmanın ve ileriye gitmenin metodu demektir. Yapıcı eleştirinin prensibi, insan toplumunun evrim tarihinde yaşamı savunmak ve daha ileri götürmek içindir! Metod ve prensip budur!

Eleştiri, toplumsal yaşamın, canlı yaşamın tüm yön ve cephelerinde değişik metodlarla yapılıyor. Ortaya çıkan analiz ve yorumlar bu ?eleştiri sanatı? ile bizlere ulaştırılıyor. Bu eleştiri metodu ile doğru ve yanlışlar ortaya çıkarılıyor. Edebiyat, sanat, estetik eleştiriler? her alanda bu böyledir.

Estetiksel eleştiriler, bazen edebiyat, sanat, müzik olarak ayrılsalar da, eleştirinin temel amacı ve ötopyası değişmiyor: Geçerli olanla geçersiz olanı; doğru olanla yanlışı açığa çıkarmaktır.

Eleştiride, yapıcı eleştiride, metodumuz / prensibimiz, yaşamı olumlamaya ve yaşamı, en zor koşullarda dahi, kaliteli bir yaşam haline getirmenin kavgası oluyor. Bu bir ütopyadır. Ama bu güzel bir geleceğin ütopyasıdır.

Parentez açıyorum.

Ütopya, çoğu zaman hayali ve gerçekleşmesi mümkün olmayan bir ?fantazi? olarak alıgılanıyor. Yanlıştır! Ütopya, eleştiri bazında ve toplumsal yaşamın tüm yönlerinde ( ekonomi, siyaset, kültür, sanat, teori?) her alanda, daha ileri, daha kaliteli bir vizyona sahip olmak demektir.

Devam ediyorum.

Yapıcı olmak, çoğu zaman, ?çalışmayan?, ?duraganlaşan? araçların tekrar aktif hale gelmesi olarak ta algılanıyor. Yanlıştır! Elbette, toplumsal yaşamın değişik cephelerinde duran, çalışmayan araçların – aynı halleri ile de olsa – tekrar çalışmaya başlaması iyidir. Ama yeterli değildir! Zaten, ileriye gitmediği için, sürekli duraganlaşan bir aracı, kazara da olsa, tekrar çalıştırmak bizi, bizleri ileriye götürmüyor. Götürmez. Birinci, noktadır.

Yapıcılık ve yanına eleştiri koyuyorum: Yapıcı eleştiri oluyor. Yapıcı eleştiri, eskimiş sistemleri tekrar çalıştırmak değildir. Yapıcı eleştiri, ilerlemek, daha ilerlemek için yeni araçlara olan ihtiyacın bir işareti oluyor. Bu da ikinci noktadır.

Eleştiri sürecinin böylesi bir perspektifte devam edebilmesi için bazı noktaları tekrarlamak zorundayım:

1- Eleştirilerde ?spesifik? olmak.

2- Olumlu ? olumsuz tüm fikirleri dinlemek.

3- Farklı fikirlere açık olmak.

4- Çözüm için yeni alternatiflere hazır olmak.

5- Eleştirilerde somut olmak, net tanımlayıcı olmak.

Bu noktalar bağlamında, sürekli ?negatif? olarak algılanan ?eleştiri? sözcüğü de olumlu bir karektere bürünüyor.

Bitiriyorum.

Eleştiri, yapıcı eleştiri, doğruda durmanın ve ileriye gitmenin olmazsa olmaz metodudur.

Sürecinde gelişimi barındırmayan her eleştiri, yıkıcı eleştiridir.

Eleştiri, bir sanattır.

İnsanoğlu, böylesi yapıcı eleştirilere ve sanata ihtiyacı vardır.

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

Previous Story

Rıfat Ilgaz (Yaşamı, Kişiliği, Şairliği, Hikayeciliği, Romancılığı, Oyunları, Anıları, Köşe Yazarlığı) – Asım Bezirci

Next Story

Bir Son Duygusu’na dair – Deniz Antepoğlu

Latest from Faiz Cebiroğlu

Hoşça kal, büyük şair Semih El-Kasım…

Hoşça kal, büyük Filistinli, devrimci, direnşçi şair: Semih El-Kasım. Aramızdan fiziki olarak ayrıldın ama Filistin için yazdığın direniş şiirlerin yaşıyor, halklaşıyor… Şiirlerin, şu anda,
Go toTop

OKUMA ÖNERİLERİMİZ