Elias Canetti: İnsan yarattığı mesafelerle taşlaşır ve çoraklaşır.

Elias CanettiDEŞARJ
Kitle içinde meydana gelen en önemli olay deşarjdır. Deşarj olmadan kitle gerçek anlamda mevcut değildir; kitleyi yaratan deşarjdır. Deşarj anı, kitleye dahil olan herkesin farklılıklarından kurtulduğu ve kendilerini diğerleriyle eşit hissettiği andır.
Esas olarak dışarıdan dayatılan farklılıklar mevki, sosyal konum ve mülkiyet aynmlarıdır. İnsanlar birey olarak her zaman bu ayrımların bilincindedirler; bunlar üzerinde derin derin düşünür ve bu ayrımlarını her birini diğerinden ayrı tutarlar.

Bir insan güvenli ve belirlenmiş bir noktada tek başına durur, her jesti öteki insanları belirli bir mesafede tutma hakkını ifade eder. İnsan orada, devasa bir düzlükte, son derecede etkileyici bir yeldeğirmeni gibi durur; kendisiyle bir sonraki yel değirmeni arasında hiçbir şey yoktur. Bildiği kadarıyla, bütün hayat mesafe üzerine kuruludur: Kendisini ve sahip olduklarını içine kapattığı ev, bulunduğu konum, arzuladığı mevki, bunların hepsi mesafeler yaratmaya, mesafeleri korumaya ve genişletmeye hizmet eder. Başka bir insana yönelik serbest ya da rahat her hareket baskılanmıştır. Etki ve tepki çölde olduğu gibi giderek kaybolur. Kimse bir başkasının yanına veya seviyesine ulaşamaz. Yaşamın her alanında, sıkı sıkıya kurulmuş hiyerarşiler insanın bir üstüne dokunmasını veya bir astının seviyesine inmesini engeller; tabii görünüşte böyle davranılan durumlar hariç.

Farklı toplumlarda mesafeler farklı biçimde ayarlanmıştır; mesafeleri yaratan, kimi toplumlarda doğumla edinilen payeler, kimilerinde meslek ya da mülkiyettir.

Söz konusu hiyerarşileri burada ayrıntılarıyla açıklamaya niyetim yok, ama bunların her yerde var olduğunu, her yerde insanların zihinlerine yerleştiğini ve birbirlerine yönelik davranışlarını belirlediğini bilmek gerekir. Ancak, mevki olarak diğerlerinden daha üstün olmanın getirdiği tatmin duygusu, yitirilen hareket özgürlüğünü telafi etmez.
İnsan yarattığı mesafelerle taşlaşır ve çoraklaşır. Bunların yükünü sırtlanır ve yerinden kıpırdayamaz. Bunları kendisinin oluşturduğunu unutur ve kurtulmayı özler. Ama bunlardan tek başına, nasıl kurtulabilir ki? Ne yaparsa yapsın ve ne kadar kararlı olursa olsun kendisini her zaman, çabalarını boşa çıkarmaya çalışanların arasında bulacaktır. Onlar kendi mesafelerini sıkı sıkıya korurlukları sürece, onlara asla yaklaşamaz. İnsanlar mesafe yüklerinden ancak hep birlikte kurtulabilirler; kitle içinde olan da işte budur. Deşarj sırasında ayrımlar bir kenara atılır ve herkes kendini diğerleriyle eşit hisseder. Arada neredeyse hiçbir uzamın kalmadığı o yoğunluk içinde, vücut vücuda abanır, her bir insan diğerine kendisine olduğu kadar yakındır; sınırsız bir rahatlama hissi ortaya çıkar. İşte, insanlar hiç kimsenin diğerinden daha üstün ya da daha iyi olmadığı bu mutlu an uğruna bir kitle oluştururlar. Ne var ki bu kadar arzulanan ve bu kadar mutlu olunan deşarj anı, kendi tehlikesini bağrında taşır. Bu an bir yanılsamaya dayalıdır; birdenbire kendilerini eşit hisseden insanlar gerçekten eşit olmamışlardır; sonsuza kadar eşit hissedecek de değillerdir. Kendi evlerine dönerler, kendi yataklarına yatarlar, mülklerini ve isimlerini korurlar. Akrabalarını bir kenara atmaz, ailelerinden de kopmazlar. Yalnızca gerçek dönüşüm insanları eski ilişkilerini terk etmeye ve yenilerini oluşturmaya yöneltir. Doğaları gereği yalnızca sınırlı sayıda üye kabul edebilen bu gibi birlikler, devamlılıklarını katı kurallarla güvence altına almak zorundadırlar. Bu gibi gruplara ben, kitle kristalleri adını veriyorum.

Bunların işlevlerini daha sonra tanımlayacağız.
Fakat böyle bir kitle dağılır. Kitle dağılacağı önsezisini taşır ve bundan korkar. Ancak ona yeni katılan insanlarla deşarj süreci devam ettirilirse var olmayı sürdürebilir. Kitleye ait olanların kitleden ayrılarak kendi şahsi meselelerine geri dönmelerini yalnızca kitlenin büyümesi önleyebilir.

Elias Canetti
Kitle ve İktidar
Çeviren: Gülşat Aygen
Ayrıntı yayınları

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

Previous Story

Cervantes: hayatı en korkunç yanıyla tanıdığı halde tutkuyla sevmek – Elias Canetti

Next Story

Elias Canetti: Montaigne’de beni sıkça rahatsız eden şey, alıntıların yoğunluğu.

Latest from Elias Canetti

Go toTop