Zalimin düşmanı halkın dostu “Eşkiyalar” – Eric J. Hobsbawm

EşkıyalarRobin Hood, Panço Villa, Salvatore Giuliano, Jesse James, Billy the Kid, İnce Memed, Giuseppe Musolino, Brezilyalı Lampiao, Wu Sung, Panayot Hitov, Salvator Rosa Sandor Rosza, Francisco Sabaté, Bolşevik ‘Kamo’… Bunlar, tarih boyunca bilinen ve baladlarla, şarkılarla, şiirlerle halkın nesilden nesle hikâye ederek naklettiği gerçek ve kurgusal eşkıyaların isimleri.

Yaşayan en büyük Marksist tarihçi Eric J. Hobsbawm’a göre: “Eşkıyalık büyük bir hareketle birleştiğinde, toplumu değiştirebilecek olan ve değiştiren bir gücün parçası haline gelir. Sosyal eşkıyaların ufku -köylülerinki gibi- dar ve sınırlı kaldığından, tarihe yaptıkları müdahalelerin sonuçları da doğallıkla kendi bekledikleri sonuçlar olmayabilir. Hatta bu müdahaleler, beklediklerinin tam zıddı yönde sonuçlar doğurabilirler. Ancak bu, eşkıyalığın tarihsel bir güç olarak önemini anlatmaz. Hem her halükarda, dünyanın büyük toplumsal devrimlerini gerçekleştirenlerin kaç tanesi, kalkıştıkları şeyin fiili sonuçlarını öngörebilmiştir ki?”
(Tanıtım Bülteninden)

Zalimin düşmanı halkın dostu – Ezgi Ceren Kayırcı
(12/08/2011 tarihli Radikal Kitap Eki)
Nice eşkıyaların nice efelerin hikâyelerini dinlemiş, okumuş ve izlemişizdir. İnce Memed, Çakırcalı Efe, Türk sinemasının başyapıtları arasında gösterilen Eşkıya’nın Şener Şen’in canlandırmasıyla ölümsüzleşen Baran?ı… İster kurgu olsun ister gerçek kişiler, Anadolu insanı olarak ilgimizi hep çekmiştir halkın adaleti için dağa çıkanlar. Dolayısıyla elimizdeki hiç yabancısı olmadığımız bir olgu olan eşkıyalık üzerine bir inceleme: Konunun uzmanı tarihçilerden Eric J. Hobsbawm’ın dünyanın dört bir yanında karşımıza çıkan bu olguyu irdeleyen kitabı ?Eşkıyalar?… Hobsbawm işinin ehli bir akademisyen. On yıllardır tarih üzerine çalışmalarında Marksist yaklaşımı benimsemiş yazar, bu kitabında da eşkıyalığı ortaya çıkartan koşulları, dünyanın dört bir yanından örneklerle incelemekte.
“Eşkıyalar” sadece sosyo-ekonomik koşulları irdelemiyor, hatta asıl odağının eşkıya mitinin nasıl budaklandığı, eşkıyaların toplumdaki (ve vicdanındaki) yeri ve rolü olduğu söylenebilir. “… bu kitapta sadece, belirli türde soyguncular, yani kamuoyunun gözünde basit suçlular olmayan ya da yalnızca bu gözle bakılmayan soyguncular üzerinde duracağız” diyerek Hobsbawm, köylerden ve köylüler arasından çıkan soyguncuların kitabın ağırlıklı konusu olacağını okurla paylaşıyor. Yazar, “sosyal eşkıya” olarak nitelediği bu kesimin yerel otoritenin haksızlığına uğramış, ona baş kaldıran ve içinden geldiği halk başta olmak üzere kamuoyunca kahraman olarak görüldüğünü ortaya koyuyor.
Belirli bölgelerde, hangi dönemlerde ne tür örgütlenmeyle eşkıyaların ortaya çıktığını ele alan Hobsbawm, eşkıyalığın politik açıdan gereğinden fazla yüceltilmesinin ise karşısında durmakta. Önemli savlardan biri, hiçbir eşkıyanın ne devrimci bir motivasyonla dağa çıktığı ne de böyle bir amacı devam ettirecek gücü elinde bulundurduğudur.

Etik değerler
Hobsbawm’ın yüzünü döndüğü diğer eşkıya tipleri ise “öç alıcılar” ve “hayduklar”. Asil soyguncu imajının yanında çok acımasız kalan öç alıcılar, yazara göre, dişe diş anlayışına sahip toplumlarda “yoksul ve zayıf kişilerin de korkunç cürümler işleyebileceğini? kanıtladıkları için toplumun vicdanın da yer bulmakta. Bu bölümde, eşkıyaların kendi içinde kurduğu etik değerler ayrıntılı olarak incelenmekte ve etraflarına örülen büyüyü aydınlatmakta. Hayduklar ise Osmanlı Devleti tarihinde de karşılaşabileceğimiz, belirli otoriterin altında da hizmet veren eşkıyalarının daha “ulusal” misyon yüklenmiş tipi olarak veriliyor. Hayduklar, Hobsbawm?ın analizine göre “asil soyguncu?dan farklı olarak kişilerden ahlaki onay almaya ihtiyaç duymazdı; “öç alıcı”dan farklı olarak da zalimliği kendisine atfedilen ayırıcı özellik sayılmazdı, halka yaptığı hizmetlerden dolayı hoş görülen bir eğilimi olurdu.” Kitabın bu noktasında, baskıcı ve zulüm veren güce karşı daha örgütlü ve dolayısıyla uzun süreli bir eşkıyalıktan bahsedilmekte.
Gerçeklikte ve mitlerdeki eşkıyalığı ele alan kitap, kapsamlı olarak tarihte eşkıyaların neyin, nasıl sembolü haline geldiğini okurla paylaşmakta. Hobsbawm’ın kitaba yapılan eleştirilere cevabını eklerde bulabilen okur, eşkıyalar ve kadınlar arasındaki ilişki üzerine daha ayrıntılı bilgiyi de eklerde okuyabilir. “Eşkıyalar” hem amatör tarihçilere hem uzmanlarına ek okuma listesi de sunmakta. Bir göz atmaktan zarar gelmeyeceği aşikar.

Kitabın Künyesi
Eşkiyalar
Eric J. Hobsbawm
Çeviri: Osman Akınhay
Agora Kitaplığı / Siyaset Dizisi
İstanbul, Haziran 2011, 1. Basım
336 sayfa

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir