Filistinli gazeteciler ‘üçlü tehlike’ altında – Patrick O. Strickland (çeviren: Özden Göksal)

Mariam Mqat 28 yaşında ve üç çocuğu, kocasını İsrail ve Filistinli gruplar arasında yaşanan son savaşta kaybettikten sonra insanı yardım kuruluşları ve ailesinin yardımıyla yaşamak zorunda.

“Allah’a şükür , geçiniyoruz.” diyor Middle East Eye sitesine, Gazze’deki Filistinlilerin yüzde 41’nin işsiz olduğunu ekleyerek: “Ancak bu hiç kolay değil”
29 yaşındaki serbest gazeteci ve Istaqlal gazetesine de katkıları olan Hamada Mqat, evinin yakınlarına yapılan bir İsrail saldırısının haberini yaparken 4 Ağustos günü Gazze’nin Tufah bölgesinde bir hava saldırısı sonucu ağır bir şekilde yaralandı. Erkek kardeşi sadece birkaç gün önce benzeri bir saldırıda hayatını kaybetti.
2011 yılında gazetecilik ve halkla ilişkiler bölümünden mezun olan Hamada, kariyerine 2012’deki İsrail-Filistin arasındaki 8-günlük savaştan kısa bir süre önce başladı. Çeşitli online haber sitelerinde çalışmanın ve Facebookta bilgi paylaşmanın yanı sıra; gazeteci ,yerel bir üniversite ders veriyordu.

KARA YIL 2014

Medya Özgürlükleri Gazze Merkezi yıllık raporuna göre; Filistinliler için en ölümcül yıl olan 1967’deki Ortadoğu savaşından sonra 2014 Filistin’de basın özgürlüğü açısından kara bir yıldı. En kötüsü ve en kanlısı…”
Gazetecileri Koruma Komitesinin Ortadoğu ve Kuzey Afrika yöneticisi Sherif Mansour;
“Batı Şeria ve Gazze’deki gazeteciler için üçlü bir tehlike durumu” olduğunu belirtti.
İsrail otoritelerine ek olarak, Mansour “ Batı Şeria merkezli El-Fetih partisi ve Gazze’deki Hamas makamları arasında süregelen sürtüşmenin bağımsız gazetecilik çalışmalarını riske attığını” söyledi. “Gazeteciler halkın geri kalanı gibi arada kalmış durumda ama onlar ayrıca üç grubun tehdidi altında; İsrail, Hamas ve El Fetih. Sansürleniyorlar, kritik belgelere erişimleri engelleniyor ve sürekli rekabet halindeler.” diye ekliyor Mansour.

İKİNCİ ÖLÜMCÜL YER

15’i Filistinli ve biri İtalyan olmak üzere en az 16 medya çalışanı Gazze’de süren 7 haftalık savaş sırasında öldürüldü ve onlarcası da yaralandı.
Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’nün izleme grubu İsrail işgali altındaki Filistin toprakları hakkında bir rapor yayımladı. Raporda; medya çalışanları için Batı Şeria bölgesi, Doğu Kudüs ve Gazze Şeridi de dahil olmak üzere Suriye’nin ardından en tehlikeli ikinci bölge olarak kabul ediliyor.
Mariam Maqat kocasının öldüğü günü hatırlattı : “Dışarıda şiddetli patlamalar duyunca uyandık. Bölge çok tehlikeliydi ve saldırı altındaydı. İsrail insanları hedef alıyordu. Mahalle üzerinde uçan yaklaşık 20 uçak vardı. Evimiz de vuruldu ama hasar hafifti. Hamada dışarı çıktığında hemen vuruldu. Allah’a şükür biz saldırıda yaralanmadık.”
Yaşları 2 ve 5 arasında değişen ikisi erkek biri kız 3 çocuk, babalarının gittiğini anlamaya çabalıyorlar. En büyükleri Muamman, “Babası öldükten sonra günlerce konuşmadı.” diye anlatıyor Mariam. “Tam olarak ne olduğunu anlamadı ama babasını televizyonda gördüğünde üzülüyor.”

İSRAİL VE FİLİSTİN OTORİTESİ ARASINDA

Basın özgürlüğü ihlalleri, Doğu Kudüs dahil İsrail işgali altındaki Batı Şeria’nın herhangi bir yerinde hem İsrail güçleri hem de Filistin Otoritesi tarafından yapılıyor. Ramallah merkezli Filistin Kalkınma ve Basın Özgürlüğü Merkezi ( MADA)’nin yayımladığı rapora göre; sadece Aralık ayında Filistin topraklarında 30’dan fazla basın özgürlüğü ihlali işlendi.
Filistin, İsrail ve uluslararası insan hakları örgütleri, İsrail’i gazetecilere ve diğer basın çalışanlarına uyguladıkları tutuklama, sansür ve fiziksel şiddet içeren uygulamaları sebebiyle kınıyorlar.

BASHAR NAZZAL’IN BAŞINA GELENLER

Mada’nın bildirdiğine göre ; 5 Aralık’ta Filistinli kameraman Bashar Nazzal (36), Kafr Qadoum’da (örülen duvarla ilgili) haftalık yapılan gösterileri haber yaparken İsrail güçleri tarafından susturuculu silahla açılan ateş sonucu ağır bir şekilde yaralandı.
Bashar Nazzal; “İsrail güçleri göstericilere suyla müdahale ettikten sonra beni kasten vurdu. Kurşun bacağıma girdi ve orada patladı. Göstericilerden uzakta bir yerde ayakta dururken vuruldum.” Ertesi gün Nablus’ta bir operasyon geçirdi ve doktorlar bacağından dört mermi çıkardı ancak diğer parçaların bacağında kalacağı söylendi. Filistin Yönetimi’nin baskısı aralık oyu boyunca yoğunlaştı. MADA, birçok gazeteci ve medya öğrencisinin röportajları ya da Facebook paylaşımları yüzünden sorgulandığını ve tutuklandığını belirtti.

MAJDOULİNE HASSOUNE SORGUDA KALDI

Al-Quds kanalında yapımcı ve As-Safir gazetesinde muhabir olan 25 yaşındaki Majdouline Hassoune onlardan biri. Nablus’ta bir mahkemeye çağrıldıktan sonra 2 saat boyunca Facebook paylaşımları yüzünden sorguyla çekildi.
“Beni başkana iftira atmak ve hakaret etmekle suçladılar her ne kadar paylaşımların sahte olduğunu çünkü hesabımın çalındığını söylesem de.”

‘O GERİ DÖNMEYECEK’

Aynı zamanda, yazın Gazze savaşı sırasında ölen basın emekçileri için de adalet umudu çok az. A Media 24 muhabiri Hamed Shihab, 9 temmuzda Gazze’nin Rimal bölgesinde basın aracı olarak işaretlenmiş arabasında hava saldırısı sonucu öldürüldü. İsrail ordusu soruşturmasında Shihab’ın aracının aynı gün İsrail askerine ya da sivil İsrail halkına karşı kullanılmak üzere silah taşıdığı sonucuna vardı.
Oysa aralarında Medya Özgürlüğü’nün Doha Merkezi ve MADA bulunan insan hakları grupları, Shihab’ın kadrolu bir gazeteci olduğunu ve onun askeri faaliyetlere karıştığına dair herhangi bir kanıtın olmadığını vurgulayarak bu iddiaları reddetti.
MADA’nın yeni raporuna göre : Shihab o gece görevde olan gazeteciler için minder ve battaniye taşıyordu ve o gece ofiste kalmıştı.
Ailesi ayrıca İsrail’in soruşturma sonuçlarını reddetti. Middle East Eye haber sitesine konuşan kardeşi Ahmed; ”Hamed’i savaş başladığında 6 gün boyunca görmedik ve onun güvenliği hakkında çok endişelendik.Sonra 9 Temmuz günü vücudunu tespit etmem gerektiğini söyleyen ani bir telefon aldım.” Ayrıca kardeşini gazeteci olduğu için doğrudan hedef alan İsrail’i suçlayarak; “ Kardeşim tanınmış bir gazeteciydi ve İsrail gerçeklerin Gazze’den çıkmasını istemiyordu.”

NETANYAHU TEPKİLİ

Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) geçtiğimiz günlerde Filistin’in bir başvurusunu kabul etti ve Mahkeme savcıları soruşturmanın tam bağımsızlık ve tarafsızlık çerçevesi içinde yapılacağını duyurdu.
Sağ kanattan olan İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu ise UCM’nin kararını “saçma” olarak nitelendirdi. Aynı esnada Mariam Mqat Gazze’deki evlerinde çocuklarına babalarının bir daha geri dönmeyeceğini açıklamanın ne kadar zor olduğunu anlatıyor.
3 yaşındaki kızı Arwa her zaman babasının nerede olduğunu soruyor;
-“Geri dönmeyecek, değil mi?“
-“Her zaman onu soruyorlar. Onlara ne söyleyeceğiz?
-Bir gün buranın ne biçim bir dünya olduğunu anlayacaklar.

İSRAİL HAMAS VE BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ

İsrail’in basın özgürlüğü ihlalleri genelde ölümcül iken, Hamas da sansür uygulamakla suçlanıyor.Filistin Kurtuluş Halk Cephesiyle bağlantılı radyo istasyonu Sawt el-Shaab’ın haber müdürü Swairjo Tholfikar hem İsrail’in hem de Hamas’ın hedefinde.
Son olarak, İsrail’in Gazze’deki Al Basha Kulesi’ne 26 Ağustos günü yaptığı saldırıda radyo istasyonun ofisi yıkıldı. “ İsrailli bir asker sabah 3’te beni aradı ve onlar yıkmadan önce kuleyi terk etmemiz için 10 dakikamız olduğunu “ söyledi.
2006 yılında kurulduğundan beri Sawt el- Shaab’ın defalarca hedef alındığını hatırlattı Tholfikar. Radyo, sol eğilimleri sebebiyle Gazze’de Filistin otoritesini elinde bulunduran El- Fetih tarafından tacize uğradı. “El Fetih radyo ekipmanlarımızı yok etti.”
Hamas 2007’de Gazze’nin kontrolünü aldıktan sonra radyonun siyasi yayınları yine sorun yarattı. “Üç kez kapatıldık. Ancak biz her zaman muhalif bakış açısıyla yayın yaptık ve yapmaya da devam edeceğiz.”

Patrick O. STRICKLAND
Middle East Eye’dan çeviren Özden Göksal ( ozdensteo@gmail.com )

Not: Bu yazı 9 Şubat 2015 tarihinde www.evrensel.net’te yayımlanmıştır.

Previous Story

Bi ‘Bakele’

Next Story

Ortadoğu gazeteciliğinde yapılması ve yapılmaması gerekenler – Ramzy Baroud (Çeviren: Özden Göksal)

Latest from Makaleler

Van Gogh’un kitap tutkusu

Geçtiğimiz haftalarda Paris’in izlenimci koleksiyonuyla ünlü Musée d’Orsay, Antonin Artaud’un Van Gogh: Toplumun İntihar Ettirdiği kitabından yola çıkarak yazar ile ressamı, Artaud ile Van

George Orwell’a ilham veren kitap: Biz

George Orwell‘ın 1984’ünü neden sevdiyseniz, Yevgeni Zamyatin‘in Biz‘ini sevmeniz için en az 1984 kadar nedeniniz var. Üstelik Biz, 1984’ten çok daha önce, 1920 yılında
Go toTop

OKUMA ÖNERİLERİMİZ