Futbol Asla Sadece Futbol Değildir – Osman Bulugil

Belki de en az karmaşık olan veya çocukluğumuzda hemen oynamaya alışıverdiğimiz, paylaşmanın öne çıkabildiği ve diğer sporlara göre toplumun her sınıfında oynanabilen, aynı zamanda toplumların düşüncelerini yansıtabilme ve politik hareketi kendi hareketiyle bütünleştirme potansiyeline sahip bir gerçeklik futbol. Burada futbolu bir oyun olarak algılamak ve sadece sahadaki oyunla ilgilenmek bize sanki futbolu dönüştüren kapitalizmi ve futbolla da kapitalizmin kendini yeniden üretmesini kaçırmamıza neden olacaktır.
Futbolda artık bize başka bir şey olarak görünebilecek her şey pazarlanabilir durumdadır ve özellikle de küreselleşmeyle beraber tüm ilişkilerini kapsayan bir saldırı pozisyonunu netleştirmiştir. Stadyumların organize edilmesinden, taraftarın hareketlerinin denetimine kadar kapitalizmin iktidar ilişkileri futbolseverin uykusunu daha da derinleştirmekte. Bunun yanı sıra futbolun kapitalizm yıkıntılardan oluşan tarihini örttüğü örtülerin başında gelen bir pozisyonu olduğunu vurgulamamız gerekiyor. Real Madrid?i sadece şampiyonlar ligini en çok kazanan takım ya da los galaktikos olarak sunulması kapitalizmin yıkıntılarını nasıl öttüğünü ortaya koyan bir örnek sadece.
Burjuvazi futbola para aktarmasını, satın aldıkları kulüplerin taraftarı olmalarıyla açıklamaya çalışmaları da galiba durumun en komik tarafı. Bu yönüyle en çok öne çıkan Chelsea?nın sahibi Abramovic?in serveti sıkça gündeme geliyor da ama nasıl?
Buradaki mesele Sovyetlerin çözülmesiyle birlikte türemeye başlayan burjuvazinin parasını futbolda aklayan yüzü sadece. Rusya?nın kapitalizme geçişinde liberallerin tezi açıktı: kapitalizm, kurumlara ihtiyaç duymadan ?piyasanın sihirli eli?yle? inşa edilebilirdi. Aslında, piyasanın görünmeyen eli sistemi işleten kurumlardan ibarettir. Fakat bu kurumlar Eski Halk Demokrasileri?nde yoktu. Bu durum da yeni palazlanan burjuvazi içinde vurguncu bir mafyanın oluşmasına neden oldu. Bu sınıfın önde gelenleri arasında yer alan R. Abramovic, kara parasını aklayabileceğini düşündüğü çok iyi bir oyuncak bulmuştu kendine: Chelsea.
Futbolun kapitalizmdeki dönüşümü karşısında devrimci tribünlere dikkat çekmek gerekiyor. Endüstriyel futbola karşı hangi takımın taraftarı olursa olsun ortak tepki koyabilen devrimci taraftarlar, futbolun farklı bir tarafını bize gösteriyor. Kulüpleri satın alan ve futbolu gelir kapısı olarak gören şirketler, taraftarları da bu gelir getiren sektörün bir parçası olarak algılıyor. Futbol bugün kapitalizmin çarkları içerisinde yer alıyor. Endüstriyel futbola karşı duruş sergilemek ve burjuva sınıfının futboluna karşı devrimci mücadelenin parçası olarak futbolu koymak gerektiğini vurgulamalıyız. Kapitalizmin kendini yeniden ürettiği tribün kavgaları yerine renklerin kardeşliğini savunmak devrimci tribünlerin temel anlayışını oluşturmakta ve futbolda sınıf bilinciyle hareket etmenin önemini ortaya çıkarıyor.

Yazan: Osman Bulugil

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir