( * ) Halit Toker’in yazdıklarını yazan, söylediklerini söyleyen olmadı şimdiye dek. “Futbol, Spor ve Oyun” kitabında, futbolun eşitlikçi bir oyun olmasından, yerçekimini ve oyun cismini, yani topu kolektifi oluşturan bir takım arkadaşı gibi kullanmasına, üretim biçimleriyle ilişkisinden futbolcunun yaratıcılığının bileşenlerine kadar, birikimi ve deneyimleriyle geliştirdiği bilgileri, düşünceleri sunuyor okurlara. Kapitalizmle birlikte doğan futbolun potansiyellerinin, kapitalizmin sınırlarını nasıl aştığını da gösteriyor. “Futbol, geleceğin oyunudur” diyor.

Halit Toker, Gençlik ve Spor Akademisi mezunu. Profesyonel olarak futbol, basketbol ve voleybol oynadı. Atletizm ve güreş takımlarında lisanslı olarak yarıştı. Teknik direktörlük diploması sahibidir ve antrenörlük de yapmıştır. Aynı zamanda halk dansları oyunculuğu, araştırmacılığı ve eğitmenlik de yapmış, gösteriler sahnelemiştir; halihazırda bu çalışmaları devam etmektedir. Halit Ağabey’i büromuza davet ettik ve ekip olarak, futbolla ilgili uzun ve keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Konuşulanlardan süzülenleri sunuyoruz.

Futbol niye bu kadar ilgi çekiyor?
Ender Helvacıoğlu (EH): Kitabında uzun uzun anlatmışsın ama, dergimiz için kimi vurgulamalar yapmanı istiyorum. Futbolu diğer takım oyunlarından, örneğin basketbol ve voleyboldan ayıran ve diğer spor dallarına göre daha geniş kitleler tarafından seyredilmesini, sevilmesini sağlayan temel nitelikleri nelerdir?
Futbolun en önemli özelliği, yerçekimli bir ortamda ayakla oynanmasıdır. Bu onu diğer takım oyunlarından ayırır. Diğer spor dallarının elle oynanması ve oyun kurallarıyla oyuncuya fiziki engeller koyması, doğal olarak bu spor dallarına olan ilgiyi azaltıyor. Çünkü insanlar uzun, kısa, şişman gibi farklı fiziksel özelliklere sahip. Basketbolu düşünelim; 1,60-1,70’lik insanların bu oyunu oynaması oldukça zor. Pivot dışında, voleybolda da kısa boy tercih edilmez. Oysa toplumda 1,70’lik boy, uzun olarak tanımlanır. Bütün dünya insanlığı için düşündüğümüzde, bütün insanlar yüksekte bir noktaya değmiyor ama, yerde bir noktaya muhakkak basıyor. Bu anlamda, futbol bütün dünya insanlarını sahanın içerisine doldurabiliyor. Herkesin oynayabileceği bir oyun. Bir anlamda eşitlikçi.
İnsan tasarlıyor, “Ben basketbol oynarsam, nereye kadar yükselebilirim?” diye. Kendimden örnek vereyim. Boluspor’da basketbol oynuyordum. Benim boyumda olup, iyi basket oynayan arkadaşlarımızın hiçbiri oynamayı sürdüremedi. Bizim için sonrası yoktu. Dünyanın en iyi basketçisini düşünün, olağanüstü fiziksel özelliklere sahiptir. Kısa boylu insanlardaki en iyi olma hayalleri baştan yıkılmış oluyor. Ama futbol yerde topla ve ayakla oynandığı için, bu tür fiziksel özelliklere gerek yok. Yani insan, “Dünyanın en iyisi olamayacaksam, oynamayayım” diye bir kaygı gütmüyor. Futbol, iyi bir sporcu olma şansını tüm insanlara sunuyor. Bunun için seyirci kitlesi tüm spor dallarına göre daha fazla.
Bir de futbolda sayı alınması çok basit. Çizginin üstünden top geçtiği zaman, sayı elde ediyorsun; havadan ya da yerden geçmesi fark etmiyor. Basketbolda biliyorsunuz, sayı olması için topun belirli yükseklikteki bir yuvarlaktan geçmesi gerek. Voleybolda ise, file büyük bir engel, üzerinden oynamanız gerek. Voleybolda oyuncuların birbirine temas etmemesi de olasılıkların yarısını eliyor. Top karşı tarafın sahasına gittiği zaman, bekleyeceksin. Ona göre pozisyon almak da bir zeka gerektiriyor ama, top müdahalenin dışına çıkıyor. Karşı taraf topu çok iyi kullandığında, engellemek için hiçbir şansın yok, isteğin kadar doğru yerde bekle. Futbolda müdahale etme şansın var. İkili mücadelede top yerdeyken kısa boylu futbolcunun şansı fazlayken, havadan toplarda uzun (…)
( * ) Halil Halit Toker’le Söyleşi
Kaynak: Bilim ve Gelecek Dergisi’nin 46.sayısı

Tanıtım Yazısı
Futbolun, rejimlerine ve gelişmişlik düzeylerine bağlı olmaksızın dünyadaki bütün ülkelerde, milyonların en çok ilgisini çeken sportif oyun olduğunu bilmeyen yoktur. Bu toplumsal gerçekliği hemen herkes bilmektedir de, konu olgunun nedenine ya da nedenlerine gelince durum değişmektedir. Sorunun asıl muhatabı olan bilim insanları ve aydınlarımızın büyük çoğunluğu bu konuda, ya bu gerçekliği küçümseyen bir ilgisizlik ve dolayısıyla bilgisizlik içindedirler; ya da belik, hem neden değil sonuç olan birtakım gerçekleri tekrarlamaktan ileri gitmemektedirler.İşte bu kitapta, her şeyden önce kaba önyargılar parçalanmaktadır. Futboldaki, milyonları, yaşına, eğitim düzeyine, mensup olduğu sınıfa bakmaksızın çeken “sihrin” gerçek nedenleri anlatılmakta; bu sihrin kaynağının, futbolun spor ve oyun olarak taşıdığı özelliklerde gizli olduğu gösterilmektedir. Ayrıca futbolun, hem insanın zekâ ve yeteneğini bireysel olarak geliştirmesine sınırsız olanak tanıyan, hem de en ileri derecede kolektivizmi, en yüksek derecede kolektif örgütlenmeyi gerektiren bir spor-oyun olduğu açıklanmakta; öğrenilme ve oynanma bakımından basitliği, herkese açıklığı, oyuncuya yetenek ve zekâsını geliştirmede hiçbir sınır koymaması, esnekliğe ve yaratıcılığa alabildiğine açık olması vb özellikleri ile diğer spor – oyun dallarından ayrıldığı sergilenmektedir.Kapitalizm ve futbol; futbolun eşitlikçi, barışçı, yüksek kültür ve insan ahlakına dayanan sistemlere yatkın bir spor – oyun olması; Türkiye’deki spor ve futbol siyasetinin değerlendirilmesi ve bunların doğru seçenekleri vb kitabın ele aldığı diğer konulardır.”Futbol yerçekimi, insan bedeni ve toplumdaki üretim şekli değişmediği sürece, insan soyunun yarattığı ve yaratacağı en değerli oyundur.”-
Halil Halit Toker

Kitabın Künyesi
Futbol Spor ve Oyun
Halil Halit Toker
Kaynak Yayıncılık
Baskı Tarihi: Haziran 2007
160 sayfa

Previous Story

Kadın Öykülerinde Avrupa – Hazırlayan: Gültekin Emre

Next Story

Paslı Hayatlara Karşı: “Kalaylı Şiir” – Müslüm Kabadayı

Latest from Spor

Güneşte ve Gölgede Futbol, Eduardo Galeano

?Şampiyonanın bir başka sürprizi de Türkiye’ydi. Hiç kimse bu ülkenin önemli bir başarı elde edeceğine inanmıyordu. Türkiye, dünya kupalarından elli yıldır uzaktı. Brezilya’ya karşı
Go toTop

OKUMA ÖNERİLERİMİZ