Gazap Üzümleri – John Steinbeck -Bir cehennem kaç acıyla oluşur bu dünyada?-

Gazap Üzümleri, bir toplumsal krizin etkilerinin epik bir anlatıyla gerçek bir sanat eserine dönüşmesinin Amerikan edebiyatındaki en güzel örneği.

Bir cehennem kaç acıyla oluşur bu dünyada? Toz fırtınalarıyla tarladaki mahsulün mahvolması, Büyük Buhran’da bankaların topraklara el koyması ve sonunda, göçle gelen sefalet… Bir otomobili kamyona dönüştürerek çıktıkları mecburi yolculukta, acılarını ve açlıklarını, düşlerini ve öfkelerini de peşlerinden sürüklüyor Joad ailesi. Gazap Üzümleri, kaygı dolu günleri sessiz bir başkaldırıyla aşmaya çalışan insanların romanı.

“Steinbeck’in asıl yeteneği, bizi Joad ailesiyle birlikte yaşatmasıdır. Ailenin konuşmalarına daldığınız, kişiliklerini öğrendiğiniz anda sanki onlarla yürüyormuş, araba tamir ediyormuş ya da kamp kuruyormuş gibi hissedersiniz.”
SAM JORDISON
(İletişim yayınları tanıtım yazısı)


John Steinbeck’in Pulitzer ödülü kazanan Gazap Üzümleri (The Grapes Of Wrath, 1939) romanı, 20. Yüzyılın en büyük edebiyat eserleri arasında yer alır. Konusu kısaca, topraklarından koparılan ve iş bulma umuduyla yollara dökülen yoksul tarım işçilerinin hayatta kalma mücadelesidir. Eser, Joad ailesinin öyküsü etrafında yüzyılın başında açlığa, zulme ve sömürüye direnen milyonların öyküsüdür.

“John Steinbeck’in ‘Gazap Üzümleri’, tam anlamıyla bir dayanışma destanıdır. Yoksulların dayanışması ve örgütlenmesinin destanı. John Steinbeck (1902-1968), 1938 yılı Şubat’ında arkadaşı Elizabeth Otis’e göçmen tarım işçilerinin durumuyla ilgili olarak, şöyle yazmıştı:

“İçerlerdeki koyaklara doğru gitmek istiyorum. Oralarda beş bin aile açlıktan ölmek üzere. Hükümet bu insanlara yiyecek ve ilaç yardımı yapmaya çalışıyor. Ama bu yardımları, çıkarcı faşist gruplarla çıkarcı bankalar ve yardımı sabote etmeye çalışan, dengeli bir bütçe için kıyamet koparan büyük üreticiler aracılığıyla yapıyor. Bir çadırda yirmi kişi, çiçek nedeniyle karantinaya alınmış. Bu çadırda iki kadının önümüzdeki hafta bebek dünyaya getirmesi bekleniyor. Bu olayla, en baştan beri ilgiliyim. O nedenle gidip olup bitenleri yakından görmek istiyorum. Elimden başka bir şey gelmese bile bu katillerin tepelenmesine yardımcı olurum. Bunların nelerden korktuğunu biliyor musun? Bu insanların sağlık koşullarına uygun kamplarda yaşaması sağlanırsa örgütleneceklerini sanıyorlar. Büyük toprak sahipleriyle göbekli çiftçilerin en korktukları şey işte bu.” (Mektuplarda Bir Yaşam, J. Steinbeck, Çev: Sevim Raşa, Cem Yayınları)


‘Gazap Üzümleri’nin öyküsü – Sennur Sezer
(06/05/2005 Radikal Gazetesi)

Steinbeck gezici tarım işçilerinin yaşamıyla 1935 yılında yazdığı, 1936 yılında yayımlanan Bitmeyen Kavga adlı romanından sonra daha çok ilgilenmeye başladı. 1936 yazı boyunca sık sık Sacremento’nun kuzeyindeki Gridley Göçmen Kampı’na gittiği, onlarla birlikte olmaktan hoşlandığı, pamuk toplamak için onlarla birlikte güneye gitmeyi düşündüğü kütüphaneci arkadaşı Lawrence C. Powell’e yazdıklarından biliniyor. Gezici tarım işçilerinin düşlerini ve dramlarını yansıttığı Fareler ve İnsanlar’ı da bu yıl içinde bitirdi. Romanı bitirir bitirmez San Francisco News için bu işçilerle ilgili bir yazı dizisi hazırladı. Ancak bu dizi yayımlanmadı.

Steinbeck yazdıklarının yayımlanmayış nedenini aynı yıl yazdığı bir başka mektubunda basının işçiye karşı tavrına bağlar: “Ancak bu sıralar işçi sorunları öyle yoğun ki News bu diziyi yayımlamaya korktu. Burada işçilerle ilgili olup da onları pis köpekler olarak nitelendirmeyen hiçbir yazıyı büyük yayın organları kesinlikle yayımlamıyor.”

Yazının geliri işçilere
Steinbeck göçlere açık bir tarım bölgesi olan Kaliforniya’ya bağlı bir kasabada doğmuştu, Kaliforniya’da da, kasabasında da işler iyiye gitmemekteydi: “Şu sıralar Kaliforniya tıpkı bir bomba gibi. (…) O çok sevdiğim, büyüdüğüm kentin sokaklarında insanlar öldürülüyor.” Yaşananların bir başkaldırıyla sonuçlanmasından endişe etmekteydi: “Patlama olgusu başladı mı diye merak ediyorum. Genel bir ayaklanma değil şimdilik ama o doğrultuda bir hareket, bir için için kaynama var”.
Bu kaynama olgusu sürecek, 1938’de işçiler için kıyım denilecek koşulları getirecektir. Steinbeck, Life dergisi için 1938 yılında bu işçilerle ilgili yazılar yazacak, yalnızca masraflarını alacaktır. Dergiyle, yazıdan gelecek kazancın işçiler için kurulmuş yardım sandığına verilmesi için anlaşır. “Bu insanların sırtından para kazanmamak için” başka dergilerin yazı önerilerini geri çevirir.
1938 yılının Haziran ayında iki yıldır adım adım izlediği gezici tarım işçileriyle ilgili bir romana başladı. Roman, ‘ortakçı’ olarak çalışıp yaşarken banka ipoteğiyle topraksız kalıp gezici tarım işçileri olarak yollara düşen bir ailenin, Joad’ların odağından anlatılıyordu. Ama romanın bölümlerinde toprağın nasıl bir-iki kişinin eline geçtiğinin öyküsü de, başka emekçilerin öykücükleri ve düşleri de vardı: Uzun yol şoförleri, mola yerlerindeki büfelerin çalışanları. Romana isim bulmak
Steinbeck, romanı çok hızlı yazmaktan yakınıyordu. Romana ad olarak bir Amerikan marşının adını düşünmüştü: Battle Hym (Savaş Şarkısı). Bu marşın notasını da romanın başına koymayı planlıyordu. Romanının, Amerikan yaşamının romanı olduğunun bir kanıtı olacaktı bu. Anlatısının komünist özellikler taşıdığının sanılmasından korktuğu da söylenebilir. Bir komünistin özyaşam öyküsü olarak tasarladığı ve adını ‘Yitik Cennet’ten aldığı Bitmeyen Kavga’dan sonra da komünizme yakınlık duymadığını belirtmek zorunda kalmıştı. Sonunda romanın adı Kutsal Kitap’taki bir deyimle (Gazap Üzümleri) değişti. Yazar uzun süre marşın romanın başına konulmasında diretti. Marşın adının (tam olarak Cumhuriyetin Savaş Şarkısı) ve sözlerinin romanın ışığında özel bir durum kazanacağını savunuyordu. Ayrıca romanın da ‘bir tür marş’ olduğuna inanıyordu.
Türkçeye değişik çevirmenlerce ve çok uzun yıllar önce çevrilmiş olan Gazap Üzümleri, Steinbeck’in başyapıtı sayılır. 1962’de Nobel töreninde Steinbeck için yapılan tanıtım biraz da bu romanı özetlemektedir: “Onun amacı suçlamalardan kaçınarak eğlendirici ve rahatlatıcı yapıtlar vermek değildi. Tam tersine seçtiği konular ciddi ve gerçekleri ortaya çıkaracak konulardı. Kaliforniya’daki meyve bahçelerinin ve pamuk tarlalarının gerçekleri gibi.”
Gazap Üzümleri, bir dayanışma destanıdır. Yoksulların dayanışması ve örgütlenmesinin destanı. Olaylar, dinsel dersler veren ‘kıssalar’ gibidir: Ekmek ya da şeker almaya yevmiyesi yetmeyen işçinin yerine ödemeyi yapan çiftlik kasiyeri, gezici işçilerin alışverişinden artan azıcık paraya çocuk sayısınca pahalı şekerleme vermeyi (cebinden ödemeyi) göze alan satıcı kadın, bu dayanışmaya katılan, duygulandığını göstermemek için kaba davranan kamyon şoförü, on gündür çalıştıklarını söyleyerek kahvaltılarını bir işsizle paylaşan, ona da iş bulmayı öneren aile.

‘Hanımefendiler için yazmıyorum’
Kuşkusuz en önemli kıssa romanın sonunda yer alır. Üyelerinden bazılarını yollarda bırakmış ve elinde avucunda ne varsa yitirmiş Joad’lardan kalanlar bir ahıra sığınır. Ahırda bir çocuk ve onun açlıktan ölmekte olan babası yatmaktadır. Çocuk, babası için süt almak istemektedir ama ne çocukta ne de ailede para vardır. Ailenin kocası kaçmış, çocuğu ölmüş ruhsal sarsıntı geçirmekte olan kızı Rose’un göğüsleri sütten sızlamaktadır. Annesinin önerisini kabul edip adamı emzirir: “Elindeki son olanağı, başkasını yaşatmak adına, gelenek ve görenekleri çiğneyerek, paylaşmak.” Steinbeck, bu paylaşımı anlatmak için tutucu Amerikan kamuoyunun tepkisini göze almıştır. Daha önce romanın dili için yapılan uyarıya verdiği yanıtı yineler gibidir: Ben hanımefendiler için yazmıyorum!
Okura ve çevirmene bir not, romanın son cümlesinin ‘dudakları birleşti’ bölümünü ‘dudakları bitişti’ vb biçiminde okuyun/düzeltin. Çünkü bu biçimiyle yazarın maksadını aşan biçimde bir erotizm kazanıyor cümle. Üstelik cümlenin bir sonraki bölümü olan ‘esrarlı bir biçimde gülümsedi’ de anlamını yitiriyor.”


Kitabın Künyesi
Gazap Üzümleri
John Steinbeck

Çeviri: Rasih Güran
İletişim Yayınları
1. baskı – Haziran 2021
540 sayfa


John Steinbeck’in Yaşam Öyküsü
(John Steinbeck
27 Şubat 1902’de Salinas, Kaliforniya’da doğdu. Çocukluğunda, yaz tatillerinde Salinas civarındaki çiftliklerde çalıştı. Salinas Lisesi’nden mezun olduktan sonra 1920 ve 1926 yılları arasında Stanford Üniversitesi’nde İngiliz Edebiyatı bölümünde okudu fakat mezun olmadan okuldan ayrıldı. Uzun süre işçilik yaptı, turist rehberi olarak çalıştı. İlk kitabı Altın Kupa 1929’da yayımlandı. 1930’da Carol Henning’le evlendi. İlk kitabını Cennet Çayırı (1932), Al Midilli (1933) ve Bilinmeyen Bir Tanrıya (1933) takip etti. Satış başarısı yakalayan ve kendisine ün kazandıran kitabı ise Yukarı Mahalle (1935) oldu. Bu yıllarda, Büyük Buhran ve çiftçileri zor durumda bırakan toz fırtınaları Steinbeck’in kitaplarında önemli bir yer tutmaya başladı. Bitmeyen Kavga (1936), Fareler ve İnsanlar (1937) ve Gazap Üzümleri (1939) eleştirmenler, okuyucular tarafından büyük bir ilgiyle karşılandı. Gazap Üzümleri 1940 Pulitzer Ödülü’ne ve Ulusal Kitap Ödülü’ne layık görüldü. Romanlarının yanı sıra Krizantemler (1937) ve Uzun Vadi (1938) adlı öyküleri yayımlandı. Bu dönemde biyolog Ed Ricketts’le kurduğu dostluk, Steinbeck’e kitap yazmak için maddi ve manevi desteği sağladı. 1941’de biyolog arkadaşına yardım etmek için Meksika’ya gitti ve bu seyahat, kitapları için önemli bir kaynak oldu. 30’lu yılların ikinci yarısında yakaladığı başarıyı, 1942’de yayımlanan Ay Batarken’le sürdürdü. Aynı yıl, Carol’la olan evliliği sona erdi ve Gwyndolyn Conger’la evlendi. İkinci Dünya Savaşı yıllarında savaş muhabirliği yaptı. Savaş sonrasında arka arkaya Sardalye Sokağı (1945), Asiler Otobüsü (1947), İnci (1947) adlı kitaplarını çıkardı. 1944 ve 1946’da iki oğlu oldu: Thomas Myles ve John. 1948’de Gwyndolyn’le boşandılar ve 1950’de Elaine Scott’la evlendi. Çılgın Dünyadan Uzak (1951), Cennetin Doğusu (1952), Tatlı Perşembe (1954), Ben Bir Devrimciyim (1954), Pippin IV’ün Kısa Süren Saltanatı (1957), Bir Savaş Vardı (1958), Kaygılarımızın Kışı (1961) yayımlandı. 1962’de Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazandı. Komite, yazarın “duygudaşlık yoluyla yarattığı mizah ve keskin bir toplumsal anlayışla bir araya getirdiği gerçekçi ve yaratıcı üslubu” nedeniyle bu ödülü verdiğini açıkladı. Ardından Köpeğim Charley ile Amerika Yollarında (1962) ve Amerika ve Amerikalılar (1966) yayımlandı. 1966’da, dedesinin de yaşadığı ve hayatını kaybettiği topraklara, İsrail’e seyahat etti. 1968’deki grip pandemisinde, New York’ta, 20 Aralık’ta kalp yetmezliğinden hayatını kaybetti./p>

Previous Story

Cennetin Doğusu – John Steinbeck -iyilikle kötülüğün ezeli mücadelesinin işlendiği başyapıt-

Next Story

Bitmeyen Kavga – John Steinbeck -insanlığın kendi kendisiyle tutuştuğu, acılarla dolu, ezeli ve ebedi savaşı-

Latest from John Steinbeck

Go toTop

OKUMA ÖNERİLERİMİZ