Ah geçip gitti o günler
geçip gitti kirpiklerimin arasından
Şarkılarımın hava kabarcığı gibi uçuştuğu
Gözlerimin üzerine kaydığı her şeyi taze su gibi içtiği o günler
geçip gitti…
kabına sığmayan neşeli bir tavşan vardı sanki
gözbebeklerimin ortasında.
yaşlı güneşle birlikte her sabah kalkıp giderdi
merakın ve arayışın o bilinmeyen kırlarına;
ve geceleri
karanlığına ormanların.
o günler geçip gitti
o karlı, o suskun günler..
yalnız benim olan o temiz kar,
usulca yağardı ahşap merdivenlere,
gevşek çamaşır ipine
ve bahçedeki ihtiyar çamın saçlarına
usulca ve yumuşacık bir yün gibi yağardı;
ve ben pencere camlarına dalıp gider
yarını düşünürdüm; ah! .. yarın…
o kaygan ve beyaz uzam yarın;
büyükannemin giydiği çarşafın hışırtısında başlardı.
kapı aralığında beliren ve ansızın
ışığın soğuk gerçeğiyle yüzleşen karmaşık gölgesinde
ve pencerelerin renkli camlarında uçuşan güvercinler
o başıboş desenlerinde…
sıcak odanın rehavetiyle uyuyan annemin bakışlarından uzak
çabucak ve hiç sakınmadan
öğretmenin o anlamsız iptal çizgilerini silerdim
eski okul defterlerimdeki ödevlerin.
ve kar dindiğinde
çıkar hüzünle dolaşırdım bahçeyi;
ve ölü serçeleri gömerdim
kurumuş yasemin saksılarının dibine
geçip gitti o günler..
Furuğ Ferruhzad