Gogol’un Palto’sundan çıkan kelimeler

Sonunda zavallı yazıcı hayata gözlerini yumdu. “Akakiy Akakiyeviç’i gömdüler. Petersburg, onsuz kaldı. Sanki bu kentte hiç yaşamamıştı.”
Ama Gogol’un öyküsü burada sonlanmıyordu. “Petersburg’da birdenbire bir söylenti dolaşmaya başladı: Kalikin Köprüsü’nde, daha da uzaklarda geceleri, çalınan paltosunu arayan memur kılıklı bir hayalet görülmeye başlamıştı.”
Suç ve Ceza’nın yaratıcısı Dostoyevski Gogol’u över: “Hepimiz onun Palto’sundan çıktık!”

Akaky Akakievich Bashmachkin Rusya’nın St.Petersburg kentinde bir ofiste memurken işini son derece ciddiye alır. Dokümanları el yazısı ile çoğaltırken genç memurlar onunla sık sık alay ederler, başına kar diye kâğıtlar serperlerdi. Bashmachkin?in tek serzenişi ?Bırakın beni tanrı aşkına, niçin bana eziyet ediyorsunuz?? oldu. O günün Rusya?sında eğitimli kişilerde moda olan bir kibir karşısında güçsüzlerin ahıydı, bu söz. Nice soylu kişilikte bile sıkça rastlanan canavarca kabalığa karşı içi dokunan bir eda ile söylenirdi.

Bashmachkin?in iş kariyerinde yazıcılık bir kaderdi, şevkle, gayretle çalışıyordu. Harflerle özel bir ilişkisi vardı. Dünyayı yazıları temize çekmek olarak algılıyordu. Sık sık eve belgeler getiriyor, iş dışında da çalışıyordu. Tanrı ona kâğıtlar yolladığı için minnettardı.

Rusya Ana, cömertti cömert olmasına ama yılda 400 ruble kazananları donduracak bir ayazı vardı. Akaky Akakievich bir gün paltosunun inceldiğini fark etti, genç memurlar da üzerindekinin ancak çul adına layık olduğunu ona sık sık hatırlatıyorlardı. Terzi Petroviç?e yama yapması için paltosunu götürdüğünde Bashmachkin, Türk paşası gibi bağdaş kurmuş ?tek gözlü şeytan kafayı tütsülememişti.? Akaky geri dönmeye niyetlendi ama artık geçti, terzi onu fark etmişti. Petroviç acı gerçeği çabucak yazıcının yüzüne çarptı: ?Onarılamaz. Hayır yok!? Terzi yeni bir palto yaptırmasını öğütledi. Bashmachkin fiyatı duyunca hayatında ilk kez bağırdı: ?Ne bir paltoya yüz elli ruble ha!?
Kafası karışmış yazıcı yeni palto için gerekli parayı nasıl bulacağının hesabını yapmaya koyuldu. Gündelik masraflarını kısacak, kumbarasında biriktirdiği kopekleri kullanacaktı. Yeni paltonun düşlerine dalarken karnı tam doymadan yatağına uzanıyordu. Amacı olan insanlara has bir kararlılık üstüne sinmişti. Sık sık terziye uğruyor, palto hakkında konuşmaktan keyif alıyordu. Altı ay sonra amirinin iyi niyetinin sayesinde 60 ruble ikramiye alınca yeni bir kumaş, astar ve kedi kürkü aldılar. İki hafta sonra Bashmachkin?in yeni paltosu hazırdı.
Paltoyu üzerine alan yazıcı gururlu bir sevinçle bakanlığa gitti. Arkadaşları yeni paltoya ilgi gösterdiler, ona bir şölen vermesi gerektiğini söylediler. Bir şube müdür yardımcısı yazıcıyı bu dertten kurtardı, kendi evinde bir doğum günü çayına herkesi davet etti.

Bashmachkin yeni paltosuyla ilk kez bir gece gezmesine çıkmıştı. Yepyeni bir dünya ile karşılaşan yazıcı bocalamaya başladı. Geri dönüş yolunda yolu kesildi, koca bıyıklı bir adam ıssız sokakta Bashmachkin?in sırtına yapışmış, paltonun kendisine ait olduğunu iddia ediyordu. Palto üzerinden alındı, üşüyen bedeni karlar içinde yuvarlandı.
Ertesi gün eski paltosuyla işe gitmek zorunda kalmıştı. Akakiyeviç tekrar nasıl paltosuna kavuşacağının hesaplarını yapıyordu. Yazıcı yardım için büyük bir adama gitmeyi uygun gördü, ama onun karşısında aşağılandı. Kentin soğuk sokaklarında yürürken bedeni ona ihanet etmeye başlamıştı. Ateşi yükseldi, Doktor gelip ona baktığında durumun ümitsiz olduğunu söylemeyi ihmal etmedi:

?Bir buçuk gün ya yaşar, ya yaşamaz, sonra tahtalıköyü boylayacaktır. Siz de hanımcığım, zaman yitirmeden, onun için bir çam tabut ısmarlayın. Çünkü meşe tabut ona göre pahalıcadır!?

Sonunda zavallı yazıcı hayata gözlerini yumdu. ?Akakiy Akakiyeviç?i gömdüler. Petersburg, onsuz kaldı. Sanki bu kentte hiç yaşamamıştı.?

Ama Gogol?un öyküsü burada sonlanmıyordu. ?Petersburg?da birdenbire bir söylenti dolaşmaya başladı: Kalikin Köprüsü?nde, daha da uzaklarda geceleri, çalınan paltosunu arayan memur kılıklı bir hayalet görülmeye başlamıştı.?
Suç ve Ceza?nın yaratıcısı Dostoyevski Gogol?u över: ?Hepimiz onun Palto?sundan çıktık!?

Rus geleneksel düşüncesinin modernizm ile yüzleşmesinden parlak bir edebiyat doğdu. Batı yaşam tarzını benimseyen aristokrasi ile geleneksel dünyaya sıkı sıkıya bağlı mujikler(köylü) arasında kalan entelektüel Rus aydını kendini kısıtlanmış halde hissediyordu. Sürgünler, tutuklanmalar, acılar eğitimli kişiler için birer kaderdi.

Puşkin güney Rusya?da sürgün hayatında, Byron?un etkisiyle egzotizmi keşfetti. Kahramanı Yevgeni Onegin tüm küstahlığı ile Rus aydınını temsil ediyordu. Onegin, hayalci, uysal, Rus toprağına sıkıca bağlı ama Batı kültürü etkisindeki Tatyana?nın aşkını kabul etmez. Tatyana St.Petersburg kraliçesi olduğunda ise onun yanına yaklaşamayacağını, bir ?fazlalık? olduğunu keşfeder. İlk modern Rus romanında Puşkin, insancıl bir gerçekçiliğin izlerini sürmüştür.

Puşkin?in bir diğer keşfi ise Gogol olur. Bu parlak genç yazar, tıpkı Palto?da olduğu gibi fantastik düşleri karabasana dönüştüren, uğursuz bir gerçekliğin kelimelerini bize sunar. Ölü Canlar?da kahramanların gülünç saplantıları vardır, kukla gibi içi boş karakterler kılığına bürünürler. Gogol?un gözünde gelecek, ?gerçekliğin romantikleri?ne değil, pratik insanlara aittir.

Turgenyev kuşak ve düşünce çatışmasını göstererek ülkesindeki siyasi çalkantıların bahtsız bir tanığı olur. Tolstoy yaşama bir destan sunar; Savaş ve Barış, duygularına kapılan trajik kahraman Anna Karenina?nın kötümserliğini anlatır. Ardından gelen eserlerinde modernizm ile parça parça olan insanın öyküsünü işler. Çehov da umutsuzluğun sözcüsü olmuştur. İnsanların kızgınlığını ve günlük hayatın karmaşasını sergiler.

Rus edebiyatı bir köşede sessiz sedasız yiten hayatların umutsuzluğuna adanmıştır.

Geriye kalan kahramanın hâlâ amacının peşinden koşan hayalinin, ıssız, tehlikeli sokaklardaki arayışıdır.

BÜLENT EFE
3 Ağustos 2014 http://birgun.net/

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir