Gündüz Vassaf: Tolstoy benim için sonsuz, derin bir okyanus, Dostoyevski gürül gürül akan bir şelale…

Gündüz VassafBu, ilk düşündüğümde, ‘Aşklarından hangisini seçersin?’ sorusu gibi veyahut da bir gözümü, öbür gözüme tercih etmem gibi. İkisi de hayata farklı dokunuş noktaları, onun için birini öbürüne tercih etmem mümkün değil.

Dostoyevski, psikolojik romancılığın başlangıcı, Tolstoy da efsanenin, Homeros’un devamı sayılır. Fakat bunlar bence yapay kategoriler. Ben ikisinde de insanı dolu dolu yaşıyorum.

Tolstoy’da, Dostoyevski’e göre daha çok tarihi panaroma, Dostoyevski’de içimdeki çelişkili duygular var. Tolstoy’da tarihin beni, benim de tarihi yarattığımı, Dostoyevski’de, ben diye bildiğim benin, beni her zaman şaşırtabileceğini yaşıyorum.

İki kitabım var; ‘Cehenneme Övgü’ ve ‘Cennetin Dibi’. Bu kitapların adlarından yola çıkarsam, Dostoyevski ile ‘Cehenneme Övgü’yü yaşıyorum. Tolstoy’la da ‘Cennetin Dibi’ni. Tolstoy benim için sonsuz, derin bir okyanus, Dostoyevski gürül gürül akan bir şelale… Tolstoy’la aşkın bütünlüğünü sorguluyorsunuz, Dostoyevski hayatınızın ilk sevişmesi…

Klasik bir soru vardır ya, “Issız adaya gitsen, hangi kitabı götürürsün?” diye. Issız adaya gitsem yanımda mutlaka Tolstoy’u götürürüm. Ama evde tek başımayken gece yarısı kitabım da Dostoyevski olur.

Gündüz Vassaf

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir