Güneşin İntihar Çiçekleri ve Hüseyin Kartal – Adil Okay

?Güneş doğacak usta/ o gittiği yollardan/ çıkıp gelecek yine/ yine üstünde siyah paltosu/ yine usta/ yine oturup karşıma/ insanların anlamadığı o dilden konuşacak benimle!?, diyor Hüseyin kartal bir şirinde. Evet, zaman geçiyor. Mevsimler. İnsankızı – oğlu geçip gidiyor bu dünyadan. Sonra, ?Güneş yeniden sevdaya doğuyor?, doğa yeniden uyanıyor?

Yeniden doğmayan sadece insan.

İnsanın doğar doğmaz ?geçmeye- ölmeye? mahkum olması yüzyıllardır sanat eserlerine konu olmuştur. Bu bağlamda ?geçip gittikten? sonra da eserleri yaşamaya devam eden sanatçıların sayısı az değildir. Ama gerçek sanatçıların öncelikli hedefi ?yarına kalmak? için üretmek değildir. Onlar önce çağlarının tanığı, kamunun vicdanı olurlar. Kimileri de ?hem tanığı, hem tarafı, hem sanığı?. Aslolan da, has şair olmak da budur kanımca. Her koşulda, 21. Yüzyılın yeni engizisyonlarından korkmadan, gerçeği estetize ederek ?dünya dönüyor? diyebilmektir. Hüseyin Kartal?ın dizeleri de bunları çağrıştırıyor okuyucuya.

?En çok bahardı yüreklerimiz / Olanca gücüyle yaşama uzanan / Düşen / Vurulan / Kanlı sabahları nergis olan / Gün?dü bizimki / İstanbul un karanlıklarında / Kızıllaşan / Sokaklarda büyüyüp / Kavganın mavisinde devleşen / Umuttu bizimki / Tohumun/ düştüğü yerde / Yeşeren??

Ayhan Kavak, ?Söz dizilir, şiir yazılır ama şair olunamaz öyle güpedenek.? diyor ve devam ediyor: ?Şair demek nesillere ulaşmaktır kelamıyla. Bu bilinçle söze geliyoruz biz de. Dokuzuncu notayı aramanın zahmetiyle, iç yolculuğumuzun Kaf Dağına varmaktır gaye. Yol uzun ama umut bu, bitmeyen bir arayış içerir!..?

Hüseyin Kartal bu zor ama güzel serüvene – arayışa katılmış: Sözcükleri çiçek açmış güzeli okşamış, sözcükleri diken olmuş zulmün sarayına batmış, sözcükleri şiir olmuş dilimize dolanmış. Şiir dedim de öyle kolay sanılmasın serbest şiir. Hece ve / veya aruz vezniyle yazılan şiir tarihe karışmıştır belki ama bu yeni ? serbest şiirin kolay olduğu anlamına gelmemiş. Artık şairler parmakla hece saymaz olmuş ama İmge başat olmuş çağdaş şiirde? Kimileri de sulandırmış bu imge dediğimiz yaratıcılığı. İmge salatası şiirler yazmışlar, yazdıklarını kendileri de anlamaz olmuşlar. İnsanı merkezine alan toplumcu şiirleri küçümsemişler. Ama çok sürmemiş, maskesi düşmüş bu şiir adına son moda saçmaları ?üretenlerin?. Şiir yeniden kendi yatağını bulmuş, küstürdüğü okuyucuyla yeniden buluşup inmiş meydana, sokaklara, alanlara.

? Ölüm / zaman / Ve çaresizliğe karşı isyan / Büyüyüp koynunda Mezopotamya?nın / Gözlerimizi yeniden açarız Sevdaya / aşka / umuda? / Mavi bir düştür bu / Yaslayıp sırtını duvara / Kavga ve sevda(nın) türküsünü / Söyleyenlerin düşüdür / Ve hayatı yarım yaşayıp / Mavi düşlerde tam olanların / Şiiridir bu..?

Şimdilerde şiir, yeniden insanı ve hayatı aramaya başladı. Ülkemizde, 12 Eylül 1980?le başlayan karanlık günlerde, şiir karanlığa gömülmek istenmiştir. Ancak tüm engellemelere rağmen şiir yatağı kendine bir yol bulmuş ve akmaya devam etmiştir. Hüseyin Kartal da ?Güneşin İntihar Çiçekleri? ile başlamış yolculuğuna? Usta işi dizeler, yerli yerinde imgeler ile iyi bir başlangıç yapmış? Yolun açık olsun Kartal? Zor ve meşakkatli bir yolculuk bu. Tutsak şair İbrahim Şahin?in bir imgesi ile uğurluyorum seni: ?Yolların tükenmesin??

Adil Okay
okayadil@hotmail.com

Kitabın Künyesi
Güneşin İntihar Çiçekleri,
Hüseyin Kartal,
Dönüşüm yayınları,
Kasım 2012

Bir yorum

  1. Katılıyorum Adil kardeşimin bugünkü şımarık şiir anlayışından yakınmasına. Anlaşılır dizeler yazmak neredeyse suç oldu günümüzde.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir