Hikmet Evi / Araplar Batı Medeniyetini Nasıl Dönüştürdü? – Hikmet Temel Akarsu

Arap Baharı adlı verilen dönüşüm tüm kapsayıcılığıyla Ortadoğu coğrafyasını allak bullak ederken tarihi bir eşiği aşmakta olduğumuzun hepimiz farkındayız. Arap ülkelerindeki totaliter, otokratik rejimler bir bir devrilmekte. Bunun yerine ne geleceğini ise yaşayıp göreceğiz. Bilebildiğimiz tek şey bundan sonra hiçbir şeyin aynı olmayacağı; dönüşeceği. Ortadoğu coğrafyasındaki bu dönüşüm Türkiye?nin de ait olduğu bir kültüre dair. Fakat yaşamış olduğu zahmetli, sorunlu, yıkıcı bir yüzyıl sonucunda Türkiye bu kültüre oldukça yabancılaştı. Bugün pek çoğumuz Arap ülkelerini Avrupalı bir oryantalist gibi görüyoruz. Arap kültürünü küçümseyenler, aşağı görenler ve hiçe sayanlar da yok değil. İşte böyle bir ortamda çok ilginç bir kitap çıktı: Hikmet Evi. Kitabın yazarın Jonathan Lyons.

Jonathan Lyons, Hikmet Evi adlı kitabında bir zamanlar dünyadaki bilimsel ve entelektüel öncülüğün adresi olan Arap ve İslam dünyasının Avrupa?yı nasıl dönüştürdüğünü anlatıyor. Abbasiler döneminde bilimsel ve entelektüel hamlelerini yapan İslam uygarlığının Bağdat?ta kurmuş olduğu Halife destekli Hikmet Evi?nde ne tür bir hummalı gayret içinde olduğunu sürükleyici bir kıssa şeklinde sunuyor.

Bu tür kitapların hamasetten; dinî ya da milliyetçi saiklerden bağımsız ve nesnel olması tabiatıyla çok önemlidir. Güvenilirlik parametreleri bu sayede oluşabilir. Jonathan Lyons?un kitabı bu açıdan etkileyici bir bağlama oturuyor ve övgüyü hak ediyor. Çünkü yazar İslam dünyasından değil. Bir Batılı.

Yirmi yıldan fazla bir süre Türkiye, İran, Endonezya gibi İslam ülkelerinde Reuters ajansı muhabiri olarak çalışmış olan Jonathan Lyons, Melbourne Monash Üniversitesi?nden din sosyolojisi alanında doktoraya sahip. Fakat kitabını değerli kılan bu akademik ünvanlar ve dikkat çekici biyografisi değil. Jonathan Lyons, bilimsel meseleleri, bilim ve entelektüalizm tarihini, hepimizin bildiği basit bazı doğrulardan yola çıkarak kılı kırk yaran bir inceleme, olağandışı bir belagat ve yetkin bir öyküleme becerisi ile anlatıyor. Kitabın Şaban Bıyıklı ve Mehmet Savan tarafından son derecede başarılı bir çeviriyle Türkçeleştirilmiş ve çok iyi bir edisyon görmüş olması da eseri ayrıca değerli kılıyor.

Hepimizin ortaokul sıralarından itibaren bildiğimiz bir klişe vardır: ?Aslında İslam âlemi bir zamanlar, altın çağında çok ileriydi; hatta Batıya bilim ve felsefe, İslam dünyasından gitti; ama sonradan geri kaldık!? Jonathan Lyons?un kitabı pek sevdiğimiz, kimi zaman da bizleri hüzünlendiren bu tezi tarihsel araştırmalar ve bilimsel bulgular çerçevesinde hikâye ediyor. O günkü dünyada yoğun olarak ticaretle uğraşan Arapların en gelişkin topluluğu oluşturduğunu; matematik, astronomi, coğrafya ve felsefede zorunlu olarak ileri gitmek durumunda kaldıklarını; İslamın altın çağında Abbasiler devrinde Halife El Memun döneminde, ?Hikmet Evi?nde bilimsel çalışmaların nasıl devlet ve din tarafından desteklendiğini bir bir anlatıyor. Namaz saatlerini tayin etmek zorunluluğundan dolayı güneşin ve ayın nasıl gözlendiğini, takvim belirlemede ne kadar ilerlendiğini, astronomiye ve harita belirlemeye dair şaşırtıcı gelişmişliği özenle kaydediyor. Hepimizin ana hatlarıyla bildiği; Antik Grek düşünür ve âlimlerinin mirasının Araplar üzerinden Ortaçağ Hıristiyan dünyasına aktarılmasını kanıtlarıyla önümüze seriyor. Grek bilim adamı Batlamyus (Ptolemaios), filozof Aristoteles, Öklit ve Pisagor gibi bilim adamlarının yaratılarının Arap dünyasındaki etkisini ve Arap ilerleyişine temel teşkil etmelerini ayrıntılarıyla aktarıyor.

Jonathan Lyons, geri kalmış Hıristiyan Avrupa?nın bu ?uygar dünya? ile karşılaşması ve buradaki bulguları Avrupa?ya taşıması için Haçlı Seferleri?nin nasıl bir katalizör işlevi gördüğünü de anlatıyor. Zaten kitap uzunca bir süre Haçlı Seferleri sırasında yaşananları aktararak işe girişiyor. Ortadoğu?ya gelen dindar fatihler arasına karışmış, ileri fikirli, bilime susamış Avrupalıların gördükleri uygarlık karşısında nasıl etkilendiklerini ve buradan edinilen bilimsel dağarcık ile ne gibi buluşlarla tanıştıklarını, bu sayede ne aktarımlar ve atılımlar yaptıklarını anlatıyor. Eski halkı Müslüman olan Sicilya?daki Arap bilim adamlarını kontrolü altına alan II. Ruggiero adlı Sicilya Kralının çabalarının, ileri görüşlü Kutsal Roma İmparatoru II. Friedrich?in Kudüs?ün ikinci kez fethi sırasındaki akılcı diplomatik temaslarının ve Endülüs?te kurulan İslam uygarlığıyla yakın ilişkilerin sonucunda Batı?da bilimin nasıl canlandığını tarihsel dönemeçlerin ayrıntılarıyla birlikte hikâye ediyor. Bahtlı Adelard, II. Friedrich, Pisalı Leonardo (Fibonacci sayısını bulan bilim adamı), Michael Scot, II Ruggiero, Thomas Aquinas gibi Batılı öncülerin, İbn Sina, İbn Rüşd, Farabi, Gazali, El-Harezmi, El Memun gibi büyük İslam âlimleri, düşünürleri ve devlet adamları ile etkileşimleri heyecan verici bir roman havasında veriliyor. Tüm bu külliyat ve kaynakların Batı dillerine çevrilmesi için gösterilen çabalar, Batı?daki taassup ile verilen mücadeleler, ruhban sınıfının baskıları ve bilim tarihine dair sayısız anekdot, ayrıntı?

İslamdaki namaz saatlerini hatıra getiren beş vakit, kitabın bölüm başlıklarını oluşturuyor. Akşam, yatsı, sabah, öğlen ve ikindi… Bu yönüyle eserin alegorik bir yapısı olduğu da söylenebilir. Hikmet Evi?ni okurlara önemle tavsiye ederim. Bu yılın ilginç kitaplarından biri. Hem bilimin yürümüş olduğu dikenli, zahmetli yolları bir bir, adım adım okuyup görmek; ödenen bedelleri, verilen emekleri, çekilen çileleri müşahade etmek; hem de Avrupa?nın entelektüel ve bilimsel önderliği ele geçirişinin hikâyesini tüm ayrıntılarıyla öğrenmek enteresan. Ortaçağ karanlığından, ruhban sınıfının baskılarından ve Engizisyon?dan kurtularak Copernikus?lara, Galileo?lara, Bruno?lara, Newton?lara, Kepler?lere nelerle varıldığını görmek için satır satır okunacak, iyi araştırılmış, iyi yazılmış, etkileyici bir kitap Hikmet Evi.

Kıssadan hisse; Arap ve İslam dünyasının; bir zamanlarki o görkemli bilimsel ve entelektüel önderlikten nasıl bu hallere düştüğünün birinci elden incelenmesi açısından da bir o kadar önemli bir kitap Hikmet Evi.

Hikmet Temel Akarsu
İstanbul, 14 Şubat 2012

Not: Bu yazı, Roman Kahramanları?nın Nisan 2012 sayısında yayımlandı.

Kitabın Künyesi
Hikmet Evi
Jonathan Lyons
Çeviren: Şaban Bıyıklı-Mehmet Savan
İnceleme-278 sf.
Doğan Kitap

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir