Bir ihtimal daha var? – Utku Özmakas

Modern yaşamda insanın çevresindeki en büyük tehditlerden biri mutluluk diktatöryasıdır. Filmler ona mutlu olmasını söyler; şarkılar mutluluğun güzelliğini övdükçe över; reklamlar mutlu ailelerle doludur; reklam spotları tek bir tümcede mutluluğun ne olduğunu ve o ürünü alırsanız nasıl mutlu olacağınızı haykırır. Bu kadar mutluluk insana fazla gelmez mi peki?

Alman düşünür Wilhelm Schmid, Mutsuz Olmak kitabında bir yandan kültürün, bilhassa popüler kültürün dayattığı mutluluk kültünün ardında ne yattığını ve neyi kurumsallaştırmaya çalıştığını faş ederken, öte yandan da başka bir ihtimali gündeme taşıyor: Mutsuz olmak. Elbette mutluluk endüstrisinin dayattığı haliyle mutlaklaştıkça anlamı aşınan bir mutluluğa karşı duruyor Schmid; yoksa amacı başrolü anti-depresanlara, ağrı kesicilere vermek değil.

İki mutluluk arası düğün olmaz
Schmid, ?mutluluğa giden yol?da genel düşünme tarzın tersine kat ederek kesen bir soru soruyor: ?Ya mutluluğun kendisi bir ödev, bir norm haline geldiyse?? İşte bu sorudan yola çıkarak insanlık tarihi boyunca mutluluğa nasıl bakıldığına değiniyor ve sürekli mutluluk talebinin kendisinin de mutsuzluğa bir davetiye olduğunu dile getiriyor. Bu bakımdan sürekliliğe ataçla tutturulmuş bir mutluluk anlayışı, karşılıksız bir çek gibi yalnızca kâğıt üzerinde değerlidir. Mutluluğun, tıpkı mutsuzluk gibi geçici olduğunu kabullenmekle başlamak gerekir işe; böylece mutluluğu hazza, mutsuzluğuysa acıya indirgemek yanlışına saplanıp kalınmaz.

Schmid ?iki mutluluk arası düğün olmaz? der gibi, insanın uçucu olan mutluluk hallerinin arasına mutluluğun peşine düşme hevesini koymasını eleştiriyor ve tıpkı fazla endorfin salgılayan bir bedenin sağlıksız olması gibi mutluluk şeridinin kesintilerini mutluluğa varma çabasıyla doldurmaya çalışmanın durgunluğun ve molanın hakkını çiğnediğini işaret ediyor. Dahası, böyle bir çabanın sonunda ?her şeyi? edinmiş birisinin hedefe hızla varmak için gemiden attığı anlam ve değerlerin artık yeniden kazanılamayacağını dile getiriyor Schmid. Kısacası, ?Mutluluğun trajedisi, modern mutluluk kavramının insanları sistematik olarak mutsuzluğa sürüklemesidir.?

Mutluluğa odaklanıp anlamı geride bırakınca sadece önündeki yola kilitlenip sağına soluna bakmayan ?ve bu arada yoldaki güzellikleri ıskalayan? acemi bir şoför gibi kaza yapma ihtimali artar. Başka ihtimallere, en başta da mutsuzluk ihtimaline açık olmaksa yaşama ilişkin çok daha sağlam bir sağduyu sahibi olmayı getirir. Bu durumda yan yollardan fırlayan talihin cilveleri karşısında insan daha soğukkanlı bir görüş edinebilir.

?Kader, kahpe kader, ağlarını ördün mü??
Schmid, mutluluğun günümüzdeki daralmış anlamında kalıplaşmasının öncelikli olarak tesadüf kavramının lehte ve aleyhte olan ikili açısının bir yanına karşı kör kalmakla başladığı söylüyor. Schmid?e göre aleyhte olanı tesadüfün gövdesinden düşerek başlayan bu anlayış, insanın tecrübeyle, hatta büyük oranda kötü tecrübeyle öğrenen bir varlık olduğunu göz ardı eder. Bu nedenle mutluluğu anlamlandırma tarzımızı değiştirmemiz, mutluluğa daha kolay varmamıza yol açabilir.

Modern insanın psişik makinesinin bozulduğu söyleyen Julia Kristeva, bunun çözümünü Doğu mistisizminde veya Batı ilaç sanayinin son buluşlarında aramanın bizatihi bu bozukluğun semptomu olduğunu dile getirmişti. Schmid de aynı şekilde ?Bhutan tuzağı?yla bu noktaya dikkati çekip mutluluk söz konusu olduğunda kültürel ve coğrafik farkların işbaşında olduğunu hatırlatıyor. Ayrıca son yıllarda dillere pelesenk olan ?pozitif düşünmek? de Mutsuz Olmak?ın gündeminde yer alıyor. ?Pozitif düşünme?nin şeyleri olduğundan başka türlü düşünme ihtimalini açık tutması anlamında olumlu olduğuna vurgu yapan Schmid, bunun bir pozitiflik takıntısına dönüşmesinin hayatın diyalektiğini göz ardı etmek anlamına geleceğini dile getiriyor. Zaten kitap boyunca Schmid, riskler, belirsizlikler, kötü tesadüfler ve yanlışlıklar karşısında ancak bu diyalektiğe tutunan bir düşünme tarzının ayakta kalabileceğini dile getiriyor.

Bu diyalektik ise bir yorumlama eylemini sürekli yanında bulundurmak zorundadır. En genel anlamıyla ?anlatılabilen her şey, anlam kaynağı? olarak görülürse her adımımız ?gerçekleştiği anda olmasa bile? bir yorumun konusu olabilir ve bu yorumlama potansiyeli, sanat ve edebiyatın yardımı büyük olsa da gerçek niteliğine ancak kötü tecrübelerin de varlığıyla kavuşabilir. Anlam barındıran bütün ihtimallere açık olmak ve bunlar karşısında duyarlı davranmak insanın yegâne yeteneğidir Schmid?e göre.

Mutluluğu bir etkinlik olarak gören Aristoteles?ten itibaren felsefe ?büyük resmi? görmenin mümkün olduğu inancını da cebinde taşıyarak konuştu. Oysaki elimizdeki tek gerçek şeyin büyük resimden ziyade ihtimallere açıklık olduğunu unutmanın bedelini, Tantalos gibi tam da peşinde koştuğumuz şeyden uzaklaşarak öderiz.

Yalnızca gündelik hayatın değil, aynı zamanda teori yaşamının da büyük oranda dışarı itilen ve tesadüf, güvenlik, risk, başarı, intihar ile melankoli kavramlarının çalkantısında mutluluk hedefinin zoraki bir durağı olarak mutsuzluğu düşünmeye çabalayan bu küçücük güzel kitabın maharetli çevirisi için Tanıl Bora?ya, kitabın ruh hallerini aynı maharetle damıtan çizgileri için de Turgut Demir?e bir teşekkür borçluyuz. Söylemeden geçmeyelim.

Mutsuz Olmak, ?Kariyer Günleri?nden sertifika toplayan, sağı solu mutluluğu başarıya endeksleyen iş kitaplarıyla dolu olan, popüler psikiyatrinin temelsiz bir özgüven şişinmesi dayattığı modern insan için bir doz panzehir gibi; ?mutlu ol!? emrinin arkasında saklanan kılıca karşı sözcüklerden bir zırh.

Utku Özmakas
(19.01.2014, http://kitap.radikal.com.tr/)

MUTSUZ OLMAK
Wilhelm Schmid
Çeviren: Tanıl Bora
İletişim Yayınları
2014, 174 sayfa

Tanıtım Yazısı
İnsanların, sürekli mutlu olmaları gerektiğine inandırıldığı bir çağda yaşıyoruz. Gazeteler, kitaplar, ilan panoları, reklam spotları mutluluk üzerine söylenebilecek her şeyi tüketmiş halde… Mutlu olmak bir görev, ödev gibi algılanır oldu ve bu algı, tek başına, kişiler üstünde önemli bir stres kaynağı haline geldi. Adeta ?mutluluk diktatörlüğü?nün tahakkümü altında yaşamaya başladık. Wilhelm Schmid mutluluğa gereğinden fazla anlam yüklendiğini söylüyor ve kitabında mutsuzluktan yana pozisyon alıyor.

Durup durup patlak veren mutluluk histerisinin sebepleri nelerdir? Hemen her gün farklı kanallarda rastladığımız mutluluk formülleri bizi gerçekte nasıl etkiliyor? Mutlu olmaya ?çalışmak? acaba bireyleri ve toplumu daha mı mutsuz ediyor? Başarılı olmak, mutlu bir yaşamın olmazsa olmazı mıdır? Güzel ve anlamlı bir hayat sürmek ne demektir? Mutsuzluk, yaklaştığını fark ettiğimiz anda kaçmamız gereken modern bir veba mıdır? Mutsuzlukla baş etmek, hayatımızı ve kişiliğimizi nasıl zenginleştirir?

Kitapları dünya çapında on beş dile çevrilen felsefeci ve ?mutluluk araştırmacısı? Wilhelm Schmid, Mutsuz Olmak?ta okurları iniş ve çıkışlarıyla hayatı bir bütün olarak kabul etmeye yüreklendirirken, karşılığında doyurucu ve anlamlı bir yaşam vaat ediyor.

WILHELM SCHMID

1953?te Almanya?da Bavyera-Süebya (Schwaben) bölgesinde doğdu. Berlin, Paris ve Tübingen?de felsefe eğitimi aldı. Çeşitli Alman üniversitelerinde çalıştı, Riga ve Tiflis üniversitelerinde misafir öğretim üyeliği yaptı. Bir dönem Zürih?te bir hastanede hastalara ?felsefeyle manevi destek? hizmetinde çalıştı. Halen Erfurt Üniversitesi?nde dışarıdan felsefe dersleri veriyor. Almanya?da ve dünyanın çeşitli yerlerinde tebliğler sunuyor. On üç dile çevrilen kitaplarının dünya çapındaki satışı bir milyona yaklaşıyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir