Immanuel Kant – Manfred Kuehn

Immanuel Kant (1724 – 1804) Prusya’nın Königsberg şehrinde doğmuş, aynı şehirde üniversiteye girmiş, üniversitede göreve başlamış, rektörlüğe kadar yükselmiş, tipik bir üniversite profesörü gibi son derece kapalı, sade ve alışkanlıklarına bağlı bir hayat sürmüş ve yine Königsberg’de ölmüştür. Sadakat, cömertlik, adalet ve nezaket erdemlerine sahip olduğu için çevresi tarafından çok sevilmiş ve şehrin sevgilisi haline gelmişti.

Ancak bu kapalı hayatı içinde bile döneminin önemli düşünsel, siyasi ve bilimsel gelişmelerini yakından izlemiş, zamanının kültürel iklimiyle Amerikan ve Fransız Devrimlerinden etkilenerek görüşlerini şekillendirmiştir.

Dolayısıyla felsefesi hem küresel hem de yerel dayanaklardan beslenmiştir. Günlük tutmamış, hayatına dair ayrıntıların sızmasına izin vermemiş, yaşamıyla eserleri arasına sağlam bir duvar örerek “kendimizden söz etmiyoruz” düsturundan ayrılmamıştır. “Görevimiz kitap yaratmak değil, kişilik yaratmaktır. En büyük şaheserimiz gereğine uygun bir hayat sürmektir” görüşünü benimseyen bir düşünürdür. Kişiliği, bizzat kendisinin bilinçli bir yaratısıdır. Son derece ayrıntılı araştırmaların sonucu olarak ortaya çıkan elinizdeki kitap, varolan bütün Kant biyografilerini eleştirel bir süzgeçten geçirip Kant’ın hayatı hakkındaki birçok miti yıkarak bu bilinçli yaratıyı çözümlemekte ve onun yaşamıyla felsefi eserlerinin anlamlı ve detaylı bir sentezini yapmaktadır.

Kant felsefesi, Rönesans’tan sonraki Avrupa felsefesi için bir kavşak noktasıdır. Bu felsefe hem Rönesans sonrası tüm gelişmelerin ana çizgilerini bir derleyici edasıyla kendinde taşır, hem de kendisinden sonraki Avrupa felsefesi için kaynak işlevi görür.

Getirdiği yeni çözümsel denemelerle, 19. yüzyılın ilk yarısında özellikle Fichte, Schelling, Hegel ve kısmen Schopenhauer ile bütünlük kazanan Alman idealizminin sarsılmaz bir sistem yaratma tutkusunun kurucusudur. Felsefesinin bilgi yönünü, “duyarlık olmadan hiçbir nesne bize verili olamaz, anlak olmadan da hiçbir nesne düşünülemez. İçeriksiz düşünceler boş, kavramsız sezgiler ise kördür” diyerek formüle eden, aklı temel alan ahlak öğretisini ise hukuk, devlet ve tarih anlayışına taşıyan bu bilge, sakin yaşamı ancak çalışkan ve disiplinli kişiliği ve başta Saf Aklın Eleştirisi’yle düşünce tarihinin en devrimci tasarımcılarındandır.
(Tanıtım Bülteninden)

Filozofun hayatı – Yücel Kayıran
(07/10/2011 tarihli Radikal Kitap Eki)
Filozofların biyografilerini neden okumalıyız. Bir felsefe öğrencisinin veya bir felsefe öğretmeninin, filozofların biyografilerini okumaları, pedagojik gerekirlilik bakımından olağandır. Ama felsefeci olmayan kişiler, filozofların biyografisini neden okusun? Neden okumalı? Onların yaşamlarına filozof biyografileri ne katar? Merak duygusundan veya başarı öyküsünden dolayı denilebilir. Ancak soru felsefeyle ilgili bir soruna ilişkin ise, felsefi bilgi ile temellendirilmesi gerekir.
İnsan yaşamının, uzun oluşu ve bunun büyük bir kısmını da çocukluk ve gençlik gibi yetişme döneminin kaplaması, insanın, hayatını ömrü boyunca tutarlı bir şekilde devam ettirememesi gibi ontik bir sorunun ortaya çıkmasına yol açar. İnsan, sanki ömrü boyunca hayatını tutarlılıkla devam ettirebilir bir varlık değil gibidir veya tutarlılıkla devam ettirecek iradi bir dayanaktan yoksun gibidir. Çoğunluğun yaşamı, doğal eğilimlerinin güdümündeki bir iradeyle ıralanır ve tutarlılıkla devam ettirilmiş bir bütünlükten yoksun kalır. Filozofları, insanların bu çoğunluğundan ayıran ve hayran bırakan temel özellik, yaşamlarını hayatlarının sonuna kadar bükülmez bir kararlılık ve tutarlılıkla aynı doğrultuda devam ettirmiş olmalarında ortaya çıkar. Dolayısıyla felsefenin bizim yaşamımıza katacağı şey, yaşamımızı tutarlı bir şekilde devam ettirmemizi sağlayacak olan bu rota bilgisidir; ve filozofların biyografisi, sözünü ettiğim bu rota bilgisinin örneğini oluşturması bakımından vazgeçilmezdir. Immanuel Kant?ın biyografisi bu filozofların başında gelir veya Kant?ın biyografisi bükülmez bir kararlılıkla devam ettirilmiş bir hayatın biyografisidir.
Ernst Cassirer, ?Kant?ın Yaşamı ve Öğretisi? adlı kitabında, ?filozoflar bize kendi yaşama biçimlerinden çıkmayan hiçbir şey sunmazlar? der. ?Kant?ın kişiliğinde, düşünce yaşamdan elde edilir ve aynı anda yaşamı biçimlendirir.? Yaygın olarak zor olan ikincisidir. Cassirer?e göre, Kant?ın yaşamı, doğal eğilimlerin hedefi olarak mutluluk değil, tersine, daima düşüncede özerklik ve iradede bağımsızlığa yönelik olmuştur. Kant, hayatıyla yapıtları arasına duvar örmüş, ona göre, ?kendimizden söz etmiyoruz? maksiminden hareket ederek, ?kişinin kendi ruhsal yaşamından kaynaklanan çözümlemeleri bir yana bırakır. Dolayısıyla Kant?ın kendi özel hayatı hakkındaki tutumu, biyografi yazarlarının işini daima zorlaştırmıştır. Cassirer?in Kant biyografisi, Kant?ın yaşamından çok, düşüncesi üzerinde yoğunlaştığı ve onun felsefi gelişimine dair bir anlatı oluşturduğunu, dolayısıyla meslekten felsefecilere yönelik bir kitap olduğunu belirtmek isterim.

Yaşlı Kant
Burada üzerinde durmak istediğim asıl kitap, Manfred Kuehn?nin, ?Immanuel Kant? biyografisi. Cambridge Üniversitesi yayını olan Kuehn?in Kant biyografisi, var olan Kant biyografilerinin en gelişmişi olarak kabul edilmekte. Kuehn, biyografiye yazdığı giriş bölümünde, var olan bütün Kant biyografilerini eleştirel okumadan geçirdiğini belirtmekte ve söz konusu biyografilerin yazıldıktan sonra ortaya çıkan bilgiler bakımından eksiklik içerdiğini dile getirmektedir. Günlüğü yoktur, hayatına dair ayrıntılar azdır. Bu ayrıntılar ise, ona yakın olanların hatıralarından derlenmiştir. Ancak bu anılar da, genç ve yetişkin Kant hakkında değil, yaşlı Kant hakkındadır. Dahası Prusya?nın tecrit edilmiş bir bölgesinde, Köninsberg?de, Köninsberg?den hiç çıkmadan yaşamış, hayatında heyecanlı yolculuklar veya büyük maceralar olmayan bir filozoftur Kant. Kuehn?e göre, Bütün bunlara rağmen, Köninsbergli filozofun bir hayat hikâyesi vardır ve bu, çağdaşlarıyla etkileşimlere yansıyan entelektüel hayatının hikâyesidir. Ayrıntılar, kitapta..
Bununla birlikte, hayatı boyunca Königsberg?ten hiç çıkmayan Kant?ın mezarının, Königsberg?de değil, Kaliningrad?da olduğunu, bir ayrıtı olarak belirtmek isterim. Nasıl? Königsberg, bugünkü Almanya?da değil, Rusya?nın sınırları içinde. Königsberg, 1945 yılında, Sovyet kuşatmasından sonra Ruslara bırakılmış, adı da 1946 yılında Kaliningrad olarak değiştirilmiştir. Kant?ın mezarı, Almanya?da değil, Rusya?da.
Meslekten felsefeci olmayan okur, Kant?ı neden okumalıyız diye de sorulabilir.
Filozof biyografilerinin bize gösterdiği önemli fenomenlerden biri, söz konusu filozofun, felsefi düşüncesinin hangi değişim aşamalarından geçerek şekillenip oluştuğudur. Hiçbir felsefi düşünce, bizim onları kitaplarında okuduğumuzda karşılaştığımız bütünlük ve tamlıkta oluşmamış ve yazılmamıştır. Yaygın yanlış kanı, filozofların kitaplarında okuduğumuz felsefi düşüncelerini bir kalemde bütünleyip tamamladığına ilişkindir. Bu kanının, felsefenin ulaşılamaz bir zihinsel düzeyle, aşılamaz bir zorlukla ıralandığına ilişkin bir başka yaygın kanıyı beslediğini göz ardı etmemek gerekir.

Bugün yaşanılan problemler
Nitekim Kant, ölümünden yedi yıl önce kısa yazılarının derlenmesi önerildiğinde, ?1770?ten önce yazılmış hiçbir şeyin bu derlemeye girmesini istemem? der. Kant?ın işaret ettiği, profesörlük için Takdim Tezi olarak yazdığı ?Duyumsal Dünya ile Düşünsel Dünyanın Form ve İlkeleri Üzerine? tezidir. Kant?ın 46 yaşında kaleme aldığı bu tez, ?eleştiri-öncesi döneminin sonu? ve ?eleştirel felsefenin başlangıcı? olarak gösterilir. Kant?ın kısa yazıları, onun en popüler metinleri olmuştur. ?Aydınlanma Nedir??, ?Ebedi Barış Üzerine?, ?Dünya Yurttaşlığı Amacına Yönelik Genel Bir Tarih Düşüncesi?, ?Teori ve Pratik? bu popüler metinlerin başında gelir. Bu metinler, meslekten felsefeciler dışındaki okurlara, çağının sorunlarını anlamak isteyen okurların da, okuyabileceği türdendir. ?Çağın sorunları? ifadesini özellikle vurguluyorum çünkü bir 18. Yüzyıl filozofu olan Kant, bütün 20. yüzyıl boyunca neredeyse sadece bu metinlerin merkezinde tartışılmıştır. Dahası bu metinler, bugün yaşanılan problemler bakımından en önemli metinlerdir.
Immanuel Kant, bir 18. yüzyıl filozofudur, dolayısıyla yaygın olarak 17. yüzyıldan gelen felsefi sorunların çözümü anlamında bir sentez filozofu olarak düşünülür. Yanlış değildir bu kanı fakat Kant?ın felsefi konumu sadece bu belirlemeyle sınırlandırılabilir değildir. Kant?ın bir filozof olarak ayırıcı özelliği, kendisinden önce ortaya konmuş felsefi problemlerin çözümüne ilişkin bir sentez yapmış olmakla birlikte kendisinden sonra dönemin, 19. ve 20. yüzyıl felsefesinin felsefi gündemini belirlemiştir. Dolayısıyla Kant?ı okumak felsefe tarihi veya ancak arşiv değeri olan bir metin okumak anlamına gelmez.
İş Bankası Kültür Yayınları?nın biyografi dizisinde, sadece filozofların biyografileri değil, aynı zamanda tarihsel ve edebi kişiliklerin de biyografileri yer alıyor. Şimdiye kadar, Kant?ın yanı sıra, Winston Churchill, John Stuart Mill, Simon Bolivar, Jean-Jacques Rousseau?nun da biyografilerinin yayınlandığı bu dizide, Hegel, Marquez, Darwin, Leibniz, Locke, Hobbes ise, biyografileri yayınlanacaklar arasında.
Kant?ın öğrencilerinden Lenz?in Kant için yazdığı bir şiirin, Kuehn?nin, Kant?ın da övdüğünü belirttiği bir dörtlüğüyle bitirmek istiyorum: ?Berrak gözleri asla gösteriş karşısında kamaşmadı/ Asla eğilmedi, asla budalaya feraset yakıştırmadı/ Çok defa lime lime etti/ Korkmamız gereken ahmaklığın maskesini.?

Kitabın Künyesi
Immanuel Kant
Manfred Kuehn
Çeviren: Bülent O. Doğan
İş Bankası Kültür Yayınları
İstanbul, 2011, 1. Basım,
535 sayfa

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir