Emin Özdemir, edebiyat alanındaki deneyimleriyle kaleme aldığı ?İnsan Yüreğine Yolculuk?ta, dünya ve Türkiye edebiyatından yazarların kılavuzluğunda, ölüm korkusu, sevgi ve öfke gibi insanın temel duygularının izini sürüyor. Özdemir, okuru, Mısır ve Mezopotamya şiirleri, Homeros, Dede Korkut, Sapho, Turquato Tasso, Hayyam, Karacaoğlan, Montaigne, Cervantes, Shakespeare, Balzac, Dostoyevski, Tolstoy, Turgenyev, Stendhal, Kafka, Rilke, Çehov, Gorki, Steinbeck, Nâzım Hikmet, Yaşar Kemal gibi, çok sayıda metin ve yazarla karşı karşıya getiriyor. Özdemir?in zevkle okunan denemeleri, insanın evrensel sorunlarını edebiyatın ölümsüz metinleri çerçevesinden izlemesiyle ilgi çekiyor.

“Bana göre yaratılarının dokusuna yüreklerin sesini, sıcaklığını sindirememiş olanlara gerçek anlamda sanatçı denemez; diyenler olmuştur; olmuştur ya, bunların hiçbirinin soluğu, yaşadığı günlerin ötesine geçmeye yetmemiştir. Oysa dünden bugüne kalmış öykülere, romanlara, oyunlara, şiirlere, kısaca yazınsal yaratılara baktığımızda, tümünün ortak bir özelliği olduğunu görüyoruz: Bize, bizi anlatmak; insanoğlunun yüreğinde oluşan cenneti ya da cehennemi betimlemek. Yüreklerden yüreklere giden ince yollar açmak.

Edebiyat dünyamızın usta isimlerinden Emin Özdemir, yazınsal yaratılarda anlatılan insanın temel duygularının, ölüm korkusunun, sevginin, öfkenin peşine düşüyor bu yeni kitabında. İnsan Yüreğine Yolculuk, edebiyatın yüreklerden yüreklere giden yollarında dolaşıyor. Homeros’tan Dede Korkut’a, Karacaoğlan’dan Goethe’ye uzanan bu denemesel anlatıyı edebiyatseverlerin kaçırmamaları gerekiyor.” Tanıtım Yazısı

İNSAN YÜREĞİNE YOLCULUK – Emin Özdemir, Can Yayınları, deneme, 279 sayfa

Emin Özdemir’in Hayatı
1931 yılında Kemaliye’de doğdu. Pamukpınar Köy Enstitüsü’nden sonra Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü, bugünkü adıyla Gazi Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nü bitirdi (1953). Bitirdiği bölüme asistan ve öğretim görevlisi oldu (1957). Milli Eğitim Bakanlığı’nca açılan bir sınavı kazanarak Amerika’ya gönderildi (1960). Amerika’da Columbia ve Indiana üniversitelerinde “değişik düzeylere göre metin hazırlama ve anlatım teknikleri” konusunda eğitim gördü (1960-1963). Hacettepe Üniversitesi Temel Bilimler Fakültesi Temel Türkçe Bölümü’nde bölüm başkanı ve öğretim görevlisi olarak çalıştı (1968-1972). Ankara Üniversitesi Basın ve Yayın Yüksekokulu, bugünkü adıyla İletişim Fakültesi öğretim görevliliğine geçti (1974). Bu görevinden emekliye ayrıldı (1996). TÜBİTAK Bilim ve Teknik, Bilim Çocuk dergilerinde yayın danışmanı olarak görev aldı (1997). Bu görevlerini sürdürürken Türk Dil Kurumu’nun çalışmalarına etkin biçimde katıldı. TDK’nin Yönetim ve Yürütme Kurulu üyeliklerinde bulundu ve Terim Kolu Başkanlığı’nı yaptı (1966-1983). Türkçenin özleştirilmesi, geliştirilmesi ve zenginleştirilmesi savaşımını sürdürdü. Bu bağlamda edebiyat yapıtının dille ilişkisi, dilin işlevi ve kullanım düzeyleri, toplumsal yapıyla bağları gibi sorunları ele aldı.

1 Comment

  1. Emin Özdemir?den ?İnsan Yüreğine Yolculuk? bu seneki favorimdi, tadı damağımda kaldı. Ölüm, sevgi ve tutku temalı deneme kitabında tarihin ve insanlığın yüreğine çıkılan yolculuk anı ve alıntılarla bezenmiş. İnsanı insan yapan tüm değerler ile süslenmiş. Özdemir, katılımcı bir okuru çağırıyor. Okuyucunun yorumuyla anlatıcının yorumları arasındaki mesafeyi kaldırıp sizi yazmaya sürüklüyor. Kitapların yol göstericiliğiyle insanı keşfediyor.
    Kitaplarda yaptığınız yolculuk aslında insanoğlunun tarihine ya da içine yaptığınız yolculuk değil midir?

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

Previous Story

Behice Boran / Öğretim Üyesi, Siyasetçi, Kuramcı – Gökhan Atılgan

Next Story

Kukla Ustaları – Dünya Olaylarının Ardındaki Casuslar, Hainler ve Gerçek Güçler – John Hughes-Wilson

Latest from Denemeler

Orwellvari Bir Cehennem – Ulus Baker

Çağımız, kitleler karşısında duyulan bir korku içinde. Bu korku bir taraftan devletçi bir mutlakçılığın imgelerini, öte yandan kamu vicdanının elektronik bir denetimini de birleştirmekten

İnsan ve Dans – Sevcan Atak

İnsan kendi bilincine vardıktan sonra kendini var etme ve öz savunma mekanizması olarak toplumsallığını oluşturmuştur. Bir yandan doğadan, doğanın bağrından geldiği için onu taklit
Go toTop

OKUMA ÖNERİLERİMİZ