İş Cinayetleri Almanağı 2013?e göre geçen yıl en az bin 235 işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetti. Sadece basına yansıyan sayı bu. Almanağın sunuş yazısında bir nevi eşkaller açıklanmış.

?Kaç kişi??
?Bilmiyoruz.?
?Açıklama yok mu??
?Yok.?
?Hiçbir yerde yazmıyor mu??
?Yazmıyor.?
?Nasıl??
?Yazmıyor işte.?

Birumut Derneği?nde herkes telefonda. Bir yandan da bilgisayar başında gazete ve televizyonların ana sayfaları taranıyor. Soma?daki akrabalar, madende yüzlerce işçi olduğunu söylüyor. Medyada derin bir sessizlik.

Ertesi sabah erken saatlerde, bazı büyük gazetelerin internet sitelerinde, devletin bütün imkânlarının seferber edildiği, dualar edildiği ama ne yazık ki işçilerin hayatını kaybettiği ?haberleri? vardı. ?Hayatını kaybeden işçilere rahmet? okuyan ?haberler?de madende kaç işçi daha olduğu yazmıyordu. Sigortasız çalıştırdığı işçi sayısı belli olmasın diye işverenin açıklama yapmadığı, resmi kurumların da bu bilgiye sahip olmadığı bildirilmiyordu. 15 yaşındaki yeğenini beklediğini söyleyenleri görünce, tahmin hakkını kullanarak gerçek bilgiye ulaştı kamu. Çalışma Bakanı Faruk Çelik ekranlarda göründüğünde olayın üzerinden tam yirmi yedi saat geçmişti.

?İş kazası? ile ?iş cinayeti? arasındaki fark
Soma?da maden trajedisinin yaşandığı günün akşamı, bir grup gazetecinin Birumut Derneği?nde toplanmasının nedeni işte tam da buydu. ?Çalışma kaynaklı ölüm? haberlerinin medyada gerçeği yansıtmasının nasıl sağlanabileceği, habercilerin ölen işçiyi kusurlu gösterip işvereni korumadan, işverenin ihmallerini ortaya koyan haber yazması için neler yapılabileceği konuşulsun istemişti dernek. Çünkü ulusal, yerel bütün medyayı tararken çoğu haberin yanlış yazıldığını görüyordu ve bu düzeltilsin istiyordu.

Birumut Derneği bunu neden istiyordu?

Dernek, çalışırken ölen kişilerin ailelerinin altında bir araya geldiği bir çatı. Yakınlarını ?iş cinayetlerinde? kaybeden ailelere arzu ederlerse hukuki destek sağlıyor. Her ayın ilk pazar günü Galatasaray Lisesi önünde ailelerle birlikte tuttuğu Vicdan ve Adalet Nöbeti?ne davet ediyor herkesi. Artık ?iş cinayeti? işlenmesin, insanlar çalışırken öldürülmesin, işçi olduklarını fark etsinler ve kendilerini korusunlar diye. Biz sıklıkla ?iş kazası? tabirini kullandığımız için, siz ?çalışırken yanlışlıkla ölmüş? algısıyla okuyorsunuz yazdığımız haberleri. Oysa doğru ifade ?iş cinayeti?. Kaza bütün önlemlere rağmen meydana gelir. ?İş kazası? denen ?iş cinayeti? ise işveren sonucunu öngördüğü halde önlem almadığı için gerçekleşiyor. Soma madeninde kaçış tünelleri ve yaşam odaları olsaydı işçiler ölmeyeceklerdi. Maden ocağına uygun ve ?küfsüz? gaz maskeleri kullanılsaydı daha fazla kişi hayatta kalabilirdi.

Öfke ve üzüntü içinde izlerken haberleri, muhtemelen size çok uzak geliyor bir ?iş cinayetine? kurban gitmek. Çünkü ?iş cinayeti?ne ancak ?işçi?nin kurban gidebileceğini düşünüyorsunuz ve kendinizi ?işçi? olarak görmüyorsunuz. Oysa ?işçi? dediğiniz sadece madende, fabrikada, inşaatta çalışmaz. ?İşçi? muhasebe defteri tutar, satın alma yapar, mal pazarlar, dizilerde oynar, haber yazar. Sigorta satan da işçidir, zengine akıl satan CEO da. Eğer şirket sahibi değilseniz, yanınızda adam çalıştırmıyorsanız işçisiniz.

Kırmızı Pazartesi?nin sessiz suçluları gibiyiz
Çalışma koşullarınızı bir düşünün. İşvereniniz, güvenliğiniz için yangın merdiveninden başka bir şey yapmış mı? Yılda kaç kişinin ?hangi işin? başındayken öldüğünü biliyor musunuz? Adalet Arayana Destek Grubu?nun hazırladığı, Birumut Derneği?nin yayımladığı İş Cinayetleri Almanağı 2013?e göre geçen yıl en az bin 235 işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetti. Sadece basına yansıyan ?iş cinayeti? sayısı bu. ?Böyle bir almanağa bir daha ihtiyaç duyulmamasını umut ediyoruz? temennisi vardı 2012 almanağında. Ne yazık ki 2014 almanağı sayfa sayısı artarak yayımlanacak.

Yüzlerce can yer altındayken Başbakan?ın ?olur böyle vakalar? mealinde açıklamalar yapıp yaslı vatandaşa yumruk sallayabildiği, kanunun kitabını yutmuş milletvekilinin ağıt yakanlara ?ölü sevici? diyebildiği, biraz gazeteciliği de olan bir köşecinin ?Soma?da ölenler zaten AKP?ye oy vermişlerdi? temalı yazılar yazabildiği günlerden geçiyoruz. Şahit olduklarımıza şaşırmıyoruz, daha kötüsü artık şaşırmadığımıza bile şaşırmıyoruz.

?İş cinayetleri?nin süreceğini herkes biliyor ama engellemek için adım atan yok. Márquez?in Kırmızı Pazartesi?sinde cinayet işleneceğini bilen ama bunu engellemek için hiçbir şey yapmayan sessiz suçlulara benziyoruz. Bu yazının yazılması, ?Yürekler yandı? manşetleri, ?Yüz karası değil kömür karası / Böyle kazanılır ekmek parası? diyen Orhan Veli alıntıları, dökülen gözyaşları, ?iş cinayetlerini? engelleyemez.

Kimin üzerine ne düşüyor peki? Almanağın sunuş yazısında bir nevi eşkaller açıklanmış: ?Çalışma dolayısıyla yaşam hakkı ihlalleri devam ediyor. Devam etmemesinin yolu, en azından başlangıç için, öncelikle kamu idarecileri ve hükümet edenlerin ister ?iş kazası? nedeniyle ister ?meslek hastalığı? nedeniyle olsun, çalışma kaynaklı can kayıplarını/iş cinayetlerini vaka-i adiyeden saymaması, çalışma hayatına ilişkin denetim sorumluluğunun gereklerini etkin biçimde yerine getirmesi, işçi sağlığı ve iş güvenliği tedbirlerinin alınmasının işverenin keyfiyetine bırakılmayacak bir durum olduğunu ve işyerlerinde sendikanın varlığının işçinin işveren karşısında güçlü hissetmesini sağladığını idrak etmesinden geçmekte.?

Yol üstündeki ya da internetteki bir kitapçıdan satın almalı İş Cinayetleri Almanağı 2013?ü. ?Çalışmanın, insanın yaşam hakkını ihlal eden bir faaliyet olmaktan çıkması? için?

PERİHAN ÖZCAN
25.05.2014, http://kitap.radikal.com.tr/

İŞ CİNAYETLERİ ALMANAĞI 2013
Kolektif
1Umut Yayınları
2014, 312 sayfa

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

Previous Story

Mıgırdiç Margosyan, kendi hayat yolculuğunu ekmek üzerinden anlatıyor.

Next Story

Arif Damar, 1951’de birçok şair ve yazar cezaevine girdi. Siz de onlardan birisiniz. Neler yaşandı o dönem?

Latest from Emek Tarihi / Teori

Türkiye’de ilk 1 Mayıs şiiri…

Türkiye’de işçi sınıfının birlik, dayanışma ve mücadele günü olan 1 Mayıs’la ilgili ilk şiir emekçi kadın şair Yaşar Nezihe Bükülmez tarafından 1923 yılında Aydınlık
Go toTop

OKUMA ÖNERİLERİMİZ