Kalbim Dinamit Kuyusu – Ahmed Arif (seslendiren: Önder Göksal)

ahmed_arifkalbim dinamit kuyusu
şafakları;
taaa şafakları
nice bir
yangınları düşer alın çatıma
gencecik ölüme gitmenin.
yığılır boşkovanlar, dumanlı
ve susar mitralyözler kuytularda.

suskundur,
karanlıktır,
kayıtsızdır,
her namlu.
beni kurşunlar götürür
kollarım vurulu
gözlerim açık.
şafakları,
taaa şafakları,
kınalı tavşanlar suya inmeden,
ilk çığlıklarındayken martılar,
kamplarda idamcılar
azgın ve manyak
tan yerinde kızartılar…

tan yerinde kızartılar
hey canım,
orada,
sularla
sınırlarla
uzaklar uzağında
ve benim şuncağızımda hemencecik
göğüs kafesimin altında, solda,
barajlar, yeşeren çöller,
katarlar, traktörler,
yani her vidasynda bin sevda,
her civatasında bin saygı,
bin ustalıkla,
işlenen ve yaratılan dünyaların kımıldanışı
ve hayatı pırıl pırıl çarktan çıkaranların
deliksiz uykularından uyanışı..
kutlu ve saygındır bir daha
berrak çelik,
renkli pamuk
ve sütlü buğday.
kutludur, saygındır kuşkusuz
çimentosu ninnilerle karılan
çeliğine su diye
öpücükler verilen
çatılarında köpürmüş güvercin uğultusu
bahçelerinde güneş sağnaklarıyla
görkemli çocuk saraylarının
cana can katan nuru.
yani, yaratan ve adaletli olan insan gücünün
o her yerde geçerli
kesenkes haklı onuru.
kutlu ve saygın olacak elbet…

beni yiğitler götürür
katlarına sevda ile varılan
yiğitler ki,
dişlerini tükürmüş
yiğitler ki,
hayaları burulan.

yan yana, upuzun, boylu boyunca
tepeden tırnağa kan
yiğitler ki,
her biri bir parça vatan.
gözlerinde
bir küfür kasırgası
ana-avrat
ah ulan…

canımda damıttım seni ey zulüm,
sancısını
inceden
kum gibi taşıdığım.
kasığımda amerikan kemendi
bağıra bağıra geceler boyu
kaskatı kesilip
kan işediğim.

beni baskınlar götürür
gerillanın şah damarı halkıma
korkunç ve soylu bir tutkudur dayatma
yalnız bu kadar da değil,
yarin hayâli gibi üstelik
nazlıdır,
usuldur,
ince,
bilgedir,
biz ki, ustasıyız
vatan sevmenin
umut, saklımızda ölümsüz bayrak
kırmızı-kırmızı
dalga-dalgadır…

beni gözlerin götürür
gözlerin, aşkla, acıyla…
kuşatmışlar sesimi, soluğumu.
kesilmiş tuz-ekmek payım.
vurgunum
ve darda,
gözaltındayım.
dal, kor keser penceremde açarsa;
kuş, vurulur üzerimden uçarsa,
ve hal böyle böyle,
yol bu yöndeyken.
gelir,
ki, her gelişinde daha da içten
gelir,
soluk soluğa benim olursun.
amansız sarmasında kollarımın
esrik, çığlık çığlığa
erir, tükenir vücudun.

nicedir,
kahpe ağzında
bir salgın,
bir deprem gibi künyemiz
nicedir,
başımıza zından dünyamız
biz ki, yarınıyız halkın
umudu, yüzakıyız
hıncı, namusu…
şafakları,
taaa şafakları
hey canım,
kalbim, dinamit kuyusu.
( Ahmed Arif )
Seslendiren: Önder Göksal

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir