Bu kitap, Karl Marx’ın ve Marksizmin temel yapıtı Kapital’in tamamını, Almanca aslından çevrilmiş olarak Türkçeye kazandırma, böylece Türkçe Marksist edebiyatın en büyük eksiğini giderme yolundaki son ciddi girişimin önemli bir adımını oluşturuyor.

Marksist iktisat alanına hâkim yetkin çevirmenler Mehmet Selik ile Nail Satlıgan’ın Almanca aslından Türkçeye kazandırdığı kitap, iki editör tarafından da gözden geçirildi. Erkin Özalp Almancasıyla, Oktar Türel ise İngilizcesiyle karşılaştırarak metni baştan aşağı gözden geçirdiler.

Yordam Kitap’ın bu basımı, eseri bütünleyen iki ek metni de kapsıyor:

Bunlardan ilki, Marx’ın başlangıçta Kapital’in I. cildine 6. bölüm olarak koymayı düşündüğü, ancak cilde dâhil etmekten daha sonra vazgeçtiği, Marx’ın ekonomi politik eleştirisinin mantığı ve “mimari”si açısından özel bir önem taşıyan 120 sayfalık el yazmasıdır. Diğeri ise Kapital’in temel kavramlarının Almanca, Fransızca, İngilizce ve Türkçe karşılıklarını içeren bir “sözlükçe”dir.

Kitap, karton kapak ve ciltli alternatifleriyle satışa sunuluyor.

“[Kapital’in I. cildi] kesinlikle burjuvaların (toprak sahipleri dâhil) kafasına şimdiye dek fırlatılmış en korkunç gülledir.”
-Marx’tan Becker-‘e, 17 Nisan 1867 tarihli mektup

“Yeryüzünde kapitalistler ve işçiler bulunduğundan beri, işçiler için bu kitap kadar önemli bir çıkmadı.”
-Friedrich Engels-, “Marx’ın Kapital’i”
(Tanıtım Bülteninden)

Hikâye hâlâ seni anlatıyor – Yücel Kayıran
(29/04/2011 tarihli Radikal Kitap Eki)
Karl Marx (1818-1883), Becker?e 17 Nisan 1867 tarihli mektubunda, ?Kapital?in 1. cildi için ?kesinlikle burjuvaların (toprak sahipleri dâhil) kafasına şimdiye dek fırlatılmış en korkunç gülle? tanımını yapar. Engels ise, ?yeryüzünde kapitalistler ve işçiler bulunduğundan beri, işçiler için bu kitap kadar önemli bir kitap çıkmadı? der. Bu ?gülle?ye yönelik yaygın anti-Marksist propaganda, ?Kapital?in okunmadığını ve giderek okunamadığından dolayı okunmadığını dile getirir. Nitekim bunun tipik bir örneğine de çok yakınlarda, reel sosyalizmin çöküşünden sonraki günlerde tanık olmuştuk. Uygarlık tarihinin belli başlı temel yapıtlarının ne olduğunu belirlemeye yönelik bir kanon listesinde ?Kapital?e yer verilmeyişi karşısında, ?Kapital neden yok bu listede?? sorusu karşısında, söz konusu listeyi hazırlayanlar, ?Kapital?e listede yer vermeme nedenlerini, ?Kapital?in okunmadığı gerekçesiyle açıklamaya çalışmışlardı. Öyle değil mi, tarihsel bir fenomen olarak devrimci hareketin yükselişte olduğu yıllarda okunmayan bir kitap, kurtuluş umudu olduğu insanların gönlündeki şiarı sönüp, Sovyet Devleti gibi örnek bir deneyiminin çöküşünden sonra, ne denli okunabilirdi ki, dahası okunmasının tarihsel bir faydasından söz edilebilir miydi? Öyle değil mi, Marksizm öldükten sonra, onun ana yapıtının okunmasının yaşamsal bir değerinden söz etmek ne kadar olanaklıdır?

?Marksizm?in ölümü?
Kuşkusuz, tarihsel bir dönemin veya bir deneyimin sona ermesiyle o deneyime ilham kaynağı olmuş bir felsefenin sona ermesinin, gerek felsefi gerekse olgusal bakımdan aynı türden olmadığı açık seçik olmasına rağmen, Platon?un Syrakusa deneyiminden beri daima gündemde tutulur. Bununla birlikte, Fredric Jameson?ın, ?Gerçekte Var Olan Marksizm? makalesinde yaptığı ayrımı da, ?Marksizm?in kendisini bir düşünce ve çözümleme tarzı, sosyalizmi politik ve toplumsal bir amaç ve vizyon, komünizmi de tarihsel bir hareket olarak birbirinden ayırma konusunda yeterice titiz olamayan çevrelerde Sovyet Devleti?nin sonu, ?Marksizm?in ölümü? kutlamalarına bahane oldu? ayrımını da, burada hatırlamak gerekir. Ama ?Kapital?in okunmadığına ilişkin problemin dile getirildiği felsefi bir zemin de olmuştu. ?Kapital?in okunmadığına ilişkin ilk belirleme, sosyalist hareketin yükselişte olduğu yıllarda, bilindiği gibi ilk defa Louis Althusser tarafından dile getirilmişti. Ancak Althusser?in, okunmamak sözüyle işaret ettiği, ?Kapital?in genel okunma oranındaki azlığı değil, felsefi düzlemde okuma anlamındaki okunmama durumuydu. Söz konusu olan, ?Kapital?in ?uzmanlar? tarafından okunmuyor oluşuydu. ?Kapital?in belli kısımlarının, kendi pratikleri doğrultusunda bir tarih çalışması olduğunu düşünen tarihçiler, kendi pratikleri doğrultusunda bir iktisat çalışması olduğunu düşünen iktisatçılar, ilgili bölümleri okunuyordu kuşkusuz. Dahası işçi-militanlar okuyordu ama felsefeciler, ?Kapital?e, konu nesnesinin ayrımsal niteliğine ilişkin apriori(önsel) soruyu sorabilecek uzmanlar tarafından nadiren okunuyordu. ?Kapital, felsefeciler, yani filozoflar tarafından felsefe içi bir metin kılınmamış, örneğin Aritoteles?in ?Metafizik?inin veya Kant?ın ?Saf Aklın Eleştirisi?nin okunması gibi okunmamıştı. Antik Yunan felsefesinin, dolayısıyla filozoflarının 19. yüzyılın sonunda Alman filozoflarınca yeniden keşfi, Alman felsefesine nasıl ayırt edici bir atılım sağlamış ise, Kapital?in felsefi keşfi de böyle bir atılım sağlayabilirdi. Althusser?in ileri sürdüğü ilk argüman buydu. Tam da bu nedenle, ?Kapital?i Okumak? kitabının adındaki anlamsal içerik, felsefecilere yönelik olarak ?Kapital?i oku? buyruğunu taşır.
Kanıtlamaya ilişkin ikinci argümanı da ilkini destekleyici içerikteydi. ?Kapital?i, felsefeciler gibi okuyup anlayabilenler, felsefeciler değil, profesyonel-felsefeci olmayan siyasal militanlar ve önderler olmuştu. Althusser tarihsel bir gerçekliğe işaret ediyordu. Bu önder, Lenin?di. Althusser?e göre, ?Kapital, üstüne on yıllık inceleme ve derin düşünme bu adama, Rusya ve uluslararası işçi devriminin bu önderinin şaşırtıcı siyasal anlayışını üreten, karşılaştırılamaz bir kuramsal felsefi formasyon sağlamıştır.? ?Kapital?, Lenin?de, işbaşındaki Marksist felsefeye dönüşmüştür.

?Bize Kapital?in mantığını bıraktı?
Althusser?in, ?Kapital?in okunmaması? derken kastettiği buydu; yoksa kitabın okunmazlığı durumu değil. Althusser?in uyarısını takip eden Alman Marksist düşünür Alfred Shn-Rethel, kapital?in felsefi olarak okunmamış olmasının sonuçlarını, ?Zihin Emeği Kol Emeği? adlı kitabında şöyle dile getirir: ?Marksist analiz iki dünya savaşından bu yana tanık olduğumuz toplumsal değişimi takip etmiş midir? (?) Bugün uğraştığımız pek çok temel sorunun böylesine güçlük yaratmasının nedeni, düşünüş tarzımızın yeterince Marksist olamayışı ve önemli bazı alanların tartışma dışı kalması[dır].? Lenin?in ?Kapital? için söylediğini bu noktada hatırlamamız gerekir: ?Marx bize bir ?Mantık? bırakmadı; ama ?Kapital?in mantığını bıraktı.? Ama yanlış anlaşılmamalı; ?Kapital? sadece felsefecilerin veya Marksistlerin okunması gereken bir kitap değil. İngiltere?deki kapitalist üretim tarzını konu nesnesi edindiği için, sadece İngilizlerle/Batılılarla ilgili bir kitap da değil kuşkusuz. Marx, bu yaftayı bildiği için, ?Kapital?in birinci baskısına yazdığı 25 Temmuz 1867 tarihli önsözünde bu yaftaya peşin yanıt verir: ?benim bu eserde inceleyeceğim şey, kapitalist üretim tarzı ve onunla uyuşan üretim ve dolaşım ilişkileridir. Bunların bugüne kadarki klasik yurdu İngiltere?dir. Teorimi geliştirirken başlıca örnek olarak İngiltere?den yararlanmamın sebebi budur. Ama Alman okuyucu, İngiliz sanayi ve tarım işçilerinin durumları karşısında ikiyüzlüce omuz silkecek ya da Almanya?da işler hiç de o kadar kötü gitmiyor diye kendisini iyimser bir havaya bırakacaksa, ona şöyle seslenmeliyim: De te fabula narratur! (Hikâye seni anlatıyor!)?
Marx, bütün okura seslenir ve yukarıdaki paragrafa gelmeden, ?Kapital?in, teorik seviyesini bu okurun seviyesine göre kurduğunu da belirtir: ?özellikle değerin özünün ve değerin büyüklüğünün analizi ile ilgili yerlerde söylediklerimi mümkün olduğu ölçüde, ortalaya okuyucunun seviyesine indirdim.?
?Kapital?, kuşkusuz Marx?ın başyapıtı, Marksizmin de temel yapıtıdır. Marx, ?Kapital?in ön çalışması olan ?Ekonomi Politiğin Eleştirisine Katkı?nın (1859) yayımlanışından 1883?teki ölümüne kadar yaklaşık çeyrek yüzyıl boyunca üzerinde çalıştığı ?Kapital? için, ?uğruna sağlığımı, mutluluğumu, ailemi feda ettiğim kitabım? ifadesini kullanmıştır.

Emek sermaye çatışması
Kapital?in birinci cildi 1867?de Almanca olarak yayımlanır; II. cilt, Marx?ın ölümünden iki yıl sonra 1885?te Engels tarafından, III. cilt yine Engels tarafından 1894?te yayımlanacaktır. Kautsky tarafından1905-10?da yayımlanan ?Artı-Değer Teorileri? de, bilindiği gibi ?Kapital?in dördüncü ana bölümü olarak tasarlamıştır.
?Kapital?de Marx?ın en ünlü önermelerinin ardındaki muhakeme yer alır. Bu önermeler arasında, kapitalizmin ilerlemesi ve gerilemesinin temelinde üretimin yattığı; kapitalizmin tarihte iktisadi ilişkilerde sürekli altüst oluşlara dayalı ilk sistem olduğu; bir yedek işsizler ordusuna ihtiyaç duyduğu, iktisadi gücü tekeller hâlinde yoğunlaştırma eğilimi gösterdiği; ve bunalımların kapitalizmin ayrılmaz bir parçası olduğu görüşüdür. Marx, ?Kapital?in başından sonuna dek, kapitalizmin bu doğrultuda gelişmesinin emek ile sermaye arasındaki çatışmaya dayandığını gösterir. Anlatılan hikâye, işçi sınıfı ile kapitalist sınıfın, özellikle bunların iktisadi rollerinin nasıl doğduğu, geliştiği ve farklılaştığının hikâyesidir. ?Kapital?, Marx?ın tarih biliminin kapitalizmin, özellikle de onun iktisadi boyutunun tahliline uygulanışını temsil eder. Marx?ın ?Kapital?de okuru yüzleştirdiği sorular, bugünün de sorularıdır: Kapitalist ekonomi kendini nasıl yeniden üretir? Kapitalizm öncesi toplumların içinden nasıl doğmuştur? Gelişmesine, genişlemesine ve yozlaşmasına yön veren iç dinamik hangisidir? Kapitalizmin yüzeysel görüngüleri, temelde yatan ilişki ve güçlerden nasıl farklılaşır ve onları gizler?
?Kapital?deki tahlil aynı zamanda Marx?ın diyalektik yönteminin uygulamalı örneğidir. Marx, kapitalizmi anlamak için onun en basit, soyut kategorilerini tahlil etmek, bunların karşılıklı ilişki ve çelişkilerinden hareketle, giderek karmaşıklaşan ve gündelik görüngülere uygun düşen kategorileri inşa etmek gerektiğini belirtir. Kapital?in üstünde yükseldiği ilke de budur.
Yordam Kitap, Komünist Manifesto ve Hakkında Yazılanlar ile Lenin?den Seçme Yazılar?dan sonra, şimdi de Marx?ın ?Kapital?in birinci cildini yayımladı. ?Kapital? de, diğer iki kitap gibi özenli. Bu çevirinin ayırıcı özelliği, kuşkusuz Almanca aslından yapılmış olmasında.
Yayıncılık ahlakı bakımından önemli olan ise, Yordam?ın, kitaba koyduğu açıklama notu. Bu notta, ?Kapital?in, Türkçeye çeviri serüveni anlatılıyor ve bu çevirilere katkısı olan yazarlar özellikle vurgulanıyor.
?Kapital?i Almanca aslından Türkçeye çevirip yayımlamaya başlayan Hikmet Kıvılcımlı?dır. Kıvılcımlı?nın, bu girişimini ?Türkçeye, Fransızca?dakinden daha doğru bir ?Kapital? vermek gayreti? olarak adlandırması çoşku verici ve aynı zamanda etkileyicidir. Ancak Kıvılcımlı?nın, 1937 yılında başladığı bu çeviri girişimi, ?Donanma davası? yüzünden yarıda kalır.
?Kapital?i Almanca aslından Türkçeye çevirme girişimindeki ikinci adım Mehmet Selik?e aittir. Selik, birinci cildi ile üçüncü cildin ilk yarısını çevirmiştir. Birinci cilt, 1966-67 yıllarında beş cilt halinde, üçüncü cildin ilk bölümü 1970?de, Sol Yayınları tarafından basılır.

?Kapital? çevirileri…
?Kapital?in Türkçeleştirilmesi konusundaki kuşkusuz büyük adım Alaattin Bilgi?ye aittir. Bilgi?nin çevirdiği üç cilt 1975-78 yıllarında Sol Yayınları?nca yayınlanır. Bilgi?nin çevirisi İngilizceden yapılmıştır. Bu çevirinin başarısında Alaattin Bilgi?nin felsefeci oluşunun önemli katkısı vardır kuşkusuz.
Yordam Kitap?ın basımı, Mehmet Selik?in çevirmiş olduğu bölümlerin gözden geçirilmiş olarak yeniden basılmasından, ayrıca daha önce Almanca?dan çevrilmemiş olan bölümlerin (II. Cildin tamamı ile III. Cildin ikinci yarısı) Nail Satlıgan tarafından çevrilmesinden oluşuyor.
Yordam Kitap?ın bu ?Kapital? yayını, iki önemli ekle de dikkat çekiyor. Bunlardan ilki, Marx?ın başlangıçta ?Kapital?in I. cildine 6. bölüm olarak koymayı düşündüğü, ancak cilde dâhil etmekten daha sonra vazgeçtiği, Marx?ın ekonomi politik eleştirisinin mantığı ve ?mimari?si açısından özel bir önem taşıyan 120 sayfalık el yazmasıdır. Diğer ek ise, ?Kapital?in temel kavramlarının Almanca, Fransızca, İngilizce ve Türkçe karşılıklarını içeren bir ?sözlükçe?dir.

Kitabın Künyesi
Kapital: Ekonomi Politiğin Eleştirisi Cilt: 1
(Sermayenin Üretim Süreci)
Orjinal isim: Das Kapital, Kritik der Politischen Ökonomie, Band I.
Karl Marx
Yordam Kitap / Kuram / Felsefe Dizisi
Editör:Erkin Özalp, Oktar Türel
Çeviri:Mehmet Selik, Nail Satlıgan
İstanbul, 2011, 1. Basım
875 sayfa

Previous Story

Paran Kadar Sağlık (Türkiye’de Sağlığın Ticarileşmesi) – Mustafa Sönmez

Next Story

Weydonun Trajedisi

Latest from Ekonomi

SWIFT ödeme sistemi nedir?

SWIFT NEDİR? SWIFT, paranın hızla sınır tanımadan bir yerden bir yere gönderilmesini sağlayan uluslararası mali yapılanmanın ismi . Kelime olarak da İngilizce, Society for

Ekonometri Nedir?

Ekonometri Nedir? Ekonometri, ekonomik verilerin, matematik, istatistik ve bilgi teknolojileri kullanarak, bu veriler arasındaki ilişkiyi inceleyen bilim dalıdır.  Daha açık olmak gerekirse, “sonucu uygun metotlarla ilişkilendirilmiş, teori ve gözlemin

Agroekoloji – Başka Bir Tarım Mümkün

Bir bilim, uygulama ve hareket olarak 1980’lerde dünya sahnesine çıkan agroekoloji günümüzde, endüstriyelleşmiş, tek tip ürüne dayanan, doğaya zarar veren, kâr rasyonalitesini temel alan
Go toTop

OKUMA ÖNERİLERİMİZ