Eylül ayında Kemal Bekir?in toplu oyunlarının ilk kitabı yayınlandı. Kitapta iki oyun var. İkisini de okudum. ?Sultan ile Kızları? ve ?Tuhaf Bir Ölüm?. Sultan ile Kızları?nı yazmak istiyorum.
Oyun hem Shakespeare?in Kral Lear?ini anımsatıyor hem de çocukluğumdan aklımda kalan kimi masalları. Yine de oyunun izleği anımsattıklarının dışında gerçekleşiyor.
İlk sayfayı açıp okumaya başlayınca oyunun konusu sizi hemen içine alıveriyor. Şaklaban?ın konuşmasıyla bildik konuyu öğreniyoruz. ?Malı mülkü dünyayı tutmuş Sultanın? ülkesini üç kızına paylaştırmak istemesi ve sonrasında gelişen olaylar anlatılıyor.

Oyunun izleğini yorumlayabilmek için yine Şaklaban?ın şiirsel konuşmasına başvurmak gerekiyor. Bu kez oyunun sonunda Şaklaban bize önemsememiz gerekeni anımsatır. ?Hem yazda, hem de kışta / Benim gönlü barışta / olursan hangi yaşta / Akıl baştadır başta?. Aklın başta olmasını söylerken aslında Sultan?ın yanlış davranışına dikkatimizi çekiyor. Sultan çevresindeki insanları doğru yorumlayamamış, dostunu düşmanını ayırdedememiştir. Bu nedenle de yaşlılığında sokakta kalmıştır. Güvendiği kızlarından Mahperi, babasını kovmaktan beter etmiştir. Babasına söyledikleri Sultan?da yıkım yaratmıştır. Sultan mal paylaştırmak isterken akılcı davranmamıştır. Bu sözleri duymayı hak etmiştir. Mahperi, ?Daha açığı şu. Adamlarınız konağımın düzenini bozuyorlar. Kavga gürültü, şımarıklık ediyorlar. Ya siz yola getirin, ya da ben yola getiririm? demiştir. Sultan bu tür davranışlarla karşılaşmaya alışık değildir. Kızına seslenir, ?Öyle ya, kendi ellerimle sana verdim yönetimimi (Birden öfkeyle bağırır) Defol, çekil git karşımdan! Senin gibi kızım yok benim! Bir kızım daha var, onun yanına gideceğim. Çabuk atlarım, arabam hazırlansın!?

Sultan öteki kızına gitse de sorun değişmez. Mahperi, babasının kendilerine verdiklerini geri almak isteyeceği savıyla kardeşine haber gönderir. Babasının ne duruma düşebileceği umurunda bile değildir. Amacı kardeşi Ayperi ile ortak çıkarlarını gözeterek işbirliği yapmaktır. Bu nedenle kardeşine haber gönderir. Sultan, Ayperi?nin konağına ulaştığında da sevgiyle karşılanmaz. Sultan kendisini çok sevdiklerini düşündüğü iki kızından da darbe yemiştir. Ayperi?nin öfkenizi tutun, ablamın uyarılarını dinleyin, adamlarınızın sayısını azaltın. Bir ay benim yanımda, bir ay ablamın yanında oturun, uyarısına şu karşılığı verir. ?Onun yanına dönmek ha! Senin yanında kalmak ha! Hayır! Siz benim bu kadar alçalacağımı mı sandınız. Küçük kardeşinizi, Gülperi?yi konuk eden Kafkas Sultanı?na sığınırım. Tahtı önünde diz çöker, beni sarayında barındırmasını, karnımı doyurmasını dilerim.?
Sultan, Kafkas Sultanı?na sığınıp, tahtı önünde diz çökmeyi kabul ediyor. Aynı tutumu Ayperi, ablamı yanlış anladığınızı söyleyin, dediğinde göstermemişti. sultan, Kafkas Sultanı?nın dostu olduğunu anımsamıştır. İşte zor günlerde ilk aklına o gelmiştir. Kızlarına beni ne kadar seviyorsunuz diye sorduğunda Gülperi?nin yanıtını yeterli bulmayıp onu sarayından kovmuştu. Kafkas Sultanı o zaman araya girerek Gülperi?yi kendi ülkesinde konuk edeceğini söylemişti. O zaman dostu Kafkas Sultanı?nın uyarılarını dinlemeyen Sultan, şimdi bu bunalımlı ve yalnız kaldığı günlerinde dostunu anımsamıştır.

Sultan, iktidarın gücüyle emir vermeye kendi isteklerini emri altındakilere yaptırmaya alışıktır. Belki de bu nedenle kuralına göre oynayanları doğru yorumlayamamıştır. Kemal Bekir, oyunda doğru söyleyenin her zaman sizi onaylayanlar olamayacağını göstermiştir. Oyun boyunca doğruyu söyleyerek Sultan?la çatışmayı göze alanlar, kötü günlerinde de onu yalnız bırakmayanlardır. Daha oyunun başında bu tutumun ipuçları görünür. Oyunun kurgusu bu ince işleyişi bize gösterir. Sultan, kızı Gülperi?yi sevgisini yalakalık yaparak göstermediği için kovduğunda, genç veziri araya girmek istemişti. Sultan, onu uyarmıştı. ?Çeneni tutmazsan başına neler geleceğini bilmiyor musun.? Yiğit beyin yanıtı, dostluğun neleri göze alabileceğini göstermesi açısından önemlidir. ?Hayatımı zaten sana adadım. Kararını değiştirmezsen Sultanım, ülkenin her yerinde yolda, belde, halk içinde adını değiştirerek bangır bangır bağıracağım! Kör Sultan! Sağır Sultan!? diyen Yiğit beyin uyarılarını da dinlememişti Sultan. Ne demek istiyor diye merak etmemişti bile. Yiğit beyi de kızının ardından kovmuştu. Sultan çevresinde her söylediğini alkışlayan insanlar görmeye alışkındır. Malını, mülkünü de kendini çok sevdikleri sanısıyla kızlarına bırakmıştı. Kızlarının kendi çıkarları ve iktidarın gücüyle ilgilendiklerini bu nedenle geç anladı.

Yine de Sultan?ı çıkar gütmeden sevenler vardır. bir zamanlar kovduğu kızı Gülperi, Gülperi?ye aşık Garip ?ki Garip, Sultan?ın yaşlı veziri Mazlum beyin oğludur- yaşlı veziri Mazlum bey, Kafkas Sultanı, Yiğit bey, Sultan?ı zor günlerinde yalnız bırakmazlar. Bu kadar da değil, yeniden iktidarını ele alması için ona destek olurlar. Oyun boyunca Sultan?ın yanından ayrılmayan Şaklaban, her durumda doğru söylemekle bize neyi duyurur. Bize kişinin yanında her zaman şakşakçıların değil, doğruyu söyleyen birinin bulunması gerektiğini anımsatır. Şakşakçı tipler kendi çıkarlarını gözetirler. Her zaman doğruyu söyleyen Şaklaban ise deliliğin ardına gizlense de Sultan?ı her koşuda uyarmış ve ona hakikati göstermiştir. Sultan?la birlikte geceyi ormanda geçirdiklerinde bile doğruyu söylemekten caymamıştır. ?Şaklabanlığı bitti Şaklabanın / Sarayda büyüttüğün iki yılanın / Elinden çektiği eski Sultanın / Dilim varmaz beterini söylemeye / ihtiyar gücenir, gocunur diye / Ama söylenirse şimdi söylenir / Başka zaman belki öfkelenir / Altından yular taksan eşek yine eşektir.?

Yiğit bey, onu uyardığında Sultan?ın yanıtında Şaklaban?ı anladığını görürüz. sultan, ?Ne söylese az. Kulağı kesilince eşek küheylan olmaz? der. Sultan, yanlışını anlamıştır. Gülperi?yi kovduktan sonra Şaklaban?ın söylediklerinden olacakları önceden gördüğünü anlıyoruz. Şaklabanın oyundaki uyarıcı rolü doğruyu söylemektir. Gülperi?nin kovuluşunun ardından üzülmüştü Şaklaban. Sultan?a söylediği şarkı oyunun izleğini bize anlatır gibidir. ?Ak saçlı kafaların / Bazen kabaktır içi / Yalancının yalanı / Sanılır birer inci // Allah büyük aydırır / Altından taht kaydırır / Tahtını bilmeyene / Düzenbaz baht kaydırır // Zaman öğretir işi / iyi ile kötü kişi / Daha önceden görür / Akılının bakışı?

Oyunda iyi ile kötünün savaşında iyiler kazanır. Bu kazanım başarıyla üstesinden gelinen karmaşık bir kurguyla gerçekleştirilir. İyilerin ve kötülerin savaşımını biz oyunda birdenbire değil, usul usul sezdirilen kimi davranışlardan kavrarız. oyunun sonunda zamanın Sultan?a yanlışlarını gösterdiği anlaşılır. Kızı Gülperi ile Garip?e yönetimi bırakmaya karar verir. Şaklaban şiirsel konuşmasıyla oyunu noktalar. ?Hem yazda, hem de kışta / Benim gönlüm barışta / olursan hangi yaşta / Akıl baştadır başta.?

Kitabın Künyesi
Toplu Oyunları 1: Sultan ile Kızları – Tuhaf Bir Ölüm
Kemal Bekir
Mitos Boyut Yayınları / Tiyatro Oyun Dizisi
Birinci Basım, Eylül 2010
144 sayfa

Previous Story

Devletin Bozma Çabasına Karşı Bir Avuç Aydının Direniş Kalesi, Dil Derneği ? Celal İlhan

Next Story

Çalışmak Sağlığa Zararlıdır – Annie Thebaud-Mony

Latest from Berrin Taş

Berrin Taş Şiirinde Aşk – Mustafa Özmen

Aşk eylemdir. Hemde insanlığın yarattığı en görkemli eylemdir. Bir yanıyla sevgidir, bir yanıyla kavga, bir yanıyla savaştır, bir yanıyla barış. Aşk doğası gereği birçok

Berrin Taş Şiiri 6 – Mustafa Özmen

Soğuk bir kış günü İstanbul’da? Yollar kar, buz, trafik. Televizyonlar, radyolar, gazeteler söz birliği etmiş. ?Sokağa çıkmayın? diyorlar. Kar darbe mi yaptı acaba. ?Sokağa

Berrin Taş Şiiri 4 – Mustafa Özmen

Platon’un bilindik adalet tanımı şuydu; ?Adalet, güçlünün işine gelendir.? Günümüz adaletinin de uyguladığı budur. Bu adalet kavramı; soğuk mahkeme duvarlarını, yasaları, düzmece tutanakları, gözaltıları,
Go toTop

OKUMA ÖNERİLERİMİZ