Kenarın Kitabı (‘Ara’ Da Kalmak, Çeperde Yaşamak) – Funda Şenol Cantek

Her şehirde varlar: Kenarda yaşayanlar… Türlü türlü: Kenara itilenler var, mecburiyetten kenara çekilenler var, bile isteye kenara kayanlar var.Kenarın Kitabı, şehirlerin kentsel sahnesinin kenarlarına bakıyor. Kentsel dönüşümün gözden ıraklaştırılan sahne arkalarına bakıyor.Seyyar satıcılar… Kenar mahallelerin ve “Allah’ın unuttuğu yerlere” kurulan TOKİ konutlarının kadınları… Çinçin gibi namlı mahallelerin suçlulukla damgalanmış çocukları… “Markalaşma” peşindeki kentsel turizmin “ayak altından çekilsin” istedikleri… Ankara’nın yok edilmiş, unutulmuş Ermenilerinin kenarda kalan izleri…Dış mahallelerin de dışındaki çöplükler, molozluklar… ve “kenar mahalle ekolojileri”… Eda Acara, Özkan Agtaş, Elif Ekin Akşit-Vural, Eylem Ümit Atılgan, Funda Şenol Cantek, Kübra Ceviz, Sermin Çakmak, Rafael Demirci, Ayhan Geçgin, Tahire Erman, Alev Özkazanç, Jean-François Perouse, Timur Özkan, Engin Sarı, Çağla Ünlütürk Ulutaş’ın katkılarıyla.
(Tanıtım Bülteninden)

Kenara itilenlerin hikâyeleri – Beste Bal
(17.02.2014, http://kitap.radikal.com.tr/)
Yaşadığımız şehrin gezilecek, görülecek yerlerine her ne kadar çok sık gitmesek de hâkim sayılırız; şehir onlarla anılır çünkü. Sadece onlarla mı anılır? Elbette hayır. Ama gündelik koşturmaca içinde yolumuzun zorunlu bir şekilde düştüğü mekânlardan bahsetmek yerine tercih ettiklerimizden bahsetmek, daha cazip gelir. Bu, o mekânlardaki karşılaşmalarımız söz konusu olduğunda da geçerlidir. Şehrin her yerini aynı şekilde duyumsamayız. İlişkilerimiz yalnızca ?insan? odaklı değil, bulunduğumuz mekândaki insana odaklı olarak şekillenir.

İstanbul denilince akla martılar kadar sokak çocukları da gelmez mi; peki ya ellerinde arabalarıyla sokakları arşınlayan katı atık işçileri? Kulağınıza Ankara?nın Çinçin?i hiç çalınmamış mıdır, bağları kadar? Neredeyse dev şantiyelere dönüşen şehirlerde, tüm ülkede aynı anda törenle başlatılan kentsel dönüşümde TOKİ?yi görmemek mümkün mü? Gökyüzünden baktığınızda Diyarbakır?ın mı İstanbul?un mu semalarında olduğunuzu anlamanızı engelleyen o tek tip konutları gözünüzde canlandırabiliyorsunuz, değil mi? Sonra şehrin olmazsa olmazı semt pazarları; ?nereden geliyor onca ürün? diye düşünmüşsünüzdür illa ki, organik olanın peşine daha çok düşülüp yiyeceklerin izinin bunca sürüldüğü bir zamanda. Aslında içinde yaşadığımız şehirler, ne kadar da parçalı bir bütün ve bu parçalardan yalnızca birkaçına odaklanınca o şehri anlamak ne kadar da zor.

Daha bütünlüklü bir anlatının oluşmasına vesile olan Memleket Kitapları dizisinin yeni kitabı Funda Şenol Cantek?ten: Kenarın Kitabı. Cantek, önce içerisinde Ankara?ya dair her şeyin yer aldığı konusunda iddialı olduğu bir kitap derliyor. Ama zaman içerisinde aslında bir şeylerin eksik kaldığını fark ediyor; kendi deyimiyle araftakilerin, kenara itilenlerin, en alttakilerin hikâyeleri hâlâ anlatılmayı, dokunulmayı beklemektedir. Tam da bu anlatı ihtiyacından doğan Kenarın Kitabı?nda Ankara merkezli çalışmalara yer verilse de anlatılan yalnızca bir şehrin hikâyesi değil. Farklı mekânsal birimlerdeki karşılaşmaları ele alan derleme, hem yaşadığı çevreye soran gözlerle bakanlar için oldukça sade dile sahip, hem de akademik çalışmalar için referans niteliği taşıyan bir kaynak. Anlatı her ne kadar Ankara merkezli olsa da Denizli?ye, Ergene?ye ve Niğde bağlarına da yolunuz düşüyor. Ankara?da Ermenilerin izini süren sözlü tarih çalışmasıyla yalnızca mekânda değil zamanda da yolculuk ediyorsunuz.

Hemen her gün bir yerlerde karşılaştığımız seyyar esnafın sokakla kurduğu ilişkinin nasıl şekillendiğini ve nasıl bir evrim geçirdiğini, mekânsal bağlamda ele alan makale ile sokak üzerine akıl yürütmeye başlanıyor. Ardından kadınların gecekondudan TOKİ konutlarına uzanan deneyimleri, evin nerede bitip sokağın nerede başladığının muğlaklaştığı alanlardaki deneyimlerine karışıyor ve bizi yaşam alanı konusundaki yargılarımızı gözden geçirmeye sevk ediyor. Konuttan bahsederken konu kentin köyüne geliyor, bir diğer makalede ?kenar mahalle ekolojileri?nin çokboyutluluğu gözler önüne seriliyor. Rafael Demirci görüşmesinde ise hem kentin hem de Ankara?da yaşayan Ermenilerin tarihi aktarılıyor.

?Sokak? kelimesinin kitapta yer verilen ilgi çekici kökenini, hem okurken akılların bir köşesinde olması hem de gündelik yaşamda sokağın bir de bu gözle değerlendirilmesi açısından paylaşmakta fayda var. Nişanyan sözlüğüne göre; ?sokak? sözcüğünün Batı dillerindeki, örneğin İngilizcedeki (street), Almancadaki (strasse), İtalyancadaki (strada) karşılıklarına kaynaklık eden Latince kökenli, strata, Arapçaya ve oradan da dilimize ?sırat? olarak geçmiştir.
Sokakta karşılaşmak üzere!

Kitabın Künyesi
Kenarın Kitabı
(‘Ara’ Da Kalmak, Çeperde Yaşamak)
Funda Şenol Cantek
İletişim Yayınevi / Sosyoloji / Felsefe Dizisi
İstanbul, 2014
291 s.

Funda Şenol Cantek
1970’te Ankara’da doğdu. Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nden 1992’de mezun oldu. 1994’ten itibaren Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü?nde görev yapmaktadır. Öğrenciliği sırasında birkaç yıl basın sektöründe çalışmıştır. İletişim sosyolojisi, kent kültürü, basın tarihi, sözlü kültür konularında yayımlanmış çalışmaları ve “Yabanlar” ve Yerliler: Başkent Olma Sürecinde Ankara adlı, 2003 yılında İletişim Yayınları tarafından yayımlanmış bir kitabı vardır.

Previous Story

Sen sussan, kan konuşur – Ahmet Ümit

Next Story

Korkağın Türküsü – Necati Tosuner

Latest from Sosyoloji

Go toTop

OKUMA ÖNERİLERİMİZ