?Bu derenin ucunun nereye çıktığını gidip görmek istiyorum. Başka yerlerde neler olup bittiğini gerçekten bilmek istiyorum. Böyle amaçsızca yüzmekten bıktım usandım??

Küçük Kara Balık geçti o dereyi, ama Behrengi geçemedi, izin vermediler.

1939?un Haziran ayında Azerbaycan?ın Tebriz kentinde doğmuş Samed Behrengi. İki erkek, üç kız kardeşi varmış. İlkokulu bitirdikten sonra Tebriz?deki Öğretmen Okulu?nda okumuş. Öğrenimini tamamlayınca köy okullarında gönüllü öğretmenlik yapmaya başlamış. Öğretmenlik yaptığı sıralar bir yandan Tebriz Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümünü bitirmiş. Çocukları seven ve onları anlamaya çalışan Behrengi, halk masallarının gerçekliğine, duruluğuna, yol göstericiliğine çok inanırmış ve ilk kitabında bu halk masallarını derleyip Farsça?ya çevirmiş. Kısacık ömrüne birbirinden güzel çocuk öyküleri de sığdırmış.

?Küçük Kara Balık?ı, ?Bir Şeftali Bin Şeftali?yi, ?Pancarcı Çocuk?u, ?Püsküllü Deve?yi, ?Kel Güvercinci?yi armağan etmiş küçük büyük herkese. Bu öykülerin yanı sıra, İran kültürü ve eğitim sistemiyle de ilgilenmiş ve sistemin aksayan yönlerini kaleme alıp, çözümler üretmiş. Ancak bu makaleleri ve kısa öyküleri Şah yönetimince yasaklanmış ve kimilerine göre Behrengi?nin cezası Aras Nehri?nde kesilmiş. Samed Behrengi?yi öldürdüğünü zanneden iktidar, onun ömrüne ömür kattığını anlamamış bile.

?Çocuklar, bu toplum babalarınızın size miras bıraktığı toplumdur. Yaramazlıklarınızı aza indirmeli ya da hatta tümüyle bırakmalısınız. Bu toplumun sorunlarının üstesinden gelecek çözüm araçlarını aramalı, bulmalı ve de hastalıkları yok etmelisiniz. Toplumu tanımanın birkaç yolu vardır. Bu yollardan biri kitap okumaktır. Kitapların hem en iyisini seçmeliyiz, hem de bizim çeşitli sorularımıza yanıt verenlerini. Kitap toplumumuzu ve öteki ulusları bilgilendirmek ve bize toplumsal hastalıkları göstermek zorundadır. Öyküler bizlere, toplumumuzun gerçek bir resmini çizebilir; sorunlarını ve nedenlerini açıklayabilir. Öyküler, okuyanları yalnızca eğlendirmez. Bu yüzden ben de akıllı çocukların öykülerimi yalnızca hoş vakit geçirmek için değil, öğrenip bilgilenmeleri için okumalarını istiyorum.? (Samed Behrengi)

Çocuklar ilk duydukları sözcüklerle konuşmayı sökerler, ilk gördükleri insanları aile bilirler, ilk mimikleri, tavırları, davranışları bu insanlardan görüp onları taklit ederler. İlk okudukları akıllarından çıkmaz. ?Küçük Kara Balık?ı heceleyerek okuma şansına sahip çocuklar, o an bunun kıymetini bilmezler, sonradan ya anlarlar ya anlamazlar. Çoğumuz ?sistem eleştirisi? bilincine sahip olduktan sonra okumuşuzdur bu kitabı, ama bunu bilmeden okuyan çocuklar ne şanslıdırlar. Yedi yaşına bastıkları gün, birine ?Küçük Kara Balık? birine ?Bir Şeftali Bin Şeftali? alınan kardeşler vardır mesela, ne şanslıdırlar. Küçük kırmızı balıklar da onlardır asıl. Sabaha kadar okyanusu düşleyip Kara Balık?ın derdine düşen onlardır.

 Yirmi dokuz yaşında kıymasalardı kim bilir daha neler yazardı Samed Behrengi. Biz bilmeyiz, karşılıklı ağlaşarak Küçük Kara Balık okuyan anneleriyle evlatlarını. Çocukları cezaevinde, eşleri gece nöbetlerinde bu anneler, inadına bulup okuturmuş bu kitabı evin en küçüklerine.

İran?da halen yasaklı kitaplar arasında olan bu kitap, 1980 İhtilalinde Türkiye?de de yasaklı olduğu dönemlerde, sayıları az da olsa bazı çocukların eline geçmiş işte bu şekilde.
Kitabın arkasındaki öyküyü bildiğinizde, yaşananları, yaşatılanları, acıları, özlemleri, o kitap daha çok dokunur ya size, içinize işler, sadece size özel olsun ama bir yandan da herkes bilsin istersiniz. Yazar öyle şeyler anlatır ki, özgürlüğün ekmek ve sudan daha önemli olduğunu mesela, yasak tanımazsınız, bulur okursunuz. Kitabevleri beş adım ötenizde de değildir ayrıca, uğraşırsınız bulmak için. Şimdi bu kitap ayağımıza kadar gelmiş de, kıymetini bilmeyecek miyiz? Çocuklar artık Küçük Kara Balık?ı düşünmeden mi uyuyacak?

Birileri yok yere ölmesin. Kara Balık okyanusun dibine gömüldüyse Balıkçıl da gömülsün. Birileri bizim için özgürlüklerinden vazgeçiyorsa nedeni bilinsin, isimleri unutulmasın. Çocuklara ?Samed Behrengi kim?? diye sorulduğunda yüzümüze boş boş bakmasınlar. Bilsinler ki; kendi yazdığı kahramandı o, Küçük Kara Balık?tı, okyanusa açılırken nehirde boğuldu. En büyük Türk yazarlardan biriydi, herkes çocukları onun kadar sevemezdi. Kütüphanelerine onunki kadar büyük bir hediye bırakan olmadı. Bunları bilsinler ki, okyanusa açılmak için cesaretleri olsun.

Hayat boyu okumalar diliyoruz.

İrem Halıç
(14.09.2012, Aydınlık Kitap Eki)

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

Previous Story

Yazmak ve Okumak Eylemi (Devam Yerine) – Erinç Büyükaşık

Next Story

Türk Dil Kurumu (TDK) değil sanki nefret sözlüğü gibi!

Latest from Biyografiler

Van Gogh’un kitap tutkusu

Geçtiğimiz haftalarda Paris’in izlenimci koleksiyonuyla ünlü Musée d’Orsay, Antonin Artaud’un Van Gogh: Toplumun İntihar Ettirdiği kitabından yola çıkarak yazar ile ressamı, Artaud ile Van
Go toTop